Milletin 14 Mayıs’taki kararına uyacaksınız!

03 Mayıs 2023 Çarşamba

Önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başladı. “15 Temmuz, fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs 2023, Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek siyasi darbe girişimidir” dedi.

AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, “Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir” diye devam etti.

Ardından cumhurbaşkanı başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, “2023 seçimlerinde iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlığına darbe olur. Bu başarılabilir mi ayrı konu” diye konuştu.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunlardan geri kalmadı. “Kandil’in desteğiyle bu ülkede cumhurbaşkanı olacak. Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez!” diye miting meydanında haykırdı.

Hepsinin amacı, 14 Mayıs’ta yaşayacakları kaybı bir darbe olarak gösterip seçimi şimdiden şaibeli hale getirmek! Belli ki AKP içinde bu yönde bir kampanyanın sürdürülmesi için karar alınmış. Hepsi birden çaresizce bu stratejiyi izliyor ve kaybetseler de koltuğu bırakmayacaklarını duyurarak demokrasiyi bir kez daha baltalamaya çalışıyor.

SEÇİMİ ŞAİBELİ HALE GETİRME ÇABASI

Sanki 23 Haziran 2019’daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinden önce PKK lideri Abdullah Öcalan’ın HDP’ye tarafsızlık çağrısı yaptığı mektup kamuoyuna duyurulmamış ve yine aynı dönemde Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan AKP tarafından TRT ekranına çıkarılmamış gibi...

Sanki kendileri o dönemde seçim öncesinde Kandil’e başvurmamış gibi...

Sanki kendileri terörist örgüt Hizbullah’ın uzantısı HÜDA PAR ile ittifak yapmamış gibi...

Sanki kendileri yıllardır ülkenin tam bağımsızlığına darbe vurmamış gibi şimdi hepsi ağız birliği yaparak muhalefete çamur atıyor.

Ayrıca Kandil’in Türkiye’nin cumhurbaşkanını belirleme gücü mü var? Oy potansiyeli yüzde 51 mi? AKP, Kandil’in o kadar gücü olduğunu iddia ediyorsa, bunun sorumlusu 21 yıldır bu ülkeyi yönetenler olmaz mı?

Terörle açıkça ilişkisi olan aday varsa, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) neden onları onayladı?

Seçmenler YSK’nin onayladığı adaylar arasından birine oy verecek; o kişi Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu olduğunda darbe diye nitelenecekse, o zaman seçim niye yapılıyor? Böyle bir durumda, millet “ülkeyi teslim etmeyerek” ne yapacak, Erdoğan yurttaşların ne yapmalarını istiyor?

Sormazlar mı insana, ne oldu sağın “kutsal sandık” söylemine diye?!

ÇOK TEHLİKELİ SÖYLEMLER

Anayasaya aykırı olduğu halde üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olan bir partili cumhurbaşkanının, ülkenin içişleri bakanının ve iktidar partisi yetkililerinin seçime yönelik tehdit içeren sözleri son derece tehlikelidir ve tüm siyasi partiler tarafından derhal kınanıp uyarıda bulunulması gerekir.

Millet, 14 Mayıs’ta sandığa gidecek, özgür iradesiyle YSK’nin onayladığı adaylar arasından özgür iradesiyle seçimini yapacak ve herkes ona uyacak! Ülkeyi kabile devletine döndürmeye kimsenin hakkı yok.

23 Nisan’da 103. kuruluş yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) duvarında Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazıyor. TBMM’nin temel dayanağını oluşturan bu ilkeyi bir kez daha sivil darbe ile, son dakikada alınan anayasaya aykırı kararlarla, seçime yapılan müdahalelerle, hilelerle çiğnemenize bu millet izin vermeyecek!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları