‘Daha fazla sahneye ihtiyacımız var’

Süreyya Operası’nda dün akşam prömiyerini yapan ‘Üç Silahşör’ balesinin bu ayki biletleri 1 buçuk dakikada tükendi, koreograf Volkan Ersoy ‘Seyircinin baleye ilgisi büyük’ diyor.

ORHUN ATMIŞ

2010 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konulan “Üç Silahşör” balesi, dün İstanbul Devlet Opera ve Balesi ile Süreyya Operası’nda prömiyerini yaptı. Eseri Armağan Davran ile birlikte ortaya koyan Volkan Ersoy, “Çok fazla eşine rastlanır bir şey değil. İki ressamın bir resim yapması gibi bir şey. ‘Üç Silahşör’ balesinin İstanbul gibi marka bir şehirde olması bizim için ayrıca bir önem arz etmekte. Burada seyirciyle buluşmak bizi çok heyecanlandırıyor” diye konuşuyor. Bir araya geldiğimiz Ersoy, aynı zamanda Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Bale Başkoreografı... İlginin son derece yüksek olduğu ve insanların bilet bulamamaktan şikâyet ettiği baleyle ilgili olarak da, “Bizim sahneye ihtiyacımız var. Ne kadar sahne imkânı, ne kadar büyük imkânlar verilirse bu sanat dalı da kendini o kadar geliştirecek” diyor.

Ersoy ve Davran, 2013 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde “En iyi koreografi ve en iyi bale” ödülünü, “V. Murat” balesiyle almıştı. “Üç Silahşör” balesi için de “İlk göz ağrımız, bizim için çok özel” diyen Ersoy, “2010’daki ile bugünkü arasında farklar var mı” sorusuna ise, “Çağ gelişiyor, biz de gelişiyoruz. İstanbul’da en farklı anlatım dekorda. Koreografik anlamda ise İstanbul balesinin kıymetli sanatçılarının teknik altyapısı çok kuvvetli. Bir de Alexandre Dumas’nın değil, bizim senaryomuzu izleyeceksiniz” diyor.

Konu İstanbul’daki sanatçılara gelince, son zamanlarda eleştirilen ve şikâyet konusu olan, kadro açılmadığı için “yevmiye” usulü çalışan sanatçıları sordum. Ersoy, “Ben o konuya hiç girmeyeyim, koreograf olduğum için ve İstanbul’da çalışmadığım için burada misafirim. Detaylı bilgiye sahip değilim. Ama muhakkak kurumlarımızda, ‘yevmiyeli’ dediğimiz, misafir sanatçı sözleşmesiyle çalışan sanatçılarımız mevcut. Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin her yerinde bu şekilde çalışan sanatçılarımız var” yanıtını verdi.

‘Önümüzde hiçbir şey durmuyor’

Ersoy, seyircinin yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını dile getirirken, mekân sorunu yaşayıp yaşamadıklarıyla ilgili olarak da “Süreyya Operası bize kapılarını açtı. Burası çok butik ve kıymetli bir bina. AKM de şu an yapım aşamasında. Tabii ki büyük sahne, büyük opera, büyük mekânlar bu gibi sanat dallarının önünü daha çok açıyor. Ama biz yine de kesinlikle herhangi bir erozyona uğramıyoruz. Yapıtlarımızı aynı kalitede ve aynı büyüklükte sergilemeye çalışıyoruz ki bunun örneğini geçenlerde genel müdürümüz Murat Karahan’ın sanat yönetmenliğinde ‘Troya’ adlı eserle yaptık. Çok büyük bir prodüksiyon. Önümüzde aslında hiçbir şey durmuyor, engelle karşılaşmıyoruz” diye konuşuyor.

Volkan Ersoy, bütçe konusunda da “Kimse daha fazlasına hayır demez. Sanata ayrılan bütçe aşikâr. Bazı zamanlarda sıkıntı yaşıyoruz. Dünyada da böyle. Her şeyi devletten beklememek lazım. Burada ana sponsorlar devreye giriyor” diye konuşuyor.

‘Üç silahşör’ hakkında

Eserin detayları hakkında Volkan Ersoy şu bilgileri veriyor: “Eserin heyecanlı ve sürükleyici olmasının sebebi, içinde yasak bir aşk hikâyesi ve savaş sahneleri var. Bunlar için 2010’da bir eskrim antrenörüyle çok riskli çalışmalar yaptık, provalarda zaiyat bile verdik. Yaralanmalara yol açan çok ciddi sahneler var, kavga sahnesi var yaklaşık 10 dakika süren. Sahnede bu dille anlatılan çok az eserden biri diyebilirim.

‘Benim için bir görev’

Kariyerinin 25. yılına giren Volkan Ersoy, bu ülkeye borçları olduğunu dile getirerek “Ben bu mesleğe ilkokul 2’de başladım. Kelebeklerin yaşamı gibi de çok kısa bir meslek. Bedenimiz çok yıpranıyor. Eski baş dansçılardanım, aktif hayatı bıraktıktan sonra köşeye çekilmek değil, halkı sanatla eğitmek, bunu da bale gibi çok daha zor bir sanat dalıyla birleştirmek bana görev gibi geliyor” diyor.