Kumpas-Der'den tutuklu gazetecilere mektup

Kumpas-Der'den tutuklu gazetecilere mektup

5.05.2020 11:27:00
Güncellenme:
Haber Merkezi
Takip Et:
Kumpas-Der'den tutuklu gazetecilere mektup

KUMPASDER, tutuklu gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e destek mektubu yazdı.

Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Sorumlu Haber Müdürü ve gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel’ e mektup yazan Kumpas Mağdurları Dayanışma Derneği (KUMPASDER), desteklerini belirterek, hukuku ve adaleti savunmaktan çekinmeyeceklerini söyledi.

"Bizleri Kumpas Davalar döneminde fezleke ve iddianame hazırlayarak suçlayan, haksız ve hukuksuz delillerle yargılayanlara Hukukun üstünlüğünü hatırlatmış, bağımsız ve tarafsız mahkemelere gün geldiğinde kendilerinin de ihtiyaç duyabileceğini defalarca tekrarlamıştık” sözleri ile başlayan mektupta, şu ifadeler kullanıldı:

"Bugün de aynı hususun altını kalın bir çizgi ile çizmenin ve tekrar hatırlatmanın ülkesini canı pahasına seven, kanunlara ve hukuka saygı gösterenler olarak boynumuzun borcu olduğunu düşünüyoruz.

Bizler “Kumpas Davalar” sürecini sizlerle birlikte yaşamış, FETÖ denilen soysuz çeteye birlikte direnmiş ve sonunda bu davalardan başı dik olarak çıkmış, çoğunluğu emekli asker ve yakınlarından oluşan, KUMPASDER olarak sizleri selamlıyoruz. Sizlerin bir kez daha bütün suçlamalardan aklanacağınıza ve başı dik olarak, en kısa zamanda tekrar aramıza döneceğinize inanıyoruz." 

'FETÖ KALINTILARININ TEMİZLENMESİ YERİNE HUKUK GÖZARDI EDİLDİ’

KUMPASDER olarak, FETÖ'nün gerçek yüzünün ortaya çıkarma mücadelesine katkıda bulunmak için uğraştıkları belirtilen mektupta: 

"Fakat ne yazık ki kripto unsurlar ve kısır siyasi hesaplar bu mücadelenin tavsamasına neden oldu. Maalesef devletten FETÖ kalıntılarının temizlenmesi yerine her türlü eleştirinin her türlü muhalefetin tehlike olarak görüldüğü, yargı bağımsızlığının ve evrensel hukukun gözardı edildiği yeni bir sürece girildiğini görüyoruz.

Sizlerin karşı karşıya kaldığınız hukuksuzluğu, bu sürecin bir parçası olarak değerlendiriyor ve bunun ülkemiz ve demokrasimiz açısından büyük bir talihsizlik olduğunu düşünüyoruz. Evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmayan, haksız suçlamalar ve adaletsizlik karşısında sözün bittiği yerdeyiz. En son kanunlaşan infaz düzenlemesinde neredeyse sizlerin içerden çıkmamanız için kanuna yapılan ekler, nasıl bir zihniyet ile karşı karşıya olduğumuzun bir göstergesidir."

‘ADALETSİZLİĞİN KARA İLKELERİ'

Mektupta, engizisyon mahkemeleri ve ilkeleri şu ifadelerle hatırlatıldı: 

 "Sadece açıktan propaganda yapanları değil, tüm şüphelileri de cezalandırmak,

 Büyük şahsiyetleri ceza dışında tutmamak, tam tersine ibret için onları da cezalandırmak,

 Hiçbir zaman hoşgörü göstermemek…

Bunlar adaletsizliğin kara ilkeleri olarak insanlık hafızasındaki yerlerini korurken öte yandan insanlık tüm yaşanan kötü tecrübelerden yeni ilkeler ortaya koymuştur. Bizler bunları sizin yaşadıklarınız özelinde bir kez daha dile getiriyoruz."

‘HUKUKU VE ADALETİ SAVUNMAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİZ'

Mektupta son olarak şu sözlere yer verildi:

"Bir kişiye yapılan haksızlığın bütün topluma ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu çok iyi biliyoruz. Sizlere yapılanları aynen hissediyor ve yaşıyoruz. Hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında susmanın ve bunu yaşam biçimi haline getirmenin adaletsizliğe güç verdiğinin de farkındayız. Bu yüzden sizlere karşı yapılan adaletsizliği ve hukuksuzluğu görüyor, duyuyor ve anlıyoruz. Bunu haykırmaktan, hukuku ve adaleti savunmaktan çekinmeyeceğiz.

Bu çağdaş ilkeler ile yaşadığınız bu karanlık süreçte sizlerin ve gerçeğin yanındayız ve yine tüm kalbimizle haklılığınızın bir şekilde tecelli edeceğine inancımızı da koruyoruz. Tüm bu karanlıkların sona ereceği, adaletin gecikmeden tecelli edeceği umuduyla size, tüm dernek üyelerimizin sevgi ve selamlarını iletiyoruz. Özgür günlerde buluşmak ve kucaklaşmak dileklerimizle…"