Talât Halman’lı Düşünceler...

11 Aralık 2014 Perşembe

Günlerdir Talât Halman’lı düşüncelerle doluyum. Onu ve yazdıklarını, yaptıklarını, söylediklerini düşünürken ister istemez yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşiyor. Bir yandan gülüyorum, bir yandan gözyaşlarıma egemen olmaya çalışıyorum...
Ne mutlu bana ki, bu kültür neferinin arkadaşı, hayranı, takipçisi, “öğrencisi”, kimi yıllar aynı gazetenin yazarı, sayfa komşusu olmanın muhteşem zenginliğini yaşadım.
Hakkında birbirinden güzel yazılar yazıldı, sözler söylendi. Benim vurgulamak istediğim başlıklar şöyle:
- Kendini değil, yaptığı işi ciddiye alan şair.
- Türkiye’nin çok katmanlı kültür ve edebiyat değerlerini dünyaya tanıtma şampiyonu. (İngilizceye çevirip yayımlattığı Türk edebiyatı, şiiri, tiyatrosu ve Yunus Emre’den Orhan Veli’ye, Sait Faik, Melih Cevdet’ten Yaşar Kemal üzerine yazdığı kitapların sadece adları bile bu köşeye sığmaz.)
- Öğrencisine kapıyı açıp yol veren, önünde ceketinin düğmesini ilikleyen yeryüzünün en saygılı insanı.
- Atatürk sevgisi, aydınlatmacı tutkusuyla yanıp tutuşan; “Aydın kafa, aydınlığını her yere taşır” diyen...
- Eleştiri bilincini, ironiyle, mizahla ve kültür birikimiyle harmanlaması; yaşam dinamiğini ve kültürü bütüncül ele alması...
- Konferanslarını “aktör gibi” vermesiyle, olayı bir şölene dönüştürmesi...
- Türkiye’nin aydınlık yüzünü yansıtan; içe dönük hüznünü gizlemeyi bilen, dışavurduğu ironisini ve neşesiyle, her yaşta öğrenmeyi savunan ve hep genç kalan “kahkaha ve kültür yoldaşım...”

‘Öğrenmek genç kalmaktır’
Birkaç yıl önce Altınoluk’ta “Yaşama Saygı” Konferansı’nda Talât Halman da, ben de konuşmacıydık. Orada yaptığı ileri yaşa övgü konuşmaları beni hiç ama hiç terk etmedi.
Önce Demokritos’un ünlü sözünü hatırlattı: “İhtiyarlıyorum ama öğreniyorum.” Öğrenmek, genç kalmaktır diyordu. Sonra Sokrates’i anlattı. 71 yaşında ölüme mahkûm Sokrates baldıran otu içerek yaşamını bitirecek. Bir öğrencisi, elinde sazıyla, Sokrates’e veda ziyaretine gelmiş. Sokrates demiş ki: “Bana şunu çalmayı öğretsene.” Öğrenci, “Hocam” demiş “ölmek üzeresiniz. Saz çalıp da n’olacak?” Sokrates, “Zevk” demiş, “çalmakta değil, öğrenmekte.”
Her yaşın gücü olduğuna inanıyordu Talât Halman. Yaşı ilerleyenleri gönüllü sivil toplum kuruluşlarında çalışmaya çağırıyordu. (Kendisi UNICEF Türkiye Başkanı’ydı.)
“Nüfusu bizimkinin dört katı olan ABD’deki sivil toplum örgütlerine, hayır etkinliklerine katılanların oranı bizdekinin 4 bin katıdır. Türkiye’de de, aktif yaşamak isteyen, maddi karşılık beklemeden gönüllü çalışmalar yapmaya talip olan yüz binlerce emekli ve yaşlı var. Ama onlara böyle bir olanak sağlanmıyor” diyordu.
“Bize ‘geriatri’ reva görülmesin. İdeallerimizle, iyimserliğimizle bizim konumumuz ‘ileriatri’ olmalıdır. Biz yaşlılar, biz ihtiyar olmayan gençler, geride kalmıyoruz, ileriye yöneliyoruz, ilericiyiz” diyordu.
Ve işte sevgili Talât Halman’ın umutlu, yararlı ve mutlu yaşama kılavuzu için verdiği ipucu. Sizinle paylaşıyorum:

‘İleri yaş için Halman andı’
1. Yaşama dört elle, bin yürekle sarılacağım.
2. Aklımı ve aşkımı taptaze tutacağım.
3. Düne inanacağım, bugünü seveceğim, yarına güveneceğim.
4. Aynalara küsmeyeceğim.
5. Varlığımı yararlılığa, yaratıcılığa adayacağım.
6. Hastalığa direneceğim, yorgunluğa teslim olmayacağım.
7. Topluma, insanlığa, doğaya hizmeti sürdüreceğim.
8. Âtıldan ve bâtıldan uzak duracağım.
9. Zevki ve şevki baş tacı edeceğim.
10. Zamanı etkenlikle, üretkenlikle değerlendireceğim.
11. Karanlığa ve karamsarlığa yenik düşmeyeceğim; keyif ve kahkahadan vazgeçmeyeceğim.
12. Son ana kadar sevgiyle, inançla, haysiyetle, iyimserlikle, umutla genç ve dinç yaşayacağım.
Söz veriyorum Sevgili Talât Halman, bu andınızı yaşı ileri olsun ya da olmasın tüm sevdiklerime yayacağım!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024
Dans hayattır 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları