Arabuluculuk sistemine binlerce başvuru... Doç. Dr. Ahmet Ayar: Sorunları çözmez

Kira anlaşmazlıklarında mahkemeden önce arabuluculuk zorunluluğu 1 Eylül itibarıyla resmen başladı. 1 Eylül ile 13 Eylül tarihleri arasında yurt genelinde ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarına ilişkin yaklaşık 10 bin arabuluculuk başvurusu yapıldı. İstanbul Adliyesi’ne ise aynı tarihler arasında başvuru sayısı 1250 oldu. Arabuluculuk başvurusuna gelen yurttaşların kimi umutlu olduğunu belirtirken kimi ise yeni bir uygulama olduğu için huzursuz olduğunu dile getirdi.

Rengin Temoçin

Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ayar ise söz konusu uygulamanın sorunları çözmeye yeterli olmayacağını, yurttaşın kira anlaşmazlıklarını yine mahkemelerde çözmek zorunda kalacağını dile getirdi. 

Doç. Dr. Ahmet Ayar, adliyelerdeki arabuluculuk başvurularındaki yoğunluğa ilişkin, “Son dönemde gündemi oldukça meşgul eden kiraya veren-kiracı arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin arabuluculuk başvurularının yoğunluğunu normal karşılıyorum. Maalesef toplumsal uzlaşıyı ekonomik ve sosyolojik yönden kaybettik. Hem kiraya verenler hem de kiracılar hayat pahalılığı sebebiyle yaşam standartlarında büyük düşüş yaşadılar. Konut kiralarına getirilen yüzde 25’lik sınır gerçekçi olamadı” dedi. 

(Doç. Dr. Ahmet Ayar)

“Bu uygulamayı aile hekimliğine benzetiyorum” diyen Ayar, “Çok hastasınız ve aile hekimine gitseniz de oradan muhakkak hastaneye gidip tedavi olmak zorundasınız. Dolayısıyla bu uygulama ilk etapta mahkemelerin yükünü kısa vadede azaltacak gibi gözükse de maalesef bu ekonomik koşullar altında vatandaşın arabuluculuk kurumu ile sorunlarını ilk kademede çözmesi kolay olmayacak. Sonunda yine vatandaş mahkemelere başvuracak” diye konuştu. 

‘TEK ÇARE OLAMAZ’

Doç. Dr. Ahmet Ayar sözlerini şu ifadeleri kullandı: “Hukuk ve demokrasi çok sihirli kavramlar ancak bunun altını eğitim, bilim ve üretim ile dolduramazsanız hukuk sorunlara tek başına çare olamaz. Dolayısıyla arabuluculuk gibi ortaya çıkan yeni kurumlar toplumsal sorunları kökünden çözmeye maalesef yeterli olamayacak kanaatindeyim.”