Adalar’daki atlarla ilgili iddialar ve gerçekler

20 Ekim 2023 Cuma

Sosyal medyada Adalar’daki atlar hakkında bazı iddialar dolaşmaya başlayınca bu hafta Büyükada’yı ziyaret ettim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) İSPARK ahırlarını, yetkililer, veterinerler ve seyisler eşliğinde görüp bilgi aldım.

Heybeliada’da eskiden faytonda çalıştırdığı atlara kendisi bakmaya devam eden bir faytoncunun altı atına, şikâyet üzerine kaymakamlık tarafından el konularak 10 Ekim’de İBB’ye teslim edilmiş. İBB’nin atlarla ilgili başka birimi yok ve bu şekilde gelen atları kabul etmek zorunda.

Şikâyet nedeni ise atların konteyner çöplerde yiyecek ararken görülmesi, plastik torba gibi maddeleri yemesi ve plaja inmesi olarak açıklandı. 

İBB’ye teslim edilen bu atlar arasındaki Polat’ta 13 Ekim’de sancılı bir kolik başlangıcı tespit edilmiş, hemen tedaviye başlanmış ama yanıt vermeyince 16 Ekim’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Fakültesi’ne sevk edilmiş. 

Bağırsaklarının daha önce çöplerden yediği ip parçaları ve yabancı cisimler yüzünden düğümlendiği belirtildi ama bu yazıyı yazdığım sırada nekropsi raporu henüz elime ulaşmamıştı. Ne yazık ki bu at 17 Ekim’de öldü. Heybeliada’daki atlardan biri olan Bal da iki ay önce yine aynı nedenle yaşamını yitirmişti.

AHIRLARDA DURUM NASIL?

Sosyal medyadaki bazı paylaşımlarda, ahırlardaki atlara şiddet uygulandığı yönünde iddialar da var. Bedeninde kırbaç izi olduğu söylenen ata da yakından baktım; eskiden kalan bir yara izi var bedeninde. Onu görünce o atların faytonlarda yıllarca ölesiye çalıştırıldığını, dövüldüğünü ve köle gibi kırbaçlandığını anımsadım. 

Büyükada’daki ahırların her yeri 24 saat kamera ile gözetleniyor, yönetim odasında kamera görüntüleri sürekli ekrana yansıtılıyor ve kaydediliyor. 

Heybeliada’dan gelen ve bacağındaki ufak bir yaradan iltihap akan Tombik adlı bir at var. Onun da tedavisi sürüyor ve iyileşme sürecinde.

Gözünden kanlı akıntı sızan atla ilgili olarak ise açık alanda dolaşmaya çıkarıldıklarında başka bir atın gözüne tekme atması sonucunda lezyon oluştuğu ve tedavisinin sürdüğü belirtildi. 

Bunlarla birlikte ahırlarda kalan 96 at iyi durumda. Atların bakımı ile 17 personel ilgileniyor. Ahırların eski halini bilenler vardır; kokudan yanından bile geçmek zordu, karanlık, dar ve kirliydi. Elden geçirilerek yeniden düzenlenen ahırlar daha ferah, daha aydınlık ve temiz.

Olağanüstü bir durumda atların aç kalmaması için bir ahıra bir yıllık yem depolanmış. Dileyenler, hafta içi 11.00-15.00 arasında ahırları ziyaret edip hem ortamı görebiliyor hem de atları besleyebiliyor.

Atların ahırların yanındaki açık alanda, yağışlı havaların dışında her gün gruplar halinde gezdirildiği, zaman zaman ilçe tarım müdürlüğünden izin alınarak taze yonca yemeleri için ada etrafında gezdirildiği söylendi. Şu anda boş olan iki ahır bölmesinin, çok soğuk havalarda atların dolaşabileceği şekilde düzenleneceğinin bilgisini aldım.

YENİ BİR SÖMÜRÜ ALANI AÇILMAK İSTENİYOR

İnternetteki bazı paylaşımlarda, Büyükada’da atlı terapinin başlatılması, atlı zabıtaların bütün adalarda yaygınlaştırılması talep ediliyor. Bunu isteyenlerin, atlı faytonların kaldırılmaması için mücadele edenler olması hiç şaşırtıcı değil.

Atlı faytonlar yüzünden yılda 400 at can verip yerlerine kaçak atlar sokulurken, ölenlerin cesetleri sessizce denize savrulurken, atlar sabahtan akşama kadar makine gibi insan gezdirmek için kırbaçlanırken susanlar; o kırbaçları elinde tutanlarla birlikte olanlar, yeni bir sömürü alanı açmak için yine devrede...

Atlı faytonların sona ermesi, işkence ile can veren atların yerine sürekli yenilerinin geldiği sömürü çarkını durdurdu. Bu tartışılmayacak kadar net. Dörtyol Belediyesi’nde yaşanan skandal bu gerçeği değiştiremez. 

Elbette İBB ahırlarındaki atların durumu izlenmeli, denetlenmeli ve yanlış bir durum olduğunda gereği yapılmalı. Ancak doğruluğu kanıtlanamayan iddialarla yeni bir sömürüyü başlatmaya çalışmak kabul edilemez.

Atlı terapi, atlı zabıta, binicilik vb. atların sırtından para kazanılmaya çalışılan her etkinlik zulümdür. Doğada özgür olmaları gereken atları evcilleştiren insan, onlara en büyük zararı verdi. Hayvanların hepsi insanla karşılaştığı an özgürlüğünü yitirdi. 

Bırakın da artık çalıştırılmasınlar, sırtlarına kamçı vurulmasın, insan çıkarı için sömürülmesinler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları