AKP'nin Gerçek Güç Kaynağı

05 Ağustos 2013 Pazartesi

AKP gerçek gücünü ne iç ne de dış siyasetteki başarılarından alıyor; AKP’nin gücünün ana kaynağı, giderek artan oranda İslamcı çizgiye doğru dönüşüm geçiren sermayedir.
İktidarın yıllardır ya
bizimle olursun ya da yok olursun ikilemini dayattığı büyük sermaye, yok olmaktansa ya da niteliği gereği kârlı çalışabilmek için AKP’ye yanaşıyor. Sonrasında toplumun geleceği bakımından olumsuzlukların kapıları ardına kadar açılıyor.

\n

***

\n

Kapitalist ekonomilerde sermaye siyasal iktidarı belirler. Türkiye’de tersi oluyor, siyasal iktidar sermayeyi belirliyor. AKP iktidarı yalnız vergi ve gerektiğinde polis baskılarıyla değil, asıl kamu olanaklarını kullanarak, bir taraftan var olan sermayeyi teslim olmazsan ezeriz korkutmacasıyla kendisine doğru eğip bükerken, iktidarın olanaklarıyla yeni oluşturulan sermaye de “hakiki” AKP’li oluyor!
Yeni sermaye ve sermayedar yaratmada, merkezi ve yerel
bütçe kaynaklarının kullanımı, mal ve hizmet alımları; özellikle Ankara’da özel yapıların kamuya kiralanması; KİY-Kamu İhale Yasası değişiklikleriyle kamu ihalelerinde yandaş sermaye yaratma uygulamaları; özelleştirmelerdeki yanlı tutum; kamu bankalarının kredi olanakları kullanılan ana araçlardır. Sermaye yaşamak için kaçınılmaz olarak büyümelidir. İktidarın sayılan araçlarını sonuna kadar kullanan AKP, sermayenin büyümesini belirliyor; sermaye artışı giderek artan oranda AKP eliyle oluyor. En büyük enerji, ulaştırma, kentsel dönüşüm ve yapı işlerinden en küçük belediyenin mal ve hizmet alımlarına kadar her alanın girişimcileri, sermaye birikiminin yeni öncüleri oluyor.
İktidar, kendisine bağlanan ve bağlanacak olan sermayenin önünü açmak amacıyla, işgücünün ucuz tutulmasını özellikle sağlıyor; ek olarak doğal ve tarihi çevrenin yağmalanmasında
tüm olanakları kullanıyor. Bu amaçla, sermayenin kapitalist ekonominin kurallarına göre çalışmasını sağlayacak dış kurumlar, ÇED-çevre etki değerlendirme ve DDK-düzenleme ve denetleme kurumları ya sermayeye engel çıkarmayacak biçime sokuluyor, işlevsizleştiriliyor; ya da TMMOB-mimar ve mühendis odalarının yetkileri örneğinde olduğu gibi ortadan kaldırılıyor. Bu amaçla, gerektiğinde her türlü hukuk, değer, kurum, bilimsel yorum ve giderek en temel ahlak kuralları evrensel anlamlarından farklı yorumlanarak hiçe sayılıyor!
Sermaye-AKP
iç içe geçmişliği o kadar ileri götürülüyor ki geçen hafta yapılan TOBB-Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği genel kuruluna, ana muhalefet dahil, AKP dışından siyasetçi çağrılmıyor; TOBB onları çağırmayabiliyor. Ülke sermayesinin 1700 delegeli bu en üst yasal organı AKP dışındaki siyasete tamamıyla kayıtsız ve topluma karşı da sorumsuz bir tutum sergileyebiliyor!

\n

***

\n

Esas olarak altyapısal ve ranta dayalı olan bu sermaye birikimi türünün uzun dönemde ekonominin gelişmesini olumsuz etkileyeceği; toplumsal ayağının emekçilerin yararına olmayacağı çok açıktır.
Çok önemli olan bu konulara geçmeden belirtilmesi gereken, AKP iktidarında
sermaye-iktidar ilişkilerinin yıkıcı niteliğidir.
AKP öncesinin sağcı iktidarları da özellikle 1965 sonrasında
kendi sermayedarlarını yaratma çabasına girmişlerdir. Ancak AKP öncesi çok farklıdır; o uygulamalarda dinsellik belirleyici olmamıştır. AKP’nin uyguladığı öncekiler gibi bir ahbap-çavuş kapitalizmi değildir; niteliği tümüyle değişik bir sermaye birikimi sürecidir. AKP sermaye birikiminin niteliklerinin daha ayrıntılı irdelenmesi gelecek yazının konusudur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları