Uçtu uçtu, Galata’dan Hezarfen uçtu!

Devlet Tiyatroları’nın iddialı prodüksiyonu Uçmak, tarihi ve fantastik bir oyun

Yayınlanma: 01.12.2019 - 02:00
Uçtu uçtu, Galata’dan Hezarfen uçtu!
Abone Ol google-news

Nedense ihmal etmiş, çok uzun zamandır Devlet Tiyatroları’nın sergilediği bir oyuna gitmemişim. Kitaplarını çok beğendiğim yazar Ömer Faruk Oyal’ın aynı adlı kitabından derlenen Hakan Çimensen’in yönettiği, başrolde Tolga Evren’in iki buçuk saat kendini paraladığı “Hezarfen Çelebi, Uçmak” adlı oyunu Artı Sahne’de izledim. Mecidiyeköy’deki bu salonu bir süredir Devlet Tiyatroları kiralamış. Salon, ulaşım kolaylıkları da içerdiği için bu bölgede iyi bir seçenek oluşturuyor, tamamen doluydu.

SÖZ KONUSU KULE İSE

Oyunun prömiyeri 20 Kasım’da yapılmış, AA ve yandaş gazetelerden başka yerde de tanıtımı çıkmamış. Açıkçası beni de çeken Oyal’ı, kitapları dolayısıyla tanımış olmam; tarihe meraklı ve ayrıntıları kaçırmayan bir yazar. Bir de tabii yıllardır Galata’da oturup kulemi de çok sevmem! Hezarfen Ahmet Çelebi, Evliya Çelebi’nin Seyahatnameleri’nden öğrendiğimiz kadarıyla araştırmaya ve yeniliklere meraklı bir bilim insanı. Tutkularından biri de kuşlar gibi uçmak. 17. yy. İstanbulu’nda Galata Kulesi’nden atlayarak Üsküdar’a konmayı başarmış olduğu rivayet ediliyor! Kendisini bu fantastik denemesinde izlemek için gelen Sultan 4. Murat ise herkesin beklediğinin aksine, Hezarfen düşmeyip uçmayı başarınca onu önce bir kese altınla ödüllendirmiş, sonra da bundan her şey beklenir diye korkup Cezayir’e sürgüne yollamış. Bugün hepimiz o ve onlar gibi çılgın kâşifler sayesinde uçabiliyorsak da o dönemde uçmaya kalkmış bir insana elbette deli gözüyle bakılır. Oyunda Hezarfen Ahmet Çelebi de var, role pek yakışan  Evliya Çelebi de, hatta havai fişekle kendini havaya fırlatıp uçmayı başarmış ve bu yüzden o da önce bir kese altın, sonra da sürgünle ödüllendirilmiş Lagari Hasan Çelebi de! Belli ki oyun, Devlet Tiyatroları’nın bu sezonun iddialı prodüksiyonlarından. Yönetmen Hakan Çimensen, Devlet Tiyatroları’nda oyun koymanın keyfini çıkarmış; çocuklardan büyüklere bol figürasyonlu kalabalık bir kadro, ara rollerde bile deneyimli, önemli oyuncular. Dekor ve kostümde de masraftan kaçınılmamış.

KOSTÜMLER GÖRKEMLİ 

En basit figürasyonun kıyafeti bile bayağı pahalıya çıkmıştı, kesin! Dekorda ortada dönen bir platformla hareket yaratılmış ama Galata Kulesi pek de görkemli olamamış. İstanbul’un o dönemlerdeki sokak eğlenceleri, medusa başlı kadından güreşçilere, jonglörden cambazlara ve hatta niyeyse sema yapan dervişe kadar her figür kullanılmış. Onlar hareket olsun diye gelip geçiyor. İyi ki de hareket oluyor çünkü oyun hayli uzun, iki buçuk saat (bence daha kısa olabilirmiş, gereksiz diyaloglar var) ve o süre boyunca sadece Hezarfen’i izlesek bayağı sıkılırdık! Tabii kostümlerdeki zenginliğe şaşırmış olmamın nedeni, epeydir ödeneksiz tiyatrolarda ve genç oyuncuların zar zor sahneye koydukları prodüksiyonları seyretmem. Belki daha yaratıcılar ama para olmayınca ne dekor ne kostüm, bir lokma bir hırka, bilek gücüne dayanıyorlar! Oyunun sevdiğim esprilerinden çoğu 4. Murat’ın yasakları üzerine olanlardı, malumunuz 4. Murat başta içkiyi, sonra sigarayı ve hatta kahvehaneleri yasaklamış, ciddi bir baskı dönemi yaşatmıştı.

ÜNLÜ OYUNCULAR

Tabii ilginç olan, yine o dönem için fantastik olan uçma eylemini aynı sultan izin vererek desteklemiş ve hatta destek verdiği için Çelebi’nin korkup vazgeçme şansını da elinden almıştı! Oyuncular arasındaki performans dengesizliği ise beni en çok zorlayan konu oldu. Öznel bir bakış olabilir diye isim vermeyeceğim ama bazıları çok iyiyken, bazıları vasatın altında kalıyordu. Tolga Erdem ise bu zor rolün altından başarıyla kalkıyor. Evliya Çelebi’yi Fikret Urucu, Lagari Hasan Çelebi’yi Emir Çiçek canlandırıyor. Pek beğendiğim kostüm tasarımı ise Çevren Sarayoğlu.  


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler