Akılsız başlar ve gezegenin hali

10 Nisan 2022 Pazar

Kuş gribi yine yayılıyor, “Alarm durumu ‘yüksek’ seviyeye çıkarıldı” haberleri arttı. Aralık ayının başından beri Avrupa genelinde birçok ülkede kuş gribi virüsü (H5N1) tespit edildi. 

Ardından İsrail, Lübnan sınırındaki bir çiftlikte kuş gribi salgını tespit ettiğini duyurdu.

Kanada Gıda Denetleme Kurumu, Ontario eyaletinin güneyindeki bir çiftlikte virüs bulunduğunu ve oradan da başka yerlere sıçradığını açıkladı.

Şimdi de ABD’de 23 milyon tavuk ve hindi, kuş gribi salgını nedeniyle öldürüldü. Minnesota’da 31 gün boyunca kümes hayvanı satışları ve fuarları yasaklandı. 

Kuş gribi kümeslere kapatılan kanatlı hayvanlardan insanlara geçen zoonoz bir hastalık. İnsanlar hayvansal tüketime devam ettikçe, virüs üreyerek yayılıyor, salgınlar ortaya çıkıyor ve bunun sonucu olarak da hayvan katliamı ve doğadaki yıkım hiç durmadan sürüyor.

Hepimizin hayatını altüst eden, milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği Covid-19 salgınından sonra insan toplumunun biraz olsun akıllanmasını ummuştum ama öyle olmadı. 

BİTKİSEL BESLENME EN ETKİLİ ÇÖZÜM YOLLARINDAN BİRİ

Hayvansal tüketim sınırlanmadı...

Hayvanlar, kafeslere ve kümeslere tıkılmaya devam etti...

Bedenlerinde yaralar açılan hasta hayvanlar mikrop ve virüsleri birbirlerine bulaştırmasın diye antibiyotiklere boğuldu, kısa sürede hızla büyüsünler diye hormon aşılandı...

Hayvanların etini ve beden çıktılarını tüketenler, bu antibiyotik ve hormonlara maruz kaldı, antibiyotik direnci daha da arttı. 

Aynı anda insanlara, insan dışı hayvanlara ve doğaya dehşet verici zararlar veren bu tüketim sisteminde ısrar edilmesi, insan türünün aymazlığından başka bir şey değildir.

Bilim insanları, yıllardır iklim krizi ile baş edebilmek için, küresel sera gazı salımlarının en geç 2025’ten önce zirveye çıkarılmasının ve 2030’a kadar yüzde 43 azaltılmasının şart olduğunu anlatıyor. 

IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), yayımladığı yeni raporda fosil yakıt emisyonları bir gecede ortadan kaldırılsa bile, gıda üretiminden kaynaklanan emisyonların tek başına Paris Anlaşması’nın 1.5 °C ısınma hedefi dahilinde kalmayı olanaksız hale getireceğini belirtti. 

Bu nedenle enerji ve ulaşım sektörlerindeki dönüşüm ile birlikte, 2030’a kadar küresel emisyonları yarı yarıya azaltabilecek bir çözüm olarak bitki bazlı eti ve bitkisel beslenmeyi önerdi. 

Toprak ve su kullanımında büyük tasarruf sağlamanın yanı sıra, çevre kirliliği ve insan sağlığı açısından da çok önemli katkıları olacak bu yöntem, hayvan katliamının da azalarak yok olmasının yolunu açabilir.

MEDYA HAYVANSAL TÜKETİMİN ZARARLARINI SANSÜRLÜYOR

Fakat bu çözüm yolu, raporda yer almasına karşın, ne ilginçtir ki medyadaki haberlerde yok! Yoksulluğu anlatmak için sürekli “et tüketiminin” ölçüt olarak kullanıldığı bir ülkede, medya bu konuda açıkça sansür uyguluyor. 

Her şeyin, bütün temel ihtiyaçların, tüm yiyecek maddelerinin fiyatının arttığı Türkiye’de, yoksulluğu anlatmak için tek gösterge etmiş gibi haberlerde devamlı olarak et görüntüleri sergileniyor. 

Üstelik kanserojen olabileceği Dünya Sağlık Örgütü tarafından da açıklanan “kırmızı etin” fiyatının yükselmesi, siyasi çıkar için kullanılıyor. “Beyaz etin fiyatı da arttı!” diye haber yapılırken katledilen milyonlarca kuş gündeme gelmiyor, kuş gribi ve antibiyotik direnci sorununu görmezden geliniyor, bu tüketimin doğaya verdiği zarar ve iklim krizine etkisi yokmuş gibi davranılıyor.

Bu çarpık ve türcü yaklaşımın sonucu olarak, 30-31 Mart’ta Ankara’da yapılan Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi’nde de hayvansal tüketimi sorgulayan bir etkinlik başlığı yoktu. Onca insan davet edildi, paneller, söyleşiler yapıldı ama küresel ısınmaya neden olan en önemli üç etkenden biri yine yok sayıldı. 

Akılsız başların cezasını tüm gezegen ve üzerindeki tüm canlılar çekiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ölüm Fermanına Hayır! 24 Mayıs 2024
Ben yas tutmadım! 22 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları