Yahya Arıkan

'Sakıncalı Mükellef' Korkusundan Kurtulmak

16 Eylül 2011 Cuma
\n\n\n

Kod uygulamasıbaşka bir ifadeyle sakıncalı mükellefler listesison dönemde işletmelerin korkulu rüyası haline geldi. En yetkili ağızlarca kod uygulaması kalkacakdenmesine karşın adeta daha geniş bir çerçevede uygulanır oldu. Yeni uygulamanın adı ise Katma Değer Vergisi İadesi Risk Analizi Projesi”.

\n

Bu proje dayanağını 84 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinden almakta. Tebliğ, vergi iadeleri ile müteselsil sorumluluk ilkelerini belirliyor. Özel ve genel esaslar olarak iki bölümü var. Olumsuz mükellef olduğu yönünde tespiti ya da raporu bulunanlar özel esaslara tabi oluyor. Diğer bir ifadeyle bu, kod listesine alınan sakıncalı mükelleflerdemek.

\n

Bu listelerden çıkmak ise başlı başına bir sorun. Örneğin yüzlerce mükelleften alışı olan bir işletme, alış yaptığı firmalardan birinin sakıncalı olması halinde kendisini de bu listede görüyor. Bu nedenle ticari itibarı bozulan mükellef, listeden çıkabilmek için çeşitli incelemelere muhatap oluyor ya da yargı süreci ile baş başa kalıyor.

\n

İşte adım adım mükelleflerin başına gelen olumsuzluklar ve korkulu rüyadan uyanmak isteyenler için izlenmesi gereken yol haritası

\n

Sahte belge düzenleyen mükelleflerden alışlar

\n

Mal veya hizmet bedelinin banka kanalıyla veya çek yoluyla ödenmiş olması tek başına çare olmuyor. Bu olumsuzluktan kurtulabilmek için dört önemli işlem yapılabilir.

\n

1. Düzeltme beyannamesi verilerek söz konusu alışlara ait KDV, indirim listelerinden çıkarılabilir.

\n

2. Düzeltme beyannamesi verilmezse, olumsuz alışlara ilişkin KDVnin 4 katı tutarında teminat verilerek genel esaslara dönüş sağlanabilir.

\n

3. Olumsuz alışın dönemi zamanaşımına uğramışsa, mükellefin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır.

\n

4. Söz konusu alışlar için KDV tevkifatı yapılmış ve vergi dairesine ödenmiş ise, tevkifat yapılan alışlardan dolayı mükellefin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır.

\n

Sahte belge kullanan mükelleflerden alışlar

\n

Sahte belge kullananlar listesine girenlerden mal veya hizmet alan mükelleflerin, yukarıda sıralananların yanı sıra bu alışların banka yoluyla ya da Türk Ticaret Kanununda belirtilen çeklerle yapılmış olduğunun vergi dairesine belgelendirilmesi gerekiyor.

\n

Adresinde bulunmayan veya mükellefiyeti resen kapatılan mükelleflerden alışlar

\n

Bu mükelleflerden alışları olan işletmeler şu üç işlemi yapabilir.

\n

1. Adreste bulunmama veya mükellefiyetin kapatıldığı dönemden önceki dönemler için, yani mükellefin faal olduğu dönemlerde yapılan alışlar için herhangi bir sorumluluk bulunmamaktadır.

\n

2. İlgili dönemlerdeki söz konusu alışlar için düzeltme beyannamesi vermek suretiyle KDV indirimlerinden çıkarılabilir.

\n

3. Düzeltme beyannamesi verilmezse, olumsuz alışlara ilişkin KDVnin 4 katı tutarında teminat verilerek genel esaslara dönüş sağlanabilir.

\n

Defter ve belgelerini inceleme elemanına ibraz etmeyen mükelleflerden alışlar

\n

Bu durumda şunlar yapılmalıdır:

\n

1. İlgili dönemlerdeki alışlar banka yoluyla ya da Türk Ticaret Kanununda belirtilen çeklerle yapılmış ve belgelendirilebiliyorsa, alış yapan mükellefin müteselsil sorumluluğu yoktur.

\n

2. Ödemeler, banka yolu ya da çekle yapılmamışsa, söz konusu alışlar için düzeltme beyannamesi vermek suretiyle KDV indirimlerinden çıkarılabilir.

\n

3. Defter belge ibraz etmeyen mükellef hakkında olumsuzluk kalkarsa, bu durum vergi dairesine bildirilmelidir.

\n

Tüm bu açıklamalardan sonra bir önemli yöntem de yargı yoludur. İlgili listeden çıkmak isteyen mükellef, önce vergi dairesi müdürlüğüne başvurmalı, bu başvurunun reddi üzerine de işlemin iptali istemiyle vergi mahkemelerinde genellikle de yürütmeyi durdurma talepli dava açabilir. Olumlu sonuç almak mümkündür.

\n

Danıştay 4. Dairesinin, konuyu kişi hak ve hürriyetleri ile ilişkilendirerek mükellefler lehine verdiği karar vardır. Anılan kararda, kod listesine alınan mükellefin, gerek vergi dairesinin gerekse de ilgili hiyerarşik üst makamların, mükellefleri bu şekilde kategorize edecek yasal düzenlemeye sahip olmadıkları gibi anayasada buna izin veren bir hüküm olmadığı belirtilmiştir. Üstelik bu sınıflandırmanın, anayasa ile güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine aykırılık teşkil edeceği, mükellefin kod listesinde yer alması işleminin hukuka aykırı olacağı vurgulanmıştır.

\n

Ancak bazı yargı kararlarında ise kod listelerinin hazırlayıcı idari işlemler olduğu, yasal tespitlere hızlı bir şekilde ulaşabilmek için oluşturulmuş bu listelerin icrai bir etkisinin olmadığı, bu haliyle idari davaya konu edilebilecek işlemin bulunmadığı yönünde kararlar da verilmektedir.

\n

Bizce soruna kalıcı çözüm bulmak ise; yasal dayanağı yoksun olan olumsuz mükellefler listesi uygulanmasına son vermekten ibarettir.

\n\n\n

SSKlilerin İstirahat Parası ve Şartları

\n\n\n

Biliyorsunuzdur; hastalanan ya da doğum nedeniyle çalışamayan sigortalılara raporlu bulunduğu sürelerde istirahat parasıda denilen geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Hekim raporuna göre verilen ve suiistimalleri önlemek için sınırlandırılan rapor süreleri önemli farklılıklar gösterir.

\n

Örneğin ayaktan tedavilerde sigortalıya tek hekim raporu ile bir defada en çok 10 gün istirahat verilebilir ve istirahat sonrasında kontrol muayenesi raporda belirtilmiş ise toplam süre 20 günü geçmemek kaydı ile istirahat uzatılabilir.

\n

20 günü aşan istirahat raporları ise sağlık kurulunca verilir. Sağlık kurulunun ilk vereceği istirahat süresi altı ayı geçemez. Tedaviye devam edilmesi halinde malullük halinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği sağlık kurulu raporu ile tespit edilirse bu süre de uzatılır.

\n

SGK ile sözleşme yapmayan hastane hekimlerinin verdiği istirahat süresi 10 günü geçmeyen raporlar sözleşmeli hastane hekimleri tarafından (çalışamazlık belgesi düzenlenmesi) şartıyla, 10 günü aşan raporlar ise devlet hastanesi sağlık kurulunca onandığı takdirde geçerli olur.

\n

Sigortalılara bir takvim yılı içinde tek hekim tarafından ayaktan tedavilerde verilecek istirahat sürelerinin toplamı 40 günü geçemez. Bu süreyi geçen istirahat raporları sağlık kurulunca verilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yetki tanınan işyeri hekimi bir kerede en fazla 2 gün istirahat verebilir. İstirahat raporlarında sigortalının çalışıp çalışamayacağı veya kontrol muayenesinin yapılıp yapılmayacağı hususu da belirtilir.

\n

Sigortalılar kendilerine verilen iş göremezlik belgelerinin nüshasını, işverenlerine ibraz etmek zorundadır. Raporların nüsha sayıları, yurtdışı tedavileri gibi daha birçok önemli ayağı var, ama sanırım en iyisi yazın bittiği şu günlerde sağlığımıza dikkat edip hastalıktan uzak durmak.

\n\n\n

YURTDIŞI BORÇLANMA NEREYE YAPILIR?

\n\n\n

2 Ocak 1960 doğumluyum ve 2 Şubat 1978 tarihinden beri Almanyada çalıştım. Bu yıl kesin dönüş yaparak 1 aydır Türkiyede SSKliyim. Hangi statüde emekli olabilirim? Bircan Çakıcı

\n

Yurtdışı borçlanması en son tabi olunan statüye göre yapılır. SSKli çalıştığınız için yurtdışı borçlanmanız SSKye sayılacaktır. Türkiyede sigorta başlangıcınız yok ise, erkek sigortalılar için en az 25 tam yıl, 9000 gün borçlanmanız gerekir.

\n\n\n

SORU - CEVAP

\n\n\n

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları