Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dava
\n
\n12 Eylül 1980 askeri darbesiyle ilgili dava, ülkemizde çok geç kalmış bir ilk olarak tarihsel öneme sahiptir. Ancak, tasarlanması, zamanlaması ve kapsamı, kısırlıkla sakat olduğundan, hak ve adalet dağıtacak bir süreçten çok, içi boş bir gösteriye dönüşüyor.\n
\nBu tür davaların anlamlı olmalarının iki boyutu vardır. Birincisi, askeri hareketin, öncesi ve sonrasıyla bir bütün olarak, verdiği doğrudan ve dolaylı zararların hesabının tam anlamıyla görülmesidir. İkincisi de insan hak ve özgürlüklerinin alanının genişletilmesi ve güvence altına alınması, böylelikle toplumun demokratikleşmesine anlamlı ve olumlu katkılar yapmasıdır. Dava, bu özellikleri taşımaktan çok uzaktır.\n
\n***\n
\n12 Eylül’ün hesabını çıkarmak hiç de kolay değildir. İdamları, tutuklamaları, işkenceleri ve işten çıkarmalarıyla, milyonların yaşamını bıçak gibi kesen bir eylemin, kalıcı bir biçimde alıp götürdüklerini, kim, nasıl geriye getirebilir?! \n
\n12 Eylül darbesiyle ilgili olarak yayımlanan sayılar şöyle: 650 bin gözaltı; 230 bin yargılanan; 219 gözaltında işkence ile öldürülen ve 50 idam. Bu sayılara, davaya ilişkin değerlendirmelerde çoğu kez göz ardı edilen bir ekleme yapmak gerekiyor: 1402’likler; Sıkıyönetim Yasası uyarınca 4891 kamu çalışanın işine son verildiği resmen açıklanmıştır. \n
\nBu sayılar kuşkusuz toplanamaz; çünkü her biri ayrı bir işkenceyi, yıkım ateşini ve bunların katsayılarını içeriyor. Yine de o yıllarda 15 yaş ve üzeri nüfusun yaklaşık 28 milyon olduğu göz önüne alınırsa, bu sayılar her 25 kişiden birinin darbe yıkımını birebir yaşadığını kanıtlar. Başta çocuklar olmak üzere aileler göz önüne alınırsa bu sayı en az üç-dört katına çıkar.\n
\nDarbe ile yok edilen insandır; artı insan onurudur. \n
\nYa kurumsal yıkımlar? Üniversitelere, sendikalara, siyasi partilere, derneklere, yargıya ve basına verilen büyük kurumsal zararların tutarı da saptanamaz. Kurumların, sayısal ve niteliksel kayıpları, değil parayla, hiçbir şeyle ölçülemez. \n
\nÖrneğin, öğretim üyelerinin bir bölümünün işine son verilen; bir kısım öğretim üyelerini de yapılanları kınayarak istifa etmeleri sonucu yitiren bir üniversitenin, eğitim, araştırma ve toplumsal hizmet görevlerini etkili bir biçimde yapması olanaklı değildir. Nitekim ülkenin üniversiteleri son yıllarda sayılarının çok artmış olmasına karşın, birkaçı dışında, nitelikleriyle çağdaş üniversite kavramının çok uzağındadır. Çünkü, 12 Eylül darbesinin, yalnız bilim insanlarını ezmekle kalmayıp, o yıllarda olduğu kadarını da alıp götürdüğü bilimsel özerklik ve akademik özgürlük ortamından uzaktırlar.\n
\nDiğer kurumsal yapılar için de üniversitelere benzer olumsuz sonuçlara varılabilir.\n
\n***\n
\nDava, gelecek için de umut kapıları aralamıyor. İnsan hak ve özgürlüklerinin genişlemesi ve güvence altına alınmasına yol açacak bir süreci, ülkenin gündemine getirmiyor. Günümüzde, parasız eğitim hakkı istemek ya da doğal çevreyi koruma amacıyla HES yapılmasına karşı çıkmak gibi en doğal karşılanması gereken hak kullanımlarının üzerindeki baskıların kaldırılacağının işaretini vermiyor. Yüzlerce insan, yalnızca düşünceleri nedeniyle yıllardır gözaltında tutuluyor.\n
\nKurumlar için de aynı. Yargının, üniversitelerin, basının, siyasi partilerin, sendika ve derneklerin, 12 Eylül tayfununun yıkımlarını ne tür bir bakım ve onarımla aşacaklarının ipuçlarını içermiyor. \n
\nÇünkü dava süreci bir bütün olarak, 12 Eylül’ün beslediği ve geliştirdiği AKP düşüncesinin kuşatması altından kurtulduğu izlenimini veremiyor.\n
\n12 Eylül’de canı yananları çok iyi anlıyor, bir 1402’lik olarak acılarını paylaşıyorum. \n
\nAncak, üzgünüm; kanımca dava, çoğu kez yapıldığı gibi, yaşı geçmiş çocukların 23 Nisan’da devlet büyüklerinin sandalyesine oturtulmaları gibi, simgesel bir gülmece özelliğine bürünüyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Savunma sanayi firmalarının ürünleri, Din dersinde!
- Korhan Berzeg olayında yeni gelişme
- Akşener'den kurultayda 'veda' konuşması
- Polis meslektaşlarına ateş etti
- Kadınlara 'Cehennemde yanacaksınız' diye bağırdı
- Müsavat Dervişoğlu İYİ Parti Genel Başkanı oldu
- 'Türkiye ilk etkilenenlerden olacak...’
- İYİ Parti'de tarihi kurultay: Seçim üçüncü tura kaldı!
- Rakı fiyatlarına büyük zam
- Seçim ikinci tura kaldı