Yahya Arıkan

Deprem Vergileri Polemiği

04 Kasım 2011 Cuma
\n\n\n

Van Erçiş depremi bizleri bir kez daha acı bir bilanço ile karşı karşıya bıraktı. Ölü ve yaralılar bir yanda, birlikteliğin, dayanışmanın örnekleri ise gönlümüzü az da olsa ferahlattı. Devletin rolü ve deprem vergisi harcamaları üzerine gelişen tartışmalar ise sürüyor. Aslında konu göründüğü kadar karmaşık değil.

\n

Vergilerin akıbetinin sorulduğu Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, bu vergilerin yol, su, elektrik, eğitim ve sağlık harcamalarında kullanıldığını, yani, kamu harcamalarının finansmanında kullanıldığını ifade etti. Muhalefet partilerinden de bu açıklamaya itiraz geldi.

\n

Peki, nedir bu deprem vergileri? Ne için getirildi, ne zaman kalıcı hale geldi? Kısaca özetleyelim.

\n

Bu vergileri getiren kanunun tam ismi şöyle:4481 sayılı 7/8/1999 ve 12/11/1999 Tarihlerinde Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.

\n

İlgili kanun ile bir defaya mahsus olmak üzere, Ek Gelir, Ek Kurumlar, Ek Emlak ve Ek Motorlu Taşıtlar vergileri getirildi. Ayrıca 31.12.2002 tarihine kadar uygulanmak üzere Özel İletişim ve Özel İşlem Vergisi adı altında iki yeni vergi uygulamaya girdi. Bu vergiler de kamuoyunda, kısaca, deprem vergileriolarak ifade edildi.

\n

Kanunun genel gerekçesinde, kamunun finansman ihtiyacı vurgulanmış, bu vergiler ile bir yandan depremzedelerin yaralarının sarılacağı, diğer yandan ekonomide yeni yapısal sorunlar yaratılmadan bir süredir uygulanan ekonomik istikrar programının devamının sağlanacağı öngörülmüştür.

\n

Yani ortada, yukarıda ifade edilen iki temel amaç vardır.

\n

Getirilen vergilerin önemli bir bölümü bir defa uygulandıktan sonra kaldırılırken, Özel İşlem ve Özel İletişim vergilerinin ise 9 Ocak 2003 tarihinde, yani bugünkü mevcut iktidarın döneminde uygulama süreleri bir yıl uzatıldı.

\n

2003 yılının sonunda ise Özel İşlem Vergisi uygulamadan kalktı. Ancak Özel İletişim Vergisi 2 Ocak 2004 tarihinde yeni bir kanunla düzenlenerek kalıcı hale getirildi. Buna göre telefon kullanan ve telefon abonesi olan herkes, aboneliğinin başında, ÖİV ödüyor. Yeni aboneler için ödenecek vergi her yıl başında yeniden değerleme oranında arttırılıyor. 2011 yılında 34 lira olan bu tutar; 2012 yılında yüzde 10 civarında artarak 38 liraya yükselecek.

\n

Görüldüğü gibi deprem vergilerinden sadece ÖİV kalıcı hale gelmiş durumda. Kamuoyunda ÖTVnin de deprem vergisi olduğu ve kalıcı hale geldiği şeklinde yanlış bir algı var. Oysa ÖTV, Avrupa Birliğine uyum çalışmaları sonucunda 2002 yılında uygulanmaya başlayan bir vergi. Bu vergi, daha önce Akaryakıt Tüketim Vergisi uygulanan petrol ürünleri ve türevlerinden alınan vergiler ile yüksek oranda Katma Değer Vergisi uygulanan lüks tüketim malzemelerinden alınan vergilerden oluşuyor.

\n

Sonuçta; 1999 depreminin yaraları sarıldıktan sonra sözü edilen vergilerin depreme yönelik bir misyonu kalmamış, Sayın Maliye Bakanımızın ifade ettiği gibi yol, su, elektrik, eğitim ve sağlık harcamalarının finansmanında kullanılmıştır. Hatta bu vergiler, kamu borçlarının faizlerini ödemek amacıyla da kullanılmıştır. Şu bir gerçektir ki; bu bütçe uygulamasının da doğal bir sonucudur. Vergiler bütçeye gelir kaydedilir ve bütçede yer alan giderlerin tamamı bu gelirler ile finanse edilir.

\n

Bu noktada önerimiz ise depremin yaralarını sarmak amacıyla getirilen vergilerin bir fonda toplanması ve başımıza gelen felaketlerin onarılmasında kullanımının sağlanması olabilir. Bu fonu finanse etmek amacıyla Özel İletişim Vergileri kullanılabilir. Böylece felaketlere hızlı kaynak bulunabilir ve depremle yaşamaya hazır hale gelebiliriz.

\n

Kaçak sigaraya dikkat!

\n

Tütün ve Tütün Mamulleri Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı kamuoyu ile paylaşıldı. Eylem planını uygulamada Gelir İdaresi Başkanlığı koordinatör kuruluş tayin edildi. Son ÖTV zamlarıyla sigaranın üzerindeki vergi yükü artmıştı.

\n

Ülkemizde sigara paket fiyatı ortalama 3 dolar iken AB üyesi olmayan sınır komşularımızda bu rakam 1 dolar düzeyinde.

\n

İşte bir önerimiz de bu noktada! Bir tüketim malzemesinin üzerinde vergi yükü fazlaysa kaçakkaçınılmaz olur. Kaçağın sonuçları ise dramatik oluyor. Alkollü içkide yaşanan ölümlü olayları anımsayınız. Umarız aynı kötü sonuçlar kaçak sigarada da yaşanmaz.

\n\n\n

Doğuştan Özürlüler Malulen Emekli Olamaz

\n\n\n

Özürlü sigortalılara erken emeklilik hakkı veren uygulamalardan birisi de malulen emeklilik. Malulen emeklilikte aranan şartların gerçekleşmesi halinde yaş koşuluna bakılmadan emekli olunabilir. Sigortalının, sağlık kurulu tarafından çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60ını kaybettiği tespit edilirse malul sayılıyor.

\n

Sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi için yukarıdaki tespitin dışında sigortalının; en az on yıl sigortalı olması, toplamda 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için de salt 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekiyor. Bütün bu işlemlerde malullük aylığı için öncelikle sigortalının maluliyet durumunun tespit edilmesi şart. Sevk talebi tarihinde sigortalılığını sonlandırması şartı aranmıyor. SSKli sigortalılarından 2008in ekim ayı başından sonra malul olduğuna karar verilenlere toplam olarak 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün prim ödemeleri halinde malullük sigortası aylığı bağlanıyor.

\n\n\n

EMEKLİ BEKâR KIZA, VEFAT EDEN

\n

BABANIN MAAŞI BAĞLANIR MI?

\n\n\n

SSKden emekli bekâr kız, SSKli emekli babası ölünce onun maaşını alabilir mi? \tSeher Özkan

\n

Aynı kurumdan emekli olunduğu için, emekli bekâr kız çocuğunun bu hakkı yoktur.

\n

\n\n\n

SORU - CEVAP

\n\n\n

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları