Liste savaşlarında gericiler, siyasal İslamcılar, YAE’ciler!

07 Nisan 2023 Cuma

Harıl harıl görüşmeler yapılıyor. Kapalı kapılar ardında pazarlıklar dönüyor. Kulis bilgileri sızıyor. Herkes merak içinde partilerin milletvekili aday listelerinin açıklanmasını beklerken partiler arası gerilim de artıyor. 

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bu fırsattan yararlanıp, “muhafazakâr” diye tanımladığı görüşten daha çok temsilcinin milletvekili olması için kolları sıvamış.

Karar TV’de katıldığı programda şöyle demiş: “Milletin üç damarı varsa, açık ifade ediyorum kimse gücenmesin; bu üç damarın ikisi Millet İttifakı’nda baskın olarak var.

Sol-seküler CHP bayrağı altında; milliyetçi İYİP bayrağı altında, muhafazakâr ayak ise ittifakta yeterince temsil edilmiyor. 

Meclis’in büyük çoğunluğu sol-seküler, milliyetçi kanatta, daha az temsil muhafazakâr kanatta olursa bu bir dengesizliktir.”

Böyle konuşana günlük dilde “Bu ne ayak!” denilebilirse de doğrusu “Bir şeyi bildiği halde bilmezmiş gibi konuşmak, davranmak” anlamında “Ayak yapma!” da denilebilir.

Davutoğlu bilmez mi ki TBMM’de sadece Millet İttifakı olmayacak. Cumhur İttifakı’nın bileşenleri AKP, MHP, BBP, YRP, hepsi Davutoğlu’nun “muhafazakâr” dediği sağ bloktadır. Üstelik aralarına Hizbullahçı HÜDA PAR da eklendi.

Millet İttifakı’nda ise CHP “ortanın sağı”na kayarken, ortakları İYİ Parti, SP, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi ise sağ bloktadır. Her ne kadar siyaset sahnesinde sağ ile sol kavramları yok olmuş gibi davranılsa da gerçek budur. TBMM’de merkez cumhuriyetçi, milliyetçi sağ ve ılımlı İslam birliğinin tasarımı yapılmaktadır; bu tabloda dışlanan laik, bağımsızlıkçı, kamucu soldur.

SAĞCI ATAK

Davutoğlu böyle bir ortamda aklınca uyanıklık yapıyor... CHP’nin kendi listelerinden Gelecek Partisi ve DEVA gibi siyasal İslamcı partilere kontenjan vermek için CHP’lileri devre dışı bırakacağı konuşulurken, daha fazla pay koparmak için, istedikleri olmazsa sıkıntı çıkacağını söyleyerek gözdağı veriyor.

Ayrıca yaptığı genelleme de doğru değil. TBMM’de gerçekten laikliği savunan milletvekili sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Gerisi, onun deyimiyle “seküler” gözükse de aslında tarikatlarla ve cemaatlerle kol kola ilerliyor, ölen kadın düşmanı tarikat şeyhinin ardından “kanaat önderimiz” diyerek övgü düzüyor ya da kendi etnik kökeninden olduğu için gerici tarikat liderlerine, şeyhlere, şıhlara sahip çıkıyor. 

O nedenle TBMM’nin çoğunun bırakın sol-seküler olmasını, siyasal İslamcı, gerici ve sağcı olma riski vardır!

Bir de merak ediyorum, sormazlar mı insana, anayasada laik devlet olduğu yazan bir ülkede sen niye seküler kanatta değilsin diye?

KENDİ YARATTIKLARI YIKIMIN ÜZERİNE GANİMET İÇİN ÇÖKENLER

Diğer yandan, AKP’yi yıllarca öven, FETÖ kumpaslarının medya aparatı Taraf laik Cumhuriyete darbe üstüne darbe vururken bu operasyonlara destek veren Cengiz Çandar ve Hasan Cemal gibi yetmez ama evetçi “sol liberaller” de yeniden piyasaya çıktı. İkisi de HDP’nin teklifini kabul edip bu partinin listelerinden seçime gireceği Yeşil Sol Parti’nin milletvekili adayı olmuşlar. 

Felaket kapitalizminin kendisinin neden olduğu yıkımın üzerine ganimet toplamak için çökmesi geldi aklıma...

Açıkçası bu durum, Türkiye’de sosyalist solun neden HDP ile aynı çatı altında seçime girmemesi gerektiğinin de en iyi kanıtı oldu.

Milletvekili aday listelerinin 9 Nisan’da Yüksek Seçim Kurulu’na bildirileceği ana kadar süren pazarlıklarda bakalım başka hangi sağcılar, siyasal İslamcılar, gericiler ve yetmez ama evetçiler listelerde yer bulacak!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları