Din, mezhep ve etnik köken üzerinden bölücülük kıyameti

26 Nisan 2023 Çarşamba

Tarih 26 Mayıs 1978. O cuma günü Adalet Partisi’nin (AP) Taksim’de “Bayrağa Saygı” mitingi var. Miting olaysız geçmiş ama öncesinde ve sonrasında komandolar İstanbul’da adeta terör estirmiş, beş kişi yaralanmış.

Beşiktaş’taki Sinan Paşa Camisi’nde cuma namazından önce vaaz veren kişinin hoparlörden dışarıya yansıyan konuşmasında, “Bugünkü iktidar komünist iktidardır. Allah bizi dinsizlerden korusun” dediği duyulmuş.

AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Yenicami’de cuma namazı kıldıktan sonra Eminönü’nden hareket edip, yanındaki milletvekilleriyle birlikte İstiklal Caddesi’nden Taksim’e gitmiş. Tepebaşı’nda arabalarından inmişler ve tüm caddeyi ellerinde bayraklarla yürüyerek geçmişler.

Demirel, Taksim’e büyük bir gövde gösterisi ile girmiş, saat 16.00 civarında konuşmak üzere kürsüye çıkmış. Kendisine verilen Kuran’ı öperek “İşte Kuran, işte Atatürk, işte Fatih Sultan Mehmet!” diyerek konuşmasına başlamış. O konuşurken alana giren Ülkü Ocakları’na mensup kalabalık bir grup, “Katil iktidar!”, “Satılmış TRT!” gibi sloganlar atıp yerlere üç hilal çizmiş.

O sırada Demirel, kitleye, 1 Mayıs’ta aynı meydanda yapılan kutlamalara atıfla, “1 Mayıs’ta bu meydanda alçakça kızıl ihanet sergilenmiştir, Hz. Muhammed’in ruhu muazzep olmuştur, Sultan Fatih’in ruhu muazzep olmuştur, Ulubatlı Hasan’ın, onunla beraber şehit düşenlerin ruhları muazzep olmuştur” diye seslenmiş.

Anlaşılıyor ki 1 Mayıs 1978’de Taksim’de yüz binden fazla kişinin katılımıyla İşçi Bayramı’nın görkemli bir şekilde kutlanması, Demirel’i çok öfkelendirmiş; öylesine kendini kaybetmiş ki asıl bölücülüğü kendisi yapmış!

CAMİ AVLUSUNDA MİTİNG

Geçen hafta AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı cami avlusundaki mitingde görünce din üzerinden siyaset yapanları düşündüm. Demirel’in 45 yıl önceki Taksim mitinginden beri değişen pek bir şey olmadı; Türkiye’de siyaset hâlâ din, mezhep ve etnik köken üzerinden yapılıyor.

Eskiden meydanlarda arka kapağında “Adalet Partisi’nin hediyesidir” yazılı Kuran-ı Kerim’ler dağıtılırken bugün de kürsülerde Kuran gösterilip seccadeli mitingler yapılıyor.

2015’te Batman ve Hakkâri’deki toplu açılış törenlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlayıp bastırdığı Kürtçe Kuran mealini halka gösteren, Siirt’te eline Kuran’ı alarak Kılıçdaroğlu’nu yuhalatan Erdoğan, bu yıl da İstanbul’un Bağcılar ilçesindeki toplu açılış töreninde kürsüye çıkıp seccade gösterdi, “İnşallah 15 Mayıs’ta şükür namazını bu seccadede kılabiliriz” dedi.

KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİ

Sultanahmet Camisi’nin avlusuna kürsü kurarak yaptığı mitingden sonra Erdoğan’a, Demirel’in 1978’de Taksim’deki konuşmasından sadece iki cümleyi hatırlatmak gerekir:

“Bölücülük, yalnız bölücülere değil, bölünenlere de sadece felaket getirir. Bölücülük kıyametinin altından kimse sağ salim çıkamaz.”

Demirel, o gün asıl bölücülük yapan kendisi değilmiş gibi bunları söylemiş, emekçileri suçlamış. Oysa din, ezan, Kuran üzerinden siyasi kutuplaştırmayı kışkırtmak, laikliğe tamamen aykırı olduğu gibi bölücülüğün de daniskasıdır. Çünkü bu ülkede farklı inanç ve mezheplere mensup vatandaşlar olduğu gibi, inançsız olanlar da var!

Demirel’in sözlerini yönelttiği kitle tamamen yanlış olsa da o iki cümle bundan ayrı olarak değerlendirildiğinde anlamı düşündürücüdür.

Erdoğan kutuplaştırma kartını kullanırken Kılıçdaroğlu’nun “Kürtler” ve “Alevi” başlıklı videolarının çok olumlu tepki alması da bu çerçevede yorumlanmalı.

Halk, Demirel, Erdoğan ve onlar gibi birçok siyasetçinin din, mezhep ve etnik köken üzerinden sürdürdüğü bölücülük kıyametinden yıldı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları