Lozan'ın Anlamı

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Çarşamba günü (24 Temmuz) Lozan Barış Antlaşması’nın 90. yıldönümüdür. Lozan, Kurtuluş Savaşı’nı Cumhuriyet’e bağlar. Bu özelliğiyle ülkenin geçmişten geleceğe giden yolunu aydınlatır.

\n

***

\n

Birinci Dünya Savaşı sonrasında, savaşı kazananlar tarafından kendisine dayatılan sözüm ona barış koşullarını reddeden tek ülke Türkiye’dir. Bunu sağlayan da Mustafa Kemal’in öncülüğünde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasıdır. Lozan, Kurtuluş Savaşı başkaldırısının taçlandırılmasıdır.
Dile kolay, Lozan’da, dönemin en güçlü ülkesi olan İngiltere’yi temsil eden ve Musul dışında isteklerinin hiçbirini alamayan Dışişleri Bakanı
Lord Curzon, “Şimdiye kadar barış anlaşmalarının koşullarını biz yazdırdık, bu kez olmadık bir durumla karşı karşıyayız” diyordu. Aynı Curzon, Türkiye Başdelegesi İsmet’e (İnönü), “Sen bir müzik kutusu gibi, ‘bağımsızlık, bağımsızlık, bağımsızlık’ diye hep aynı şarkıyı söylüyor ve bizi hasta ediyorsun” demek zorunda kalıyordu (Crew, J.C.Turbulent Era, c.I. s. 525). İnönü bağımsızlık türküsü söyleme gücünü, kazanılan Kurtuluş Savaşı’ndan alıyordu. Osmanlı döneminde Avrupa’nın hasta adamı sayılan Türkiye, Avrupa’yı ilk kez hasta ediyordu!

\n

***

\n

Kimileri önemli de olsa anlaşmanın ayrıntılarına boğulmadan bakılması gereken Lozan’ın bir büyük sonuç özelliği ve anlamıdır: Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet’in kuruluşu arasındaki bağlantı ya da köprü olan Lozan ile Türkiye tüm dünyaya, kendi geleceğini yine kendisinin belirleyeceğini onaylatmayı başarmıştır. Bir adı da Birinci Paylaşım Savaşı olan I. Dünya Savaşı sonrasında, azgelişmiş ve geri kalmış ülkeler sömürge ya da yarı sömürge olarak savaşı kazanan kapitalist ülkeler arasında paylaşılırken, Türkiye, aynı amaçla kendisine dayatılan Sevr’i çöpe atmasını başarmıştır. Bunun sonucu elde edilen Lozan yeni bir doğumun belgesidir. O doğum, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Günümüzde Osmanlı özlemi çeken AKP iktidarına anımsatalım; Avrupa hızla sanayileşirken geri kalan ülke Lozan’a kadar kapitülasyon boyunduruğu altında ezilmiştir ve kapitülasyon sözcüğü Avrupa sermayesine tam teslimiyet anlamına gelir!
Lozan’dan yaklaşık üç ay sonra Cumhuriyet’in kuruluşu ile ülke, çok köklü bir yenileşme ve ilerleme sürecini başlatabilmiştir.
Cumhuriyet’in yenileşme ve ilerleme değerleri, insanlığın o tarihe kadar elde ettiği kazanımlardır ve tümüyle evrenseldir: Din işleriyle devlet işlerinin ayrı tutulması anlamında laiklik; hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü; çağdaş eğitim; bilimin yol göstericiliği; kadın-erkek eşitliği; bireyin aklının özgürleşmesi; kültür ve sanata önem verilmesi; ekonomik gelişme için sanayileşme ve bunların kalıcılığını sağlayacak kurumların oluşturulması.

\n

***

\n

Aslında Cumhuriyet’in değerleri ve bunlara dayalı atılımlar, biz başarırız kararlılığına dayanır. Çok partili siyasal yaşama geçiş; 1960’ların özgürleşme uyanışı; emekçi hakları için savaşımlar, ülkenin çağdaşlaşmasının ana damarlarından biri olan Lozan kazanımlarının sonuçlarıdır. İzleyen 1970 ve 1980’li yıllarda darbelerle gelen yıldırma ve baskılara karşı toplumsal karşı koyuşlarda; son zamanlarda hukuksuzluğa, bağnazlığa, bağımlılığa ve ilkelleştirmeye tepkiyi simgeleyen son Gezi başkaldırılarında, toplumun kendi geleceğini belirleme bilincinin temeli olan Lozan’ın var olduğu unutulmamalıdır!

\n

***

\n

Geçen hafta Lozan anlayışının yılmaz savunucularından Prof. Dr. Alpaslan Işıklı’yı yaşamın sonsuzluğuna uğurladık; adı gibi ışıklar içinde olsun; ailesine, sevenlerine ve düşünce arkadaşlarına, bilim dünyasına ve halkımıza başsağlığı dilerim.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları