Gazetemizin 100. yaşını kutladığımız şu günlerde heyecanımız da coşkumuz da dorukta. İtiraf etmeli, 100. yıl kutlama törenlerine emeği geçenlerin yorgunluğu da öyle. Çünkü her şey imece usulü, gönüllülükle gerçekleştirildi. Emek verenlere, katkıda bulunanlara sonsuz teşekkürler.
7 Mayıs akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirdiğimiz törende o günkü gazetemiz ve dünden bugüne uzanan, genç okurların da düşüncelerine yer veren iki çok geniş kapsamlı ekimiz adeta kapışıldı.
Törenden ayrılırken ise yanıma yaklaşan birçok okur, acaba bu akşam ekrana yansıyan sözleri, nereden nasıl bulacaklarını soruyorlardı. “Okur velinimetimizdir” diyerek bir görevi yerine getiriyor ve o sözleri sizlerle paylaşıyorum.
İşte daktilo sesi eşliğinde aktör Serhan Süsler’in sunduğu, ekrana yansıyan, ölmüş, öldürülmüş yazarlarımızın ölümsüz sözleri:
Yunus Nadi: “Cumhuriyet memlekete mal olmuş bir fikirdir. Biz onun temsilcisi ve koruyucusuyuz. Gazetemiz, ne hükümet gazetesi ne de parti gazetesidir; sadece Cumhuriyetin ve demokrasinin savunucusudur.”
Nadir Nadi: “Cumhuriyet, Atatürk’ün yakın ilgisiyle, Cumhuriyet kavramını ülkemizde yaymak, devrim atılımlarını halka benimsetmek, devlet yönetimine halkın bilinçli iradesini egemen kılmak amacıyla kurulmuştur.”
İlhan Selçuk: “Söz uçar, yazı kalır. Gazetecilik, insan haklarını savunmak, toplumun sesi olmakla yükümlüdür. Gazetecilik özgürlük için mücadele etmekle başlar. Gazeteci, gerçeği aramaktan asla vazgeçmemelidir.”
Uğur Mumcu: “Bir kişiye yapılan haksızlık tüm topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur... İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludurlar.”
Ahmet Taner Kışlalı: “Cumhuriyetin temelinde yatan felsefe insancıldır, ilericidir... 21. yüzyıla ışık tutacak niteliktedir.”
Bahriye Üçok: “Bugün şeriatla yönetilen ülkelerde bile geçersiz olan kimi kuralları ve yasaları, uygarlıkta Ortadoğu ülkelerine örnek olan Türkiye’de, yeniden canlandırma çabaları, üzülerek söylemeliyiz ki yadsınamaz bir gerçektir.”
Cavit Orhan Tütengil: “Türk Devrimi’nin ilkelerinden biri olan devrimcilik, katılaşmış bir toplum düzeni yerine, yeni oluşlara açık bir anlayışı zorunlu kılar.”
Oktay Akbal: “İktidarlar gelmiş gitmiş, ‘Cumhuriyet’ hep Mustafa Kemal’in gazetesi olarak yaşamıştır, yaşamaktadır, daha da uzun yıllarca yaşayacaktır. Okuru da yazarı da olmak bir övünçtür.”
Ali Sirmen: “Türkiye’de demokrasinin doğru dürüst yürümeyip topallamasının nedeni hep sağ ayağının aksamasındandır. Türkiye’de demokrasi hep solun talebi olmuştur.”
Melih Cevdet Anday: “Uyuyamayacaksın/ Memleketinin hali/ Seni seslerle uyandıracak/ Oturup yazacaksın// Çünkü sen artık o sen değilsin/ Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin/ Durmadan sesler alacak/ Sesler vereceksin// Uyuyamayacaksın/ Düzelmeden memleketinin hali/ Düzelmeden dünyanın hali// Gözüne uyku giremez ki/ Uyumayacaksın/ Bir sis çanı gibi gecenin içinde/ Ta gün ışıyıncaya kadar/ Vakur metin sade/ Çalacaksın.”
Onat Kutlar: “Biz ekin adamlarıyız. Yitirmeyiz yeryüzüne ve insana olan inancımızı... Bu yüzden geçer gider tanrılar ama biz kalırız. Yarın her zaman güzeldir. Gelecek gülümseyerek bekliyor kapıda. Elinde altın renginde bir kadeh şarap. Onu hep birlikte yazgıya başkaldırmak için içelim.”
100 yıldır bu gazetemizde yönetimler değişti, yazarlar değişti, teknik ve ekonomik olanaklar, sayfa düzenleri değişti. Baskılar (hem maddi hem manevi) değişti. Zaten bizler de geçiciyiz. Ama Cumhuriyet varlığını hep sürdürdü. Ve sürdürecek. “Cumhuriyet kültürdür” düşüncesi de... Nice 100 yıllara!
