Palamut güldürdü, hamsi üzdü

Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fükeltesi'nden Araştırma Görevlisi Uğur Özsandıkçı, 15 Nisan'da sona erecek 2016-2017 tüm denizlerde av sezonunda, palamutta yaşanan bolluğun balıkçıların ve vatandaşların yüzünü güldürdüğünü, hamside ise istenilen avlanmanın yapılamadığını söyledi.

Yayınlanma: 14.04.2017 - 14:22
Abone Ol google-news

Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fekültesi'nden Araştırma Görevlisi Uğur Özsandıkçı,15 Nisan itibariyle tüm denizlerde trol ve gırgır ağları ile avcılık için genel av yasağının başlayacak olması nedeniyle değerlendirmelerde bulundu. 1 Eylül 2016'da başlayan 2016-2017 av sezonunda denizlerde avcılık faaliyetlerinin bu sezon da yoğun olarak gerçekleştirildiğini dile getiren Özsandıkçı, "Bu dönem özellikle palamut açısından çok bereketli bir sezon geçirdik. Bu sezon 70 bin tondan fazla palamut avlandı. 2005 yılından sonra palamut açısından en verimli bir sezonu bitiriyoruz. Palamut denizde bol olunca vatandaşlarımızda bolca bu balığı tükettiler. Palamut bu yıl hem balıkçıların hem de vatandaşların yüzünü güldürdü" dedi.

Özsandıkçı, özellikle Karadeniz bölgesi için çok önemli olan hamsinin bu yıl  istenilen düzeyde avlanmadığını söyleyerek "Her ne kadar bilimsel olarak bir ilişki kurmak henüz mümkün değilse de, tüm balıkçılar palamudun fazla olduğu sezon hamsinin az olacağını ileri sürer. Bu yıl da böyle oldu. Hamsi sürüleri dağınık şekilde göç ettiler. Bu nedenle gırgır teknelerinden ziyade ortasu trolü tekneleri tarafından hamsi yakalanabildi. Balıkçılar açısından hamsi bu yıl yüz güldürmedi diyebiliriz. Onun dışında bence denizlerimizde istavrit açısından da ciddi bir sıkıntı var. İstavrit stokları tehlike altında. Yine kalkan bağının denizdeki varlığı noktasında tehlikeler var. Bu iki balığın rezervlerinde yıllar geçtikçe bir azalma yaşandığını gözlemliyoruz. Ayrıca kalkan balığı yakalanması için özellikle yasak dönemde denize atılan ağlara Karadeniz'de yunuslar da takılıyor. Bu ağlar yunusların ölümüne neden olarak yunus türlerinin Karadeniz’deki varlığını tehdit ediyor. Bu da Karadeniz için büyük bir tehlikedir" diye konuştu.

Denizlerde balık rezervlerinin artırılması ve sürdürülebilir bir çalışma yapılması için devletin bir politika belirleyip çalışma yapması gerektiğini dile getiren Uğur Özsandıkçı, "Karadeniz ekosisteminde meydana gelen bu tehditlerden sadece balıkçılık sektörünü sorumlu tutmak yanlış olduğu kadar subjektif bir bakış açısıdır. Bir balıkçı denizde ne kadar balık olduğunu ve dolayısı ile bunun ne kadarını avlaması gerektiğini bilemez. Mevcut yönetim biçimi açısından sorumluluğu da değildir. Bu anlamda devlet olarak balıkçılığın sürdürülebilirliğine ilişkin orta ve uzun vadede politikalar oluşturulmalı. Günü kurtarmak için oluşturulan politikalar balıkçılık yönetimi açısından yetersizdir. Dar bir bakış açısı ile kısa vadede çözüm beklemek yerine, tüm ekosistemi kapsayacak yönetimsel stratejiler oluşturulmalı ve oluşturulacak planın sahada uygulanabilir bir karşılığının olması gerektiği bilinmelidir. Ayrıca paylaşılan stoklar açısından baktığımızda, senelerdir Türk balıkçılar tarafından Abhazya ve Gürcistan kıyılarında avlanan hamsi stokları için uluslararası platform oluşturularak buradaki avcılığın kontrolü için de yönetim biçimleri belirlenmelidir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler