Köy Enstitüleri Neden Kuruldu, Neden Kapatıldı?

Yayınlanma: 14.04.2009 - 05:48
Abone Ol google-news

Köy Enstitüleri kapatılmakla Türkiye ne kaybetti? Bunun yanıtı, tartışılmayacak kadar açık. Bunun yanıtı boşalan köylerde, cemaatlere teslim edilen varoşlarda. Bunun yanıtı, mahalle baskısının ve cemaatlerin gücünün hangi boyutlara ulaştığını gösteren araştırmalarda.

69. yılda, Orhan Veli’nin dizeleriyle: “Yarınlara ümitle yürüyenler bir selam uçuralım.”

Köy Enstitülerini konu alan etkinlik ve yazılarda, genellikle doğrudan bu kurumların eğitim biçimi, eğitim ortamı ve mezunlarının nitelikleri üzerinde durulur. Bunlardan belleklerde kalanlar ise, tarım, güzel sanatlar ve kültür etkinliklerine öncelik verilen uygulamalı eğitim ile eğitim mekânlarının öğrenciler tarafından yapıldığını gösteren fotoğraflardır. Kuruluşunun üzerinden 69 yıl geçmesine rağmen halen üzerinde tartışılan Köy Enstitüsü gerçeğini kavrayabilmek için resmin bütününe bakmak gerekir. Bu yapılmadıkça, Köy Enstitülerinin neden kuruldukları ve neden kapatıldıkları sorularına gerçekçi bir yanıt bulabilmek zordur.

Eğitim devriminin üç adımı

Türk aydınlanmasının omurgası eğitim devrimidir. Eğitim devriminin üç ayağından ilki 3 Mart 1924’te gerçekleştirilen Öğretim Birliği Yasası, ikincisi, 1 Kasım 1928’de yapılan harf devrimidir. Bunlar, Türk aydınlanmasının hayata geçmesi için “olmazsa olmaz” koşullardandı. Ancak Türk aydınlanmasının kalıcılığı, devrimlerin benimsenmesi ve aydınlanma dalgasının ülkenin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmesiyle mümkündü.

Bu da nüfusun yüzde seksenini oluşturan köylünün eğitilmesini gerektirmekteydi.

Ülke genelinde yüzde 6-7 civarında olan okuryazarlık oranı köylerde çok daha düşüktü. Harf devrimine rağmen okuryazarlığın düşünülen hızda yayılmamasında en büyük etken öğretmen sorunuydu. 1930’lu yılların ortalarında, 40 bin köyün 35 bini öğretmensizdi. Öğretmen okulları yılda 300-350 kadar mezun verebiliyordu. Basit bir hesaba göre, sorunun çözümü için on yıllarca beklemek gerekiyordu. Peki bu sorun nasıl aşılabilecekti?

Önce köy eğitmen kursları

Çözüm, Cumhuriyetin kurucusu ve Türk devriminin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ten geldi. Çözümün ilk adımı, “Köy Eğitmen Kursları” uygulamasıydı. Böylece eğitim devriminin üçüncü ayağının temeli atılmıştı. Büyük önderin ömrü, projeyi tamamlamaya yetmedi. Bayrağı devralanlar projeye sahip çıktılar. Türk devriminin gerçekleşmesinde Mustafa Kemal’in hep yanı başında olan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, projenin sahipleri, Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’a destek oldu. 17 Nisan 1940’ta çıkarılan yasa ile, dünyanın en özgün eğitim atılımı uygulamaya geçirildi.

Devrimci düşüncenin adamını yetiştirmek

Enstitüler, klasik öğretmen okulu mezunu vermeyeceklerdi. Mezunların yükleneceği görevi Köy Enstitülerinin mimarlarından dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel şu özlü sözleriyle ifade etmişti: “Biz, istiklal mücadelesinden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam yetiştirmek isteriz. Çünkü, ümmet devrinin böyle bir adamı vardır. Bu, imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin verene dek, doğumundan ölümüne kadar bu cemiyetin manen hâkimidir. Bu manevi hâkimiyet, maddi tarafa da intikal eder. Çünkü köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, köye devrimci düşüncenin adamını göndermeyi isteriz.”

Devrimci düşüncenin adamı Köy Enstitülerinden yetiştirilecekti. Peki devrimci düşüncenin adamı bunu nasıl başaracaktı? Bunun yolunu da, adı enstitülerle bütünleşen Tonguç şöyle özetliyordu: “Köylüye bir şey öğretebilmek için ondan birçok şey öğrenmek gerekir. Kanımızı ve iliklerimizi isteyerek köyün içine akıtmadıkça, kırk bin köyün kenarına münevver insanın mezar taşı dikilmedikçe, bu köyün sırlarını anlayamayız. Köylüyü anlayabilmek, duyabilmek için onunla kucak kucağa, nefes nefese gelmek lazımdır. Onun içtiği sudan içmek, yediği bulgurdan yemek, yaktığı tezeğin ifade ettiği sırları sezebilmek ve yaptığı işleri yapabilmek gerekir.”

Köy Enstitülerinden yetişeceklerin niteliği elbette bunlarla sınırlı değildi. Laik, ulusal, uygulamalı ve karma eğitim verilen bu kurumlarda, özgüveni yüksek, eleştirel düşünebilen, sorun çözebilen ve “Cumhuriyet için fedakâr olabilen” gençlerin yetiştirilmesi ana hedefler arasındaydı. Bu başarılıyordu.

İkinci Dünya Savaşı’nın zor koşullarına karşın ülke coğrafyasına eşit aralıklarla serpiştirilen 21 aydınlanma ocağı ışık saçmaya başladı. 20 bine yakın mezun verildi. Ancak eğitim devriminin üçüncü adımının tamamlanması için en az 40 bin mezun yani 10-15 yıl daha gerekliydi. Olmadı, buna izin verilmedi. Demokrasiye geçişle birlikte, Cumhuriyetin en ışıltılı eğitim atağı olan Köy Enstitüleri projesi yarım bırakıldı.

Köy Enstitüleri neden kapatıldı?

Bu soruya cevap olabilecek en saydam açıklamalardan biri, dönemin CHP Milletvekili Kinyas Kartal’dan gelmişti. Aynı zamanda toprak ağası olan Kinyas Kartal, yıllar sonra, Köy Enstitülerinin neden kapatıldığına ilişkin soruya şu açıklamayı getirmişti:

“Köy Enstitüleri kesinlikle komünist uygulama değildi. Doğuda en yüksek eğitim gören insan benim. Köy Enstitüleri, bizim devlet üzerindeki gücümüzü kaldırmaya yönelikti. Bunu içimize sindiremedik. Benim Van yöresinde 258 köyüm var. Bunlar devletten çok bana bağlıdırlar. Ben ne dersem onu yaparlar. Ama köylere öğretmenler gidince benim gücümden başka güçler olduğunu öğrendiler. DP ile pazarlığa girdik, kapattık.”

Köy Enstitüleri kapatılmakla, “Devrimci düşüncenin adamını” yetiştiren kaynak kurutuldu. Böylece Türk aydınlanmasının, yurdun tüm kılcal damarlarına yayılması engellenmiş oldu. Sonrasında olanları zaten biliyor, konuşuyor, yazıyor ve yaşıyoruz. Köy Enstitüleri kapatılmakla Türkiye ne kaybetti? Bunun yanıtı, tartışılmayacak kadar açık. Bunun yanıtı boşalan köylerde, cemaatlere teslim edilen varoşlarda. Bunun yanıtı, mahalle baskısının ve cemaatlerin gücünün hangi boyutlara ulaştığını gösteren araştırmalarda.

69. yılda, Orhan Veli’nin dizeleriyle: “Yarınlara ümitle yürüyenler bir selam uçuralım.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler