Ali Koç: Bu düzen böyle gitmez

Kulüpler Birliği Vakfı Kasım Ayı Olağan Toplantısı'nda konuşan Ali Koç, gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.

Yayınlanma: 14.11.2018 - 19:50
Ali Koç: Bu düzen böyle gitmez
Abone Ol google-news

Kulüpler Birliği Vakfı Kasım Ayı Olağan Toplantısı'nda konuşan Ali Koç'un açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"TFF'den, kulüp yöneticilerden, antrenörlerden, futbolculardan medyasına kadar bu sektörün baştan aşağı değişmesi lazım. Devletimizin de içinde olduğu baştan aşağı bir yeniden yapılanma olması lazım.

En büyük sorun, şirket sahipliği yok büyük kulüplerde. Hiçbir zaman da olmayacak. Dolayısıyla kolay kolay sermaye koyulmuyor. Biz yönetim kurulu olarak sermaye koyduk ama mart ayından sonrasını göremiyoruz. Sonrasını görebilmek için yine borçlanmamız lazım.

Elimizdeki mevcut silahlara, araçlara, çözüm yöntemlerine bakınca, Fenerbahçe için konuşuyorum ama bence hepimiz için geçerli, bizlerin bu işin içinden çıkması mümkün değil. Baştan aşağı yöntemlerin değişmesi lazım. Belki 5 sene Avrupa'ya gitmemeyi düşünmemiz lazım.

Finansal modelimizin baştan aşağı değişmesi lazım. Altyapıdan oyuncu çıkaran, daha fazla yerli oynatan takımlara teşvik verilecek. Devlet yatırım yaptıracak, yabancıya harcanan para sınırlanacak, 30 yaş üstü yabancı gelmeyecek gibi. Yapılmasına inandığım birçok şey var.

Passolig bizim bilet işlerimizi yapıyor. Seyirci bizim seyircimiz, maç bizim maçımız, stat bizim stadımız, oyuncular bizim ama seyircinin bilgisi, o veriler bizim değil. Bu düzen böyle gitmez.

 

TFF'nin bugün teşhir ediliş şekli, futbolu olması gereken yere getiremez. 3 Fenerbahçe'den, 3 Galatasaray'dan, 3 Beşiktaş'tan, butik isimler iş dünyasından... İyi güzel de futboldan ne kadar anlıyorlar, kaç lisan konuşuyorlar, altyapıya ne kadar önem veriyorlar?

Burada spor dünyasından insanlar olmalı. Marka üretmiş, iletişimi çok iyi bilen, spor hukukunu çok iyi bilen insanlar olmalı. Eski futbolcular, eski antrenörler olmalı.

 

Öyle 3 kişi ondan, 3 ondan olursa, o zaman kimin sesi çok çıkarsa onun kulübünün istediği oluyor. Cezalar geldiği zaman kimin network'ü kuvvetliyse onun dediği oluyor. O zaman Anadolu takımlarının ne kabahati var?

UEFA yetkilileriyle birçok toplantım oldu. Türk futbolu Avrupa'da rekabetçi hale gelirse, UEFA'nın da değeri artar. Bahsettiğimiz 3 kulüp kadar Avrupa'da takipçisi olan, etkileşimi bu kadar yüksek olan kulüp sayısı 10'u geçmez.

 

Monaco en iyi senesinde 30 bin forma satıyor. Biz en kötü senemizde 250-300 bin forma satıyoruz. Rekabetçi bir Türkiye, Avrupa futboluna değer katabilecek. UEFA da bizim sağlıklı halde olmamızı çok istiyor.

Burada 80 milyon insan var. Demografik bir avantajımız var ama 3 milyon Türk'ün yaşadığı yerden çıkan 1. sınıf futbolcu sayısına bakın, 80 milyondan çıkan futbolcu sayısına bakın. Almanya'dan çıkan Türkler bir sürü ligde oynuyor. Biz niye yapamayalım?

Başkan olduktan sonra UEFA ile birçok görüşme yaptım. UEFA da Türk liginin ve kulüplerinin iyi yönetilmesini, değerlenmesini istiyor. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray takipçi sayısında Avrupa'da ilk 10'da.

Federasyonun temsil ediliş şekli, hiçbir şekilde Türk futbolunu olması gereken yere getiremez. Butik isimler, iş dünyası falan ama futbolu ne kadar anlıyorlar, pazarlamayı ne kadar biliyorlar, kaç tane dil biliyorlar?

Kulüpler Birliği malın sahibi değil. Malın sahibi kim? Federasyon. Federasyon iyi yönetiyor mu bunu? Hayır!

Kulüpler Birliği, ligin sahibi olmalı."

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler