Mardin ile Daha Uzaklara

07 Aralık 2023 Perşembe

Geçen hafta insanı zenginleştiren, daha çok öğrenme isteği veren bir toplantıya katıldım. 2024 Mardin Bienali’nin lansman ve bilgilendirme toplantısıydı. (Bu yazının başlığı Mardin Bienali ve “Daha Uzaklara” olmalıydı ama kısalttım.)

Direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın yaptığı Mardin Bienali 10 Mayıs-10 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşecek. 6. Mardin Bienali’nin küratörü Ali Akay. Bienalin bence olumlu anlamda kışkırtıcı bir başlığı var: “Daha Uzaklara”... Toplantıda Ali Akay bizleri tarih ve coğrafyada geniş bir alana yayılan yolculuğa çıkarıp “Daha Uzaklara” kavramının çerçevesini çizdi. 

DÜNYA SAĞA KAYARKEN 

Çizdiği çerçeve pek iç açıcı değil. Karamsar. Mülteci krizi... Buna tepkilerin artmasıyla siyasi çerçeveyi belirleyecek olan bir yeni Avrupa dünyası... Amerika’da Trump gidecek derken yeniden yükselmesi, Avrupa ülkelerinin hızla sağa kayması... Bugün sağın arkasında yanında önünde entelektüel bir birikim de yok. 

Savaşlarla, iç savaşlarla, kaçan kaçana durumu: Kaçınılmaz olarak şehirlere yığılma. Şehir merkezli bir kapitalizmin gelmiş olduğu nokta nüfus patlaması, kentlerin yaşanmaz hale gelmesi. İklim krizi... Artık aştığımızı sandığımız kimlik sorunlarının geri gelmesi. Özgürlüklerin gittikçe azalması. Ekonomik yolsuzluklar. Kapitalizmin merkez ülkelerle çevre ülkeler arasındaki problemleri çözemez hale gelmesi...

Bütün bunlara karşın bir ilaç, bir reçete yok! Olsa olsa Ali Akay’ın deyişiyle “Daha ütopik bir kavram olarak, daha uzaklara bakarak bunların ötesine nasıl geçebiliriz? Geçebilir miyiz” sorusu var. 

SORULAR SORULAR

Ali Akay benim için bir sosyolog olduğu kadar, bir felsefeci, sanat tarihçi, usta bir yazar aynı zamanda ama en çok, en çok sanat üzere bir düşünür. Onun için sanat, bir düşünce biçimi. Düşüncesiz sanat düşünemiyor! 

Özetlemem gerekirse Mardin’in farklı mekânlarında yer alacak 2024 Mardin Bienali, yaşamakta olduğumuz sanatsal, siyasi ve sosyolojik sorunların ötesine nasıl geçebileceğimize dair sorular soracak ve düşünmeye yöneltecek hepimizi. 

Doğaya, kültüre, hayvanlara ve başka insanlara, etnisitelere, milletlere, sınıflara, bölgelere, ırkçılığa karşı mücadeleyi nasıl “birlikte var olma haline” çevirebiliriz?

Hiçbirini yadsımadan ve sürekli mücadeleyi sürdürerek bunları nasıl aşabiliriz ve daha “uzakları” hayal etmeyi öngörebiliriz? (Mardin’den aşağıya baktınız mı, Mezopotamya deniz gibi görünür, biraz hayal gücüyle oradan denizlere, okyanuslara, tüm dünyaya uzanabilirsiniz.) 

Değişen aile ilişkilerini, teknolojik değişim ve dönüşümleri nasıl örgütleyebiliriz?

Özellikle dünyasal güncel durumdan nasıl çıkabiliriz ve canlılar arasında “müzakereci bir demokrasiyi” nasıl iletişime sokabiliriz?

SANATÇILAR 

Sorular elbet bu yukarıdakilerle sınırlı değil. Mardin, o kadim kent, hem çok uzak hem çok yakın. Çağdaş sanat da öyle. Nereden baktığınıza bağlı! 

Bienalde her kıtadan sanatçılar olduğu, daha çok yabancı sanatçıların olduğu açıklanıyor. Ali Akay hızla kimi sanatçıların adlarını sayıyor: Yakalayabildiklerim şöyle: 

Nil Yalter, Sarkis, Ayşe Erkmen, Yüksel Arslan, Seza Paker, Ahmet Öğüt, İnci Eviner, Ali Kazma, Güneş Terkol, Aslı Çavuşoğlu, Serkan Özkaya, Yıldız Moran, Güçlü Öztekin, Ulay, İrem Günaydın, Özlem Altın, Claude Closky, Allan Sekula, Yıldız Moran, Mika Rottenberg, Ugo Rondinone ve daha sayamadıklarım... 

İçinde yaşadığımız sorunlara sanatçılar çağdaş sanatın diliyle yeni yorumlar, yeni açılımlar, yeni yaklaşımlar, yeni öneriler getirirken sergilere sayısız performanslar, paneller, sanatçı ve bilim insanlarının konferansları eşlik edecek. Heyecanlı bir bekleyiş başladı. Gerçekleştirenlere, katkıda bulunanlara, omuz verenlere, el uzatanlara ve katılacak tüm sanatçılara yolunuz açık ve aydınlık olsun diyorum... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları