Atatürk aydınlığı yolunda

22 Ekim 2023 Pazar

Tamam dünya çıldırdı. Terörizm ve dini, etnik işgalcilik dünyayı kana bulasa da... “Uygar” geçinen Batı’nın egemen güçlerinin ikiyüzlülüğü, riyakârlığı daha önceki gibi su yüzüne çıksa da köktendinci Doğu fanatizmi insan onurunu yok edip şiddet kışkırtıcılığını körüklese de... Siyasetçi sermaye kucaklaşması, insanın yaşamını, dünyanın geleceğini yok etme pahasına, silah sanayisini her geçen gün güçlendirse de... Biz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlayacağız. Hem de en görkemli, en onurlu biçimde! NOKTA!

Bugün sizlerle Cumhuriyetin 100. yıldönümünü Selanik’te Ata’nın evinden başlayarak Çanakkale Boğazı’nda şehitlerimizi selamlayan, Dolmabahçe Sarayı önünde Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden ulu öndere, sevgi, saygı ve minnet sunan, oradan Bodrum’a gelen 35. Bodrum Cup yarışlarına katılan yelkenli filonun serüvenini paylaşacaktım. Ama dünya konjonktürü izin vermiyor!

BİZ ÜMMET DEĞİL MİLLETİZ!

Akdeniz’in dünya markası olmuş 35. Bodrum Cup yarışması 66 yelkenlinin katılımı (Keşke 100 tekne olabilseydi!) ve sayısız ziyaretçi teknesi eşliğinde başladığı gün Gazze için milli yas ilan edildi. TRT’den başlayarak Cumhuriyeti kutlamama bahanesine dönüştü! Festivaller kaldırıldı. Önce müzisyenler ve sanat olayları yasaklandı. Böyle bir yasak yok, sadece korku var! Beyler biz ümmet değiliz, milletiz! Valiler, kaymakamlar kendinize gelin! Cumhuriyetimizin 100 yılını KUTLAMAYA ENGEL OLMAMALIYDI BU YAS! Yarışma akşamlarında yer alacak senfonik konserler, Candan Erçetin’in “Atatürk’ün sevdiği şarkılar” konseri iptal edildi. (Üstelik bu konser milli yas bitikten sonra final akşamı yani dün akşam olacaktı.) 

Hemen belirteyim: Hiçbir bakanlığın böyle bir talimatı yok! Bu kraldan çok kralcıların işi! Yarışlara sponsorluk eden (ki onlar olmasa bu yarışma yapılamaz) kuruluşların endişeleri, eyvah ya padişahımız kızarsa korkusundan kaynaklanıyor. Bu uluslararası olayın özellikle Yunanistan ayağında Dışişleri Bakanlığı’nın yardımlarını ve katkısını bilen biri olarak bunu söylüyorum. Tüm sponsorların da ümmet değil millet olduğumuzu anımsaması gerek!

BATI DEĞERLERİNİN İFLASI

Batı değerlerinin çoktan iflas ettiğini sayısız Batılı da görüyor, yaşıyor ve ifade ediyor. Şiddetin iyisi kötüsü yoktur. Teröristinki kadar devletin, hükümetin, bir diktatörün uyguladığı şiddete de karşı çıkmak insanlık gereğidir. Şiddetin iyisi kötüsü olmaz, olamaz! Batı bunu görmediği gibi kendi değerlerini de yok sayıyor. İlk yansımalarını kültür yaşamında görüyoruz. 

Dünyanın en önemli kültür buluşması olan Frankfurt Kitap Fuarı’nda Filistinli yazar Adania Shibli’nin ödül törenini iptal etmek, tıpkı Rus bestecileri, yazarları, sanatçıları boykot etmek gibi rezilliktir, insanlık adına utanç vericidir. 

Fazıl Say’ın İsviçre’deki dört konserinin iptali, İsviçre Migros’un baskısıyla da olsa aynı rezilliğin sonucudur. Günümüzde düşüncesini açıklamayan sanatçı kınanmalı, açıklayan değil. Fazıl Say, hiçbir zaman düşüncelerini açıklamaktan çekinmedi ve ilkelerinden asla ödün vermedi. Bugün Erdoğan’ın konuşmasını “sağduyulu ve barışçıl” bulduğunu söyleyince onu eleştirenler, suçlayanlar da keşke onun kadar cesur olsa. Ve onun bu sözlerini alkışlayan AKP sözcüsü de Fazıl Say mahkeme kapılarında süründürüldüğünde keşke ona sahip çıksaydı. 

KENDİNİZE GELİN!

Bir çift söz de kan emici şiddet yanlısı yobazlara: Filistin halkının soykırımına karşı çıkmak başka, “Asker Gazze”ye, “Müslümanlar Gazze”ye diye milleti kışkırtmak başka... Önce tarih bilincinizi bileyin, sonra hükümetlerin söyledikleriyle eylemlerinin bir olmadığını kavrayın, dış politikada sürekliliği anlayın... Sonra kendiniz gidin Gazze’ye! Biz Atatürk’ün yolundan gidenler yurtta barış dünyada barışı savunanları rahat bırakın!

Bu yazıyı yazarken Bodrum Cup sona ermek üzere. Bu olayı gerçekleştiren, katkıda bulunan ve katılan herkese sonsuz teşekkürler... Çünkü sadece deniz ve doğa kültürünü, dayanışmayı, gençlerin yetişmesini sağlayan, geleceğe yönelik bir eylem değil bu... Aynı zamanda Atatürk’ün izinde ilerlemenin ve Cumhuriyetin 100. yılını en görkemli biçimde kutlamanın da yolu... Şu anda pupa yelken ufka açılmış yelkenlileri görürken rüzgârla, dalgalarla yarışan her yelkenlide ben şunları görüyorum: İşte bağımsızlık, özgürlük, eşitlik, işte yaratıcılık ve liyakat, işte hak hukuk, işte akıl ve bilim yolu, işte yurtta barış, dünyada barış... Bu yılın Bodrum Cup kupaları Hanefi Yeter’in elinden çıkma. Harikalar! Sanatçıyı da kupaları kucaklayanları da gençlere, çocuklara yönelik atölyeleri, seminerleri de gerçekleştirenleri kutluyorum. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları