İnsanlık Ayıbı

29 Mayıs 2011 Pazar
\n

Bir korku filmi izlermiş gibi izliyorum. Korku, dehşet saçan, ama en çok, en çok utanç yayan bir yıkımı Artık Karssözcüğü o utançtan ayrı düşmeyecek dilime, gönlümeMehmet Aksoy adı hep içimde çocukları katledilen, göz göre göre boğazlanan bir insanı çağrıştıracak

\n

Dilim dilim kesilen, imha edilen, yok edilen İnsanlık Anıtının, “İnsanlık Ayıbına dönüşmesine tanıklık ediyoruz hep birlikte

\n

İnsanlık Anıtının son fotoğraflarını gördünüz mü? Bundan on gün önceki fotoğraflarda o bir bütünü oluşturan iki bedenin baş, omuz, göğüs bölümleri kesilmiş atılmıştı. Dün, Radikal gazetesinde yıkımın son halini gösteren bir fotoğraf vardı. Baktım, bel de gitmiş, kalçalar daŞimdi geriye sadece bacaklar kalmış. Koparılan, kesilen parçalar çevreye yayılmış Fotoğrafın yanında ise Başbakan istedi diye, bir ayda 13 parçanın kesilip koparıldığı; 400 tonluk anıttan geriye beş parça kaldığı belirtiliyordu. Anıtın bulunduğu tepenin altındaki tarihi tabyanın ise hâlâ ahır olarak kullanıldığı vurgulanıyordu.

\n

Sevgili okurlar, tekrar tekrar aynı yazıyı yazıyormuş duygusuna kapılıyorum. Ama yazmak zorundayım.

\n

Sırf bir heykele, bir sanat eserine bakmayı bilmeyen bir insan, beğenmedi diye (Ki olabilir, her insanın elbet beğenme ya da beğenmeme hakkı vardır!)

\n

Bu sanat eserine bakmasını bilmeyen insan Başbakan diye (Ki olabilir, başka alanlarda çok başarılı olan bir insan, başbakan dahi olsa sanat eğitimi almamış olabilir, resme, heykele nasıl bakılacağını bilmeyebilir.) Hatta anlamadığı bir şeyeucubebile diyebilir Önünde sonunda, kullandığımız dil bir tarz, bir görgü meselesidir.

\n

Ancak sırf bu nedenle yıkın yok edin diye buyruk vermek, padişahtan çok padişahçı geçinenlerin işe girişmesi ve buyruğu tez elden yerine getirme iştahı, benim anlayabileceğim, kabullenebileceğim bir şey değil. Bir tür Talibanizm

\n

Bütün bu olayın en korkunç yanı ise, bu Talibanizme, zaten halk da bunu istiyorgibi bir zarf da uydurmaya kalkmak! Doğru ya da yanlış olması hiç ama hiç önemli değil. Bunu söylemek bile benim gözümde suç!

\n

‘Türk’ün çağdaşlıkla sınavı’

\n

Geçen pazar, gazetemizin 2. sayfasında İzmirli mimar Şükrü Kocagözün (evet Samim Kocagöz’ün oğlu), bugüne dek bu konuda yazılmış en muhteşem analizi yayımlandı. (Kaçırdıysanız, mutlak bulun ve okuyun 22 Mayıs tarihli Cumhuriyet.)

\n

Çizgi de, form da bir dildir. Yabancı bir dil gibi okunması öğretilir, öğrenilir. Bu nedenle matematik kadar (nasıl artı, çarpı işaretlerinin ne olduğu öğretiliyorsa) resim, müzik de (notaları öğrenirsiniz) genel eğitim içerisinde öğretilir. Ama bu seçmeli derslere bırakılıyorsa bazıları en açık mesajları veren formları, çizgileri, renkleri, sesleri, notaları bile okuyamıyor ve hatta okuduğunu da sanıyorsa, suçlu: Sanatı, sanat eğitimini dışlayan anlayıştır. (Fazıl Say müzik eğitimi için boşuna mı çırpınıyor.) Seçmeli felsefeden söz eden ise yok.Dedikten sonra İnsanlık Anıtına nasıl bakmamız gerektiğini anlatıyor.

\n

Ve işte, Başbakan yıkılsın emri verdiğinden beri içimde büyüttüğüm düşünce, Şükrü Kocagözün kaleminden: (“Gerçek sanat eseritanımlamasından sonra:)

\n

Aksoyun eseri de böyle. Yıkılsa da ona bir kez dikkatli bakmış, mesajını almış kişilerce hep orada. O tepeyi boş da görseler imgelem yolu ile mesaj tamamlanacaktır.

\n

Ona bu yazıyı yazdıran, benim de izlemeye doyamadığım bir kayıt olmuş: Cumhuriyetin okurlarına armağan olarak verdiği, Tarık Akanın gerçekleştirdiği, Yıldız Kenter, Işık Yenersu, Rutkay Azizin oyunculukları ve kişilikleriyle katıldıkları, Mehmet Aksoybelgeseli. Bir kez daha teşekkürler Tarık Akan.

\n

Bundan böyle ben ne zaman Karstaki o boş tepeye baksam İnsanlık Anıtını göreceğim. Ve içimde insanlık ayıbını bir kez daha duyacağım.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları