Sonuç Sonrası

07 Nisan 2014 Pazartesi

Başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere pek çok seçim çevresinde günlerdir sonuçlanmamış olsa da Türkiye yerel seçimleri geride bıraktı.
Ancak, seçim sonuçları, yaşanmakta olan ağır hukuk, yönetim ve demokrasi sorunlarına çözüm üretecek bir sonuç doğurmadı. Tersine bu sorunlar daha da ağırlaşarak seçim sonrasına taşındı. Buna karşılık seçim sonuçları, yakın bir zamanda yapılacak iki seçimde de, eğer bir seçenek oluşturulmazsa, AKP’nin elini çok güçlendirdi.

***

AKP’yi dizginlemenin yolu, geçmişte yeterince yapılmayanı hiç olmazsa bundan sonra yapmaktan, bu partinin karşısına demokratik bir yönetimin sahip olması gereken evrensel değerleri sürekli olarak çıkarmaktan geçiyor. AKP’nin her adımının evrensel hukuk ilkelerine uygunluğu ve temel hak ve özgürlüklerin kullanımı konusundaki tutumu sorgulanmalıdır.
AKP’nin iktidar gücünü kullanım biçimi de hep sorunludur. Özellikle kamu yönetiminin kurumsal yapısının AKP’nin oyuncağı olmasının önüne geçilmesi için özel çaba harcanması gerekiyor. Düzenleme ve denetleme kurumlarından ÖSYM’ye ve Yüksek Seçim Kurulu’na dek kurumsal yapılardan AKP’nin yarattığı kurumlara güvensizlik ortamı, bugünlerde seçim sonuçlarına yoğun itirazlarla yaşanıyor.
AKP’nin zayıf karnı hak ve özgürlüklerin kullanımıdır. AKP, özellikle sanalıyla, gerçeğiyle özgürlüklerin kullanılmasından fazlasıyla korkuyor. Hak ve özgürlüklere nasıl sahip çıkılacağının dersini, seçim günü İstanbul’da Oy ve Ötesi girişimi verdi; bugünlerde tam bir kararlılıkla oylarına sahip çıkan Ankara gençleri veriyor.
AKP iktidarında, akademik özgürlük yok olma noktasına gelmiş, basın özgürlüğü de tümüyle kuşa çevrilmiştir. Gerek üniversite, gerekse basın yayın dünyasının kendi özgürlüklerine sahip çıkması için çaba harcanması, AKP iktidarının dizginlenmesi için çok büyük bir önem taşıyor.

***

Siyasi partilerin AKP’yi demokratik dizginleme sürecinde güçlü bir biçimde işlevsel davranmaları, kesin bir zorunluluktur. Bu süreçte özellikle TBMM çalışmaları çok daha etkin bir biçimde değerlendirilmelidir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak bir aday çıkarılması, TBMM içinde yasa önerileriyle ve diğer denetim süreçleriyle AKP’yi baskı altına almak için tüm olanakları çok güçlü bir biçimde kullanmalıdır.
Ülke içinde toplumu bir iç savaş kışkırtıcılığı boyutunda kamplaştıran AKP’nin Suriye özelinde savaş sevdası saklanamaz boyuttadır. Bu durumda kamuoyu oluşturan tüm çevrelerin güçlü bir biçimde barışı savunmaları gerekir.
Barış bağlamında Kürt sorununa çözüm girişimlerinin demokratikleşme yönünden özel bir önemi olacaktır. Barış sürecinde şimdiye dek ayak sürüyen AKP, bundan sonra somut adımlar atmak zorundadır. Barış süreci, AKP’yi, evrensel ölçütleriyle hukukun geçerli kılınması, hak ve özgürlüklerin genişlemesi ve katılımcı demokrasi yönünde adımlar atmak zorunda bırakmalıdır.
Ek olarak, dış politikasıyla ülkeyi yalnızlaştıran AKP’nin ABD ve AB’den gelen hukuk ve demokrasi uyarılarını bundan sonra hiçe sayması hiç de kolay olmayacaktır. AİHM’den sonra Anayasa Mahkemesi’nin kimi kararları da, AKP’nin hak ve özgürlükleri sınırlama girişimlerinin karşısına küresel ile yerel yargının birlikte çıkmasını sağladığından çok büyük önem taşıyor.

***

Burada sıralananlar ortaklaşa yapılır ve toplumsallaşırsa, AKP karşısında ülkeyi yönetecek bir iktidar seçeneği geliştirilebilir.
Yeter ki özgürlük isteyenler kararlı bir tutum sergilesin. Seçim sonuçları, AKP’yi istemeyen herkesi özgürlük ve barış için göreve çağırıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları