Hızlandırılmış...

29 Temmuz 2013 Pazartesi

AKP iktidarı 2011 genel seçimlerinde üçüncü kez işbaşına geldiğinde Başbakan, artık ustalık dönemine giriyoruz diyordu. Bugünlerde ustalık döneminin ilk iki yılı tamamlandı. Gidilmekte olan yolun bir ara değerlendirmesinin yapılması gerekiyor.

\n

***

\n

Daha önce tamamlanmış olan yargının ele geçirilmesi sürecinin gerçek niteliği bugünlerde iyice su yüzüne çıkıyor. Birleşmiş Milletler, Balyoz davasında, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde yer alan üç temel hukuk kuralının, adil yargılanma, savunma hakkı ve keyfi tutuklanmanın, çiğnendiğini saptıyor. Körleştirilmiş olan ülke kamuoyu susuyor! Danıştay, uzun oylama turlarından sonra başkanını, hükümet-cemaat işbirliğiyle seçebiliyor!
Eğitimde, dindar nesiller yetiştirmek amacıyla geçen yıl dayatılan 4+4+4 uygulamasının daha sonuçları alınmadan, Başbakan, amaçladığı sonucu açıklıyor: asıl meslek liseleri çekiciliği kazandırılan imam hatip liselerini, bu ülkeye istikamet çizen, ülkenin ufkunu aydınlatan… nesillerin yetiştiği eğitim kurumları olarak selamlıyor; üniversitelere hükümet eliyle özel polis gücü yerleştirilmesi aşamasına gelindiğini müjdeliyor!
Ülke bir bütün olarak
bilimden uzaklaştırılıyor. AKP’nin daha işbaşına geldiği gün başlattığı bilim kurumlarını ele geçirme girişimleri artık istenileni veriyor. Evrimle ilgili bir yazıyı 2009’da sansür eden TÜBİTAK, bugünlerde de “Matematiksel Evrim” konulu bir uluslararası toplantıya, konu tartışmalı gibi bilim dışı bir gerekçeyle destek olmuyor. Böylelikle bilimin, bulaşıcı hastalık mikrobu gibi ülke sınırlarının dışında tutulması sağlanıyor.
Mühendis ve mimarların yetkileri iyice budanıyor. Bilimsellikten o kadar uzaklaşılıyor ki, Kızılay gibi bir hayır kurumu bile
helal olan-helal olmayan kan ayırımcılığını tartışıyor! Kuruluşu Kurtuluş Savaşı yıllarına uzanan bir kamu kurumu olan Anadolu Ajansı, gördüğü dinsel rüyalar sonucu maaş almaktan vazgeçen bir türbe görevlisini haber yapıyor; bir başkasının yine dinsel rüyalar sonucu hırsızlıktan vazgeçtiğini haberleştiriyor. Bilimsellikten uzaklaşma yarışından, önce İstanbul, sonra Ankara’da düzenlenen iftar yemeklerinde, basına yansıdığı kadarıyla söylenenlere bakılınca, ana muhalefet de geri kalmıyor.

\n

***

\n

Ayrımcılık körükleniyor. Alevilere ibadet özgürlüğü tanımayan, köprü ve cami adlarıyla onları tedirgin ederek ayrımcılık yapan AKP, sporda da köleci toplumlarda görülebilecek bir ayrımcılığa imza atmaya başlıyor. Soğuk Savaş’ın en karanlık günlerinde bile evrensel dostluğun simgesi spor alanında bu ülkenin çocuklarını, kendisinden olan-olmayan diye ayırmayı başarıyor... Daha korkutucu bir ayrımcılıkla, sanatçılar arasından AKP’yi eleştirenler hedef gösteriliyor!
Devlet
bürokrasisinin en tepesinden başlanarak AKP’lileştirilmesi süreci şimdilerde Dışişleri bürokrasisinin ele geçirilmesiyle tamamlanıyor. Böylelikle AB’den, daha doğrusu evrensel insan hakları değerlerinden uzaklaşılması daha da sağlam bir biçimde temellendiriliyor. AKP, dışarıdan gelen öneri ve eleştirileri de hiçe sayıyor; kendi demokrasisinin yarattığı olağanüstü duyarsızlığın zirvesinden bildiğini okuyor!
Gidişe
bütün olarak bakılmalı ve adı doğru konulmalıdır. Bu, tek mezhep ekseninde yürütülen ve ayrımcılıktan doğan gerginlikten beslenen hızlandırılmış siyasi İslamcılıktır!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları