CHP’de devrim için mücadele

01 Ekim 2023 Pazar

Prof. Dr. Örsan Öymen’le yalnızca bir kez aynı ortamda bulundum ve konuştum. Geçen yıl bir TV kanalının canlı yayınına birlikte konuk olmuştuk. Ama gazetemizdeki köşesinde yayımladığı yazıları yıllardır okuyorum ve tutarlı bir şekilde laik Cumhuriyet Devrimi’ne sahip çıktığını biliyorum.

Öymen, bir aydın olarak 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinden önce de gerekli uyarıları yapan, CHP’deki sağcılaşma üzerine önemli yazılar kaleme alan bir akademisyen aynı zamanda. Bir grup parti üyesi ile birlikte 2023 cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinden sonra, CHP’nin 2023 kongre ve kurultay sürecinden önce kurduğu CHP İlke ve Demokrasi Hareketi’ni 23 Temmuz 2023 tarihli yazımda anlatmıştım. 

O sırada (www.chpilkedemokrasi.org adresi üzerinden) imzaya açılan bildiride, “Karşıdevrimci teokratik ve monarşik bir hareketin iktidar olduğu bir ortamda, Türkiye’nin kurucu partisi ve ana muhalefet partisi olan CHP’nin kaybedilmesi, Türkiye’nin de kaybedilmesi anlamına gelmektedir. CHP’de devrim gerçekleşmeden Türkiye’de devrimin gerçekleşmesi olanaklı değildir!” demişlerdi.

LAİKLİĞİN DOĞRU TANIMI

Öymen adaylığını açıkladıktan sonra, kamuoyu ile paylaştıkları hedef ve çözümleri de inceledim. Bunların arasında katılmadığım hususlar da var elbette. Ancak CHP açısından değerlendirecek olursak özellikle laiklik, dini hizmetler ve eğitim başlıklarına baktım. Çünkü CHP’nin ideolojik savrulmasında temel olarak bu başlıklar belirleyici oldu.

Laiklik, sadece dinin devlet işlerine müdahale etmemesi olarak değil, aynı zamanda dinin siyaset, hukuk ve eğitim işlerine de müdahale etmemesi olarak tanımlanmış. Onunla da yetinilmemiş, bu koşulla devletin dindar vatandaşın dini inanç ve ibadet özgürlüğünü güvence altına alması belirtilirken dinsiz vatandaşın felsefi görüşlerini ve yaşam tarzını güvence altına alması da yazılmış. Doğrusu budur ve sürekli göz ardı edilen bu noktanın da vurgulanması çok önemlidir.

Dikkat çekilmesi gereken bir diğer madde ise Diyanet ile ilgili. “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkilerinin ihlal edilmemesi, dini hizmet konusunda paralel yapıların ve koordinasyon karmaşasının oluşmaması ve laiklik karşıtı tarikatların ve cemaatlerin örgütlenmemesi amacıyla, derneklerin ve vakıfların dini hizmet vermesi yasaklanacak” denmiş.

Sürekli hatırlattığım gibi, tamamen biat kültürüne dayanan tarikatlar ve cemaatler “sivil toplum kuruluşu” değildir. Laiklik karşıtı, şeriatçı yapıların demokrasiyi kullanıp demokrasinin altını oymalarına izin verildiğinde bunun sonu günümüzdeki gibi, çocukların tarikat yurtlarında Cumhuriyet karşıtı gericiliğe teslim edildiği ortamı yaratır. 

ZORUNLU DİN DERSİ LAİKLİĞE AYKIRIDIR

Bu nedenle CHP İlke ve Demokrasi Hareketi’nin hedeflerinden biri de “eğitimin ve dernek, vakıf gibi sivil toplum örgütlenmelerinin dinselleşmesi önlenecek, bu doğrultuda tüm önlemler alınacak ve yasal düzenlemeler yapılacak” şeklinde belirlenmiş. Ayrıca “Milli Eğitim Bakanlığı’nın dernek ve vakıf adı altında örgütlenen tarikatlar ve cemaatler ile işbirliği protokollerinin iptal edileceğine” de yer verilmiş.

Ancak ben açıkça 677 sayılı devrim kanunu uygulanarak, zaten kapatılmış olan tarikat ve cemaat yapılanmalarının tümüyle dağıtılacağının net olarak açıklanmasını doğru buluyorum. 

Yasal Kuran kurslarına katılım için reşit olma yaşının (18) zorunlu hale getirilmesi; 3.-12. yıllardaki zorunlu din dersinin kaldırılması; din dersinin dinler tarihi formatında tüm dinleri ve mezhepleri kapsayacak biçimde, 6.-10. yıllarda seçmeli ders olması; felsefe derslerinin 6. yıldan itibaren her yıl zorunlu ders olması gibi hedefler de bir felsefe profesörü olan Öymen’in kurduğu harekete yakışan öneriler arasında. 

CHP’deki mevcut delege yapısıyla, ilkelere sahip çıkıp laikliği ödünsüz savunacak bir adayın kazanabilme olasılığı pek yok ama Öymen’in verdiği mücadelenin CHP ve ülke adına bir kazanım olduğunu düşünüyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları