İmara aykırı yapıda depremzedelere yardım konseri

10 Mart 2023 Cuma

Depremzedelere yardım edebilmek için herkes gibi müzisyenler de büyük bir çaba içinde. Bu nedenle afetten etkilenenlerin ihtiyaçlarına katkıda bulunmak üzere 30 Mart’ta bir konser verilecek. Bu dayanışma konserine katılacak olanlar arasında ülkemizde sevilen, başarılı birçok isim var ve kuşkusuz hepsi iyi niyetli.

Ancak sorun şu ki bu konser, gösteri sanatları merkezi DasDas, ihtiyaç sahiplerini desteklemeyi amaç edinen İhtiyaç Haritası adlı sosyal kooperatif ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi (Zorlu PSM) işbirliği ile düzenleniyor. Bunun nesi sorun derseniz, Türkiye’de çoğunluğun görmezden geldiği bir gerçeği yine ve yeniden hatırlatmam gerek.

Zorlu Center, İstanbul’da kent yağmasının simgelerinden biridir. İstanbul’da 1999 depreminden sonra afet toplanma alanı olarak belirlenen 493 bölgeden bugüne dek 416 tanesi imara açıldı. Buralara alışveriş merkezi, rezidans, gökdelen yapıldı, kentin hemen her yerindeki acil ulaşım yolları da otoparklara dönüştürüldü! Bunlardan biri de Zorlu AVM. 

Zorlu PSM de Zorlu Center denilen yapının içinde yer alıyor. 2016’da yazdığım bir yazıda da belirttiğim şekilde, “kaçak yapı” denilen Zorlu Center’ın imara aykırı biçimde yapılaşmasına ruhsat verildiği biliniyor. Hatırlarsanız dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın bu konu hakkında Bakanlık Müşaviri ve 2 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı ile yaptığı telefon görüşmeleri de basında yer almıştı. 

Kentin görünümünü bozan bu lüks alışveriş merkezine bugüne kadar adımımı atmadım ama içindeki gösterişli restoranları, pahalı markaları ve konser salonu ile pek çok insanı kendisine çektiğini biliyorum. 

YIKICI BİR ÇELİŞKİ 

Duyurulan yardım konseri ile ilgili sorun anlaşılmıştır sanıyorum. Depremzedelere yardım amacıyla verilecek önemli bir konser, afet toplanma alanı iken imara açılarak lüks bir merkeze dönüştürülen bir yapının içinde verilmeli mi? Buradaki çelişkiyi görmezden gelmeye devam mı edeceğiz?

2016’da Patti Smith’in, punk rock’ın simgesi olan “Horses” albümünün 40. yıldönümünde, İstanbul konserini orada vermesini hazmedememiş ve kendisine bir arkadaşı aracılığıyla mektup gönderip durumu anlatmıştım. 

O zaman yazdığım yazı üzerine çok sayıda insanın hakaretlerine maruz kalmıştım. Oysa konserin orada verilmesine karşı çıkmamın nedeni, düzen karşıtı bir ruh taşıyan albümün, yozlaşmış sistemin simgesi olan bir mekânda baştan sona çalınmasıydı. O yüzden yazımın başlığını, “Ruhu hâlâ punk kalanlar için hüzün vakti” koymuştum.

YANITSIZ BIRAKILAN İKİ SORU

Söz konusu yazımı iki soruyla bitirmiştim.

1- Taksim’e Topçu Kışlası yapılsa ve içinde güzel bir konser salonu olsa, orada konser verir misiniz? Aynı mekânda sevdiğiniz bir grup konser verirse gider misiniz?

Müziğin dürüstlüğüne dair inancım bu olayla tümüyle sarsılmıştı çünkü...

İkinci husus ise müziğin dürüstlüğünden çok daha ciddiydi. Deprem meselesi tartışma götürmeyeceği için diğer soru şuydu:

2- Kent yağması konusundaki çifte standart ve teslimiyetçi tavır kabul edilebilir mi?

Kaçak yapı Zorlu Center’da Dünya Çevre Günü’nün kutlanmasını gördük de depremde afet alanı iken imara açılan bu mekânda depremzedeler için konser verilmesi tam bir aymazlık olmuyor mu? 

Koca İstanbul’da başka salon mu bulunamadı?

Bu şekilde kent suçları “affedilmiş” olmuyor mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları