Suçlular sokakta, adalet isteyenler hapiste!

11 Ağustos 2023 Cuma

İktidar, adalet arayan herkesin sesini kısıp toplumu sindirmek için her yola başvuruyor. Akbelen’deki doğa katliamına direnenler gazla, zorla bastırılırken yalnızca görüşlerini dile getirip yazanlar hapse tıkılıyor. 

Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, temel insan haklarından biri olmasına karşın, Türkiye, konuşmaktan korkanların yaşadığı bir ülke haline getiriliyor.

Gazetemizin yazarlarından Barış Pehlivan, üç yıl dokuz ay ceza aldığı ve altı ay hapiste kaldıktan sonra tahliye edildiği dava ile ilişkili olarak hapse atılmaya çalışılıyor. 

Nasıl derseniz... Pehlivan, denetimli serbestlikten yararlandığı halde, o kanundaki bir maddeye göre, hakkında tek bir dava açılırsa tekrar cezaevine dönmesi söz konusuydu. Cumhuriyet’teki köşesinde, bir Yargıtay üyesinin usulsüzlüklerini, ismini vermeden köşesine taşıyınca, hakaret davası açıldı ve denetimli serbestliği bozularak 31 Temmuz’da çıkarılan yasadan faydalanması engellendi.

Avukatının yaptığı itiraz kabul edilmezse Pehlivan, 15 Ağustos’ta Silivri’ye dönmek zorunda kalacak. Bu mesleğinin gereklerini başarıyla yerine getiren bir gazetecinin susturulmasına yönelik bir hak gaspıdır!

BASINA SİYASİ VE EKONOMİK KUŞATMA

TELE1 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ise canlı yayın sırasında, kendi ifadesiyle ironi yaparak Abdullah Öcalan’dan söz edince sosyal medya trollerinin çabasıyla “Terör örgütü propagandası yapma” ve “Suçu ve suçluyu övme” suçlarından hapse atıldı. 

Gerçek neden neydi? İktidarın Kürt meselesindeki planını erkenden deşifre etmişti ve kurduğu televizyon kanalı aracılığıyla etkili bir gazetecilik yapıyordu. Yanardağ’ın teröre destek vermesinin söz konusu olamayacağını onun kitaplarını okuyanlar bilir ama karşınızda örgütlü cehalet varsa kime, neyi anlatacaksınız?

Seçimlerin hemen sonrasında yaşanan bu iki olay, AKP iktidarının Cumhuriyetin 100. yılında basını tamamen zapturapt altına alma girişiminin kanıtıdır. Basında sansürün kaldırılışının 115. yılında, medyanın tam anlamıyla siyasi ve ekonomik kuşatma altına alınmak istendiğinin de göstergesidir.

TECAVÜZCÜLERİ İFŞA ETTİĞİ İÇİN TUTUKLANAN HAYVAN HAKLARI SAVUNUCUSU!

Aynı anda bütün toplumsal hak mücadelelerinin de benzer şekilde kuşatma ile karşı karşıya olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bunun son örneği, hayvan hakları mücadelesinde yaşandı. 

Ege Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Funda Bayrı, hayvanlara tecavüz edenlerin ve masum hayvanlara işkence edip katledenlerin görüntülerini sosyal medya hesabından paylaştığı gerekçesiyle, “kişisel verileri ele geçirme ve yayma” suçundan dolayı üç yıl dört ay hapis cezası verilerek tutuklandı! Bir dernek yöneticisi olarak çalıştığı alandaki hak ihlallerini duyurmak göreviyken bunu yaptığı için suçlu bulundu. 

Hayvanlara yönelik şiddet her geçen gün artarken, bu kararla tecavüzcüler ve failler bir kere daha cesaretlendirildi. Şimdi ben bu soruya yanıt bekliyorum: Sokaklar hayvanlara tecavüz eden sapıklarla doluyken susalım mı, ifşa etmeyelim de ne yapalım? Görüntü sosyal medyaya düştüğünde tecavüzcünün “kişisel verisi” diyerek saygı mı duyalım?

Üstelik 2021’de Hayvanları Koruma Kanunu’nda ve TCK’de yapılan değişiklik ile “Hayvanlara cinsel saldırıda bulunan veya tecavüz eden kişiye 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası verilir” maddesi eklendiğinden Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na göre, bu suça yatarı olmayan ceza uygulanıyor ve tecavüzcüler sokaklara dönüyor!

Bu düzenleme öncesinde TBMM’ye gittiğimizde, AKP milletvekillerini uyarmış, alt sınırın yükseltilmesini talep etmiştik. AKP Grup Başkanvekili olan avukat Özlem Zengin ise “Hiçbir yasa suçu, tecavüzü önlemez” diyerek karşılık vermişti. 

Tecavüzcüler, sapıklar sokaklara salınırken hak savunucularının hapse tıkılması suçu önlüyor herhalde (!)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları