Tutsaklık ile ölüm arasında kısa bir özgürlük anı…

30 Ocak 2022 Pazar

İç politikadaki onca gürültünün arasında kaynayıp giden bazı önemli olaylar var. Zaman zaman bu köşede onları da gündeme getirmeye çalışıyorum.

Bunlardan biri ABD’nin Pensilvanya eyaletinde meydana gelmiş. Covid araştırmaları yapan bir laboratuvara teslim edilmek üzere 100 maymun bir araca doldurulmuş. 

Araç Florida’ya doğru yol alırken, bir kamyona çarpıp kaza yapınca, dört maymun açılan kafeslerden kaçmış. Yetkililer hemen harekete geçmiş; helikopter ve termal kameralar kullanılarak yakalanmaları için operasyon başlatılmış. Yoğun bir araştırmadan sonra maymunların üçü bulunmuş, birinin izi kaybedilmiş.

Bulunan üç maymun öldürülmüş... Kaçmayı başarabilen tek maymuna özgür bir ömür diliyorum. 

Kızıl kahverengi tüyleri, bıyıklı pembe yüzleri ve uzun kuyruklarıyla tanınan makak maymunları, deney laboratuvarında işkence çekmek üzere yola çıkarıldıkları yolculukta kısa da olsa özgürlüğü yaşadı ama sonunda yine canları alındı. 

Bu olay The New York Times’da yorumsuz yansıtılırken bizim medyada “ilginç olay” diye yorumlandı. Hayvanların katledildiği trajik olayları “ilginç” bulmanın nedeni daha da trajik: yaşam hakkının hiçe sayılması…

DENEYLERDE KULLANMAK İÇİN MAYMUN REZERVİ…

Her insan da aynı değil. Bazıları da maymunlar için endişe etmiş. Olayın olduğu bölgedeki bir otelde çalışan bir kadın, kazayı duyduğu anda dondurucu soğukta kalan maymunları düşündüğünü, donmadan önce kurtarılmalarını dilediğini, güzel ve sempatik bulduğu makak maymunlarından birine sahip olmayı istediğini söylemiş.

O böyle düşünürken, bu sevimli maymunların korkunç deneyler için en çok sömürülen hayvan türlerinden biri olması, çarpıcı bir tezat...

Covid-19 salgını başladığında bu maymunlar aşı araştırmaları için o kadar yüksek talep görüyordu ki ABD hükümetinin petrol ve tahıl için yaptığına benzer bir şekilde, acil durum stoğuna sahip stratejik bir maymun rezervi yaratma ihtiyacından söz ediliyordu…

Kaçan maymunların maddi değeri de yazılmış medyada. Her birine biçilen değer 10’ar bin doları buluyormuş. 

Haberler insan odaklı yazıldığından, konuya maymunlar açısından bakılmamış. Bana düşen de bu ölümcül yanlışı dile getirmek...

İNSAN TÜRÜNÜN YIKICILIĞINI COVID-19 DA DİZGİNLEYEMEDİ

Yakalanan maymunlardan birisi bir ağacın üzerinde bulunmuş. Ait olması gerektiği yere, doğaya sığınmış. Kafese niye konulduğunu anlayamasa da özgürlüğünün yok edilmesi nedeniyle korku yaşarken, aniden kaza meydana gelince panikle kaçmış. 

Her insan gibi yaşamak için mücadele eden hayvanların tutsak edilmesi, dünyada her yıl 115 milyondan fazla hayvanın deney nedeniyle öldürülmesi, deneylerin yüzde 92’si insana uyarlanamasa da bunun sürdürülmesi, insan türünün yüzleşmek zorunda olduğu en yıkıcı etik sorunlardan biri. 

Alternatif yöntemlerin teşvik edilmesi yerine hâlâ hayvanlar üzerinde deney yapılmasının en önemli nedeni para. Çünkü insanlar, insan dışı hayvanları “ucuz deney tahtası” haline getirmiş…

Diyebilirsiniz ki yaşamak için canı pahasına üç kuruşa çalışan yoksul insanla empati kuramayanların yönettiği dünyada, canını korumak için ağaca sığınan maymun ile kim empati kurar?

Genel yaklaşım bu olabilir ama ikisi arasındaki ortak noktaları gördüğümüzde, canın metalaştırılmasını reddettiğimizde, etik açıdan evrim geçireceğiz.

Ya da bazıları gibi diyebilirsiniz ki “Maymunlar deney için bir sürü işkence çektikten sonra yine öldürülecekti. O acıları çekmemişler hiç değilse...”

Başkası için de ölümlerden ölüm beğenmediğimizde ilerleyebileceğiz. 

Covid-19 salgını ortaya çıktığında, insanların neden olduğu çevre ve hayvan katliamlarının ekolojik dengeyi nasıl bozduğu konuşuluyor ve ben de biraz olsun bu konuda bilincin artacağını umuyordum ama sonrasında yıkımın aynen devam ettiğini görünce umudum sönmeye başladı.

İnsan türünün yıkıcılığını Covid-19 da dizginleyemedi. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları