Prof. Dr. Duran Bülbül Cumhuriyet TV'de konuştu: Toplanan bağışlar deprem için harcanmayacak

Ekonomist Prof. Dr. Duran Bülbül, deprem felaketinin ekonomik bilançosunu ve Merkez Bankası'nın yaptığı 50 baz puan faiz indirimini, Cumhuriyet TV'de değerlendirdi. Merkez Bankası kararlarının artık yok hükmünde olduğunu söyleyen Duran Bülbül, "Sürekli karşılıksız para basıyor ve faiz indirimi yapıyorlar" dedi. Bülbül, depremzedeler için toplanan yardım paralarının da şeffaf şekilde harcanmama ihtimaline dikkat çekti.

İrem Karataş

Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ikiz depremlerin ardından, afetten etkilenen kentlerden çoğu harabeye döndü. Bilim insanlarının uyarılarına rağmen alınmayan tedbirler sebebiyle 43 bin 556 yurttaş yaşamını yitirdi. Bunun yanında felaketin ekonomik boyutunun uzun yıllar etki edeceği konuşuyor. Uzmanlar, depremin Türkiye ekonomisine bilançosunun 35 milyar dolar olacağını öngörüyor. Öte yandan Merkez Bankası faiz indirimi yapmaya devam ediyor. 

Ekonomist Prof. Dr. Duran Bülbül, konuya ilişkin değerlendirmelerini Cumhuriyet TV'de aktardı.

"MERKEZ BANKASI KARARLARI YOK HÜKMÜNDE"

Bülbül, Merkez Bankası'nın faiz kararına ilişkin, "Uzun süredir Merkez Bankası kararları ülkenin gerçekleriyle örtüşmüyor. Bu nedenle de Merkez Bankası kararları artık yok hükmünde. Asli görevleri olan fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyon endekslemesini yapmak gibi kanuni görevleri varken bununla alaakası olmayan işler yapıyor. Sürekli karşılıksız para basıyor ve faiz indirimi yapıyor" ifadelerini kullandı.

"EKONOMİK İNTİHAR" 

Deprem felaketi sebebiyle bu kararın daha büyük sonuçlara yol açacağını belirten Bülbül, "İktidar zaten döviz kurunu zenginlere servet aktararak yerinde tutmaya çalışıyor. Enflasyonu yukarı doğru tetikleyecektir. Böyle bir dönemde bu politika inşaat sektöründe maaliyetleri arttıracak. Bu ideolojik tutum ekonomik bir intihara sebep olur" şeklinde konuştu.

TOPLANAN YARDIMLARI NASIL HARCAYACAKLAR? KİM DENETLEYECEK?

Siyasi iktidarların "kent rantlarından" beslendiğini vurgulayan Bülbül, Türkiyede'ki anlayışın, önlem almak yerine yıkımdan sonra tedavi etmek yönünde olduğunu ifade etti. Depremin maliyetinin, uluslararası uzmanların tahminlerine göre, 35 milyar dolar olacağını aktaran Bülbül, toplanan 37 milyar dolarlık deprem vergisine dikkat çekti. Bülbül, "Deprem vergileri harcanmamış olsaydı bu yıkımın maliyetini karşılayacaktı. Ne toplanan bağış paraları ne de deprem vergileri depreme harcanmayacak. Türkiye'de böyle bir bütçe sistemi yok. Depreme harcadıklarını, şeffaf bir biçimde, belgeleriyle göstermeyecekler, zaten bunu talep edecek ve denetleyecek bir mekanizma da yok" dedi.

DURGUNLUK YAŞANACAK

Maliyetleri karşılamak için iki yol olduğunu ifade eden Bülbül, "Ya karşılıksız para basacaklar ve fiyatlar iyice artacak ya da vergi yükünü arttıracaklar" dedi. Bunun sonucunda ise "yüksek vergi yüksek zam"ın ciddi bir durgunluk yaşatacağı konusunda uyardı. Bülbül, "Yapılan yardımlar vergi indirimi olarak geri döndü. Sıradan vatandaş ise vergiden düşemiyor. Depremin yükü de yoksula yıkılıyor. Kaldı ki televizyonda telaffuz edilen o rakamlar ödenmeyebilir" diyerek bu durumu etik bulmadığını da ekledi. 

ATATÜRK'Ü ÖRNEK GÖSTERDİ

Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyet'in ilk yıllarında hazırladığı bütçelerin şeffaflığını anımsatan Bülbül, "Düşünebiliyor musunuz, o bütçeler bir mübaşire, bir hizmetliye, bir memura ne ödenecekse kuruş kuruş hazırlanmıştır. Dünyanın en şeffaf bütçeleridir. Hala da Avrupa'da bile örneğine rastlanmaz" dedi.

Bülbül sözlerini, "Ülkede yeniden adalet, demokrasi, bütçe hakkı gibi kavramların inşa edilebilmesi için seçim kaçınılmazdır. Türkiye'nin yeniden, Atatürk'ün Anadolu'nun karanlık steplerinde inşa ettiği modern cumhuriyeti kurması gereklidir. Sorunların hepsini çözmek için seçim yetmez, tüm bu sorunları namus ve onur meselesi yapmış bir iktidar gereklidir. Aksi zifiri karanlıktır." diyerek sonlandırdı.