'Anadolu'yu Vermeyoz!'

27 Mayıs 2011 Cuma
\n

‘Karşı çıkan yok olsun!’ zihniyetine ‘dur’ demek zamanı...

\n\n\n

\n\n\n

Sakın başlığa bakıp bu sözcük böyle söylenmez, yazılmaz diye bilgiçlik etmeyin! Biz de biliyoruz öyle söylenmeyip, yazılmadığını Doğrusu vermiyoruz Ama gelin görün her yaştan gençlerin kurdukları siteye bu adı vermeleri beni sözcüğü böyle yazmaya yöneltti.

\n

İnternet kullanıcıları ilk sözüm size: www.vermeyoz.net adresine girin ve durumu kendi gözlerinizle görün. İnternet kullanmayanlar, beni bekleyin ama önce

\n

Olmaz olsun böyle \tdemokrasi!

\n

Bu mu hukuk, bu mu demokrasi?! Eğer buysa, istemem sizin olsun!

\n

Belki bin kez yazıldı! Ancak bin kez daha yazmalı! Bu köşenin okurları Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer adlarını iyi biliyor. Hani Parasız eğitim istiyoruz alacağızpankartı açtılar diye 14 aydır hapisteler. Tutuklular. Hükümsüz tutuklu. Altı ayda bir mahkemeye çıkıyorlar. İki gün önce yine duruşma vardı. Bu kez her nasılsa savcı da mahkemenin tutuksuz devam etmesini istedi. Ama hayır. Hâkim tutukluluğun devamına karar verdi Bundan sonraki duruşma ne zaman?

\n

Yanıt 6 Ekim 2011! Yani bugünden dört buçuk ay sonra! Oha yani!

\n

Haklısınız 3 yıldır içeride bekleyenlerin yanında birkaç ayın lafı mı olur!

\n

Ah be çocuklar! Siz de şu pankartı Başbakanın görmeyeceği bir yerde açamaz mıydınız yani! O zaman sıyıracaktınız! İş bunca inada binmeyecekti!

\n

Anadolu Gölbaşı’na \t\tdayanınca!

\n

Sloganları Anadoluyu Vermeyeceğiz Doğayı sömürüp  yok edenlere, derelere kelepçe vuranlara, tüm sularımızı  enerji şirketlerine satanlara, dağları parselleyip delik deşik edenlere, ormanlarımızda ağaç bırakmayanlara... Yaşamımızı nükleer santrallarla tehdit edenlere Anadoluyu vermeyeceğiz diye haykırıyorlar... Seslerini duyurmak için 40 gün boyunca Türkiyenin çeşitli noktalarından yürüdüler. (Bkz: Cumhuriyetteki 10 Nisan tarihli yazım)

\n

Geçen hafta sonu Ankaraya ulaştılar. Ve zulüm başladı: Gölbaşında durduruldular. Karşılarında polis ordusu, cop ve gaz!

\n

O gün bugün polis çemberindeler. Kente girişlerine izin yok. Yürüyenler orada kamp kurdu. Aç da kalsalar, susuz da, seslerini duyurmadan geri dönmeyecekler. CHP il teşkilatının yardımlarına izin yok. Çankaya Belediyesi portatif tuvalet getirdi, indirmelerine polisler izin vermedi. Polisin ablukaya aldığı alanda özetle yaşam savaşı veriyorlar. http://vermeyoz.net sayfasına girip destek verin.

\n

Destek verin ki bu ülkede her gün biraz daha yerleşen Korku İmparatorluğunadirenenler olduğunu ortaya koyabilelim.

\n

Hiçbir dil, din, ırk, cinsiyet  ve siyasi görüş ayırımı yapmaksızın bir sivil karşı çıkışa karşı bu tutum, bir kez daha Bana karşı çıkan yok olsun!zihniyetini ortaya koyuyor. Bu zihniyete durdemek zamanı çoktan geldi de geçiyor…\t

\n

Müstehcenlik deyince

\n

Ah benim zavallı, zavallı, zavallı ülkem! YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcanın sergideki toprak heykele bakışını gösteren fotoğrafı, gazetede görmemiş olamazsınız! Heykele bakıyor ve müstehcen buluyordu! Gülsem mi ağlasam mı???

\n

Aksilik bu ya, müstehcen heykel ertesi gün kırılıverdi! Ama her zaman böyle güzel aksilikler olmaz.

\n

Her baktığı şeyde kendi kafasının içindekileri görenlere benim naçizane önerim şu: Siz siz olun sakın ince belli testilere, kollarını, bacaklarını açmış kadınları çağrıştıran ağaçlara, meyvelerden armuda, kavuna, soyulmuş incire zinhar bakmayın! Zaten ülkemizde bol miktarda bulunan, oraları buraları görünen antik heykellere bakmadığınızı, hele hele saçı, kolu, boynu görünen kadınlara hiç ama hiç bakmadığınızı varsayıyorum elbet! Bakacak olursanız cehennemden cayır cayır yanarsınız! Benden söylemesi ...

\n

Yol Geçen Hanı’na bekleriz

\n

Birkaç gün önce İstanbul ayaklarımın altında, Pınar Selekle kahve içiyorduk. Müthiş bir gizli cennette Ayazpaşada (Set Otelin terasında) bana yoğun programını anlatıyordu: Sosyolog olarak çalışmalarının satırbaşları şöyle: - Fransada Strasburg Üniversitesinde uluslararası mahkemeler ve kadın katılımı üzerine çalışıyor. - Almanyada Bağımsız Sığınma Evlerinde kriz çözümü eğitimi veriyor. - Rosa Luxemburg Vakfında çokkültürlülükseminerleri veriyor. Bu arada doktorasına devam ediyor. Ayrıca Sürüne Sürüne Erkek Olmakromanının Almanca okumalarına katılıyor. Şimdi yeni romanı da çevrilmekte.

\n

Pınar Selek bu sıkı çalışmasına geri döndü ama arkadaşları kısa sürede yeni baskı yapan ilk romanı Yol Geçen Hanımisafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. İletişim Yayınlarından çıkan kitap için önümüzdeki pazar günü romanı yayıma hazırlayan editör Belçe Öztunalı, yazar Karin Karakaşlı ve Sema Aslan Amargide romanı ve yazma hallerini tartışacaklar. Yolu düşenleri Yol Geçen Hana bekleriz diyorlar. Bilginize.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları