Olayların Ardındaki Gerçek: Asya güçlerinin yükselişi

Olayların Ardındaki Gerçek: Asya güçlerinin yükselişi

Yayınlanma: 13.07.2019 - 08:37
Abone Ol google-news

Dünkü gazetemiz “Akdeniz kıskacı” manşetiyle çıktı ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yaptığı sondaj çalışmalarına AB, ABD ve Rusya’nın karşı çıktıkları belirtiliyordu. Türkiye, kendi milli çıkarları doğrultusunda hareket ettikçe olumsuz karşılıklar görüyor. Bugün, Asya güçlerinin yükselişi üzerinde duracağız.

Dünyanın en büyük nüfusuna sahip Çin, son yıllarda ekonomik yönde atılımlar yaparak, dünya ekonomisinde birinciliği zorluyor.

Bugün dolar bazında trilyonları geçen rezervlere sahip olan en büyük devlet Çin’dir. Çin, sadece ekonomide değil, dünya siyasal arenasında da güç gösterisinde bulunmaktan çekinmiyor.

Ortadoğu’da İran ve Suriye konusundaki gelişmelerde de Çin etkinliğini sürdürüyor.

Haziran ayında Japonya’da toplanan G20 zirvesinde birçok konu görüşüldü. Bu toplantı bir kez daha dünyanın tek egemeninin ABD olmadığını ortaya koydu.

İşte son birkaç ayda gelişen toplantılar ve olaylar

 

1. Çin-Rusya Zirvesi: Bu zirve geçen haziran ayında Moskova ve St. Petersburg’da gerçekleşti. Rusya ve Çin, ABD’nin küresel egemenliğinin kabul edilemeyeceğini bir bildiri ile dünyaya açıkladılar.

2. ABD’nin Çin’e yakın denizlerde askeri tatbikat yapması üzerine, Çin ilk kez ABD’ye yönelik olarak “her türlü savaşa” hazır olduğunu açıkladı.

3. Haziran ayı ortasında Japonya’daki G20 zirvesinden önce Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te, Şanghay İşbirliği Zirvesi yapıldı. Bu zirveye Çin, Hindistan, Pakistan ve İran katıldı. Bu toplantıdan hemen sonra Tacikistan’da Duşanbe’de “Asya İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler” zirvesi yapıldı. Bunlar, Asya ülkelerinin birlikte yaptıkları toplantılardır.

4. Ortadoğu’da daha ilginç bir toplantı gerçekleşti. ABD öncülüğünde Kudüs’te yapılan “Güvenlik ve İstihbarat Zirvesi”ne ABD, İsrail ve Rusya da katıldı.

Bu toplantıya devletlerin üst düzey istihbarat yetkilileri katıldılar. Örneğin ABD’den Trump’ın güvenlik danışmanı John R. Bolton, Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev ve İsrail Hükümeti Güvenlik Danışmanı Meir Ben Shabbat bu toplantılarda hazır bulundular.

Burada dikkat çeken nokta, Ortadoğu konularına artık Rusya’nın da resmen davet ediliyor olması. Toplantı sürerken Moskova’dan Putin, Ortadoğu barışının sağlanması bağlamında Suriye ve Filistin için ortak bir çıkış yolu aranması gerektiğini açıkladı.

5. Kuşkusuz diğer önemli bir toplantı Japonya’nın Osaka kentinde yapılan G20 Zirvesi’dir. Bu zirvede ABD Başkanı Trump, 2020’de ABD’de yapılacak başkanlık seçimleri için kamuoyu propaganda çalışmaları yapmaktan geri kalmadı. Ancak, manşetlere yansımayan önemli dış politika gelişmeleri de oldu. Bunları kısaca not etmeliyiz:

a)-Japonya, bilindiği gibi ABD’nin Uzakdoğu’daki önemli bir müttefikidir. Bu toplantıda Çin ile Japonya arasında sıcak ilişkiler geliştirildi. Düşman olarak bilinen Çin ve Japonya liderleri yaptıkları toplantılar sonunda, üçüncü ülkelerde birlikte yatırım yapma kararı aldılar ve bunu açıkladılar. Bunun anlamı Japonya Uzakdoğu’da ABD’nin ekonomik politikalarına karşı ticaret savaşında Avrasya yoluna gireceğini açıklamış oluyordu.

b)- Bu noktada en az Japonya’nın tavrı kadar önemli olan Hindistan’ın yeni pozisyonudur. Hindistan, Çin ve Rusya arasında, üçlü liderler zirvesi (RIC Zirvesi) gerçekleştirildi.

c)- Hindistan, ABD’nin tüm baskılarına karşın Rusya’dan S-400 Füze Savunma Sistemi’ni satın alacağını açıkladı. Ayrıca Keşmir’den geçecek olan “Kuşak ve İpek Yolu” girişimine olumlu yaklaştığını bildirdi.

Gerek büyük nüfusu (1 milyon 368 bin) gerek coğrafi konumu, gerekse ekonomik potansiyeli nedeniyle Asya’nın stratejik ülkesi Hindistan, ABD ile ilişkilerini sürdürürken, Çin ve Rusya gibi iki dünya gücünü denge içinde tuttuğunu göstermiş oluyordu.

Bu gelişmeler karşısında, Batı dünyasındaki siyasal yorumcular Asya’nın yükselen etkinliğine önem veriyorlar. Bu durumda ABD’nin Ortadoğu’daki Basra Körfezi, Arap Denizi, Hürmüz ve Bab’ül Mendep boğazlarında askeri gerilimi sürdüremeyeceğini ve ABD’nin İran’a askeri bir saldırı yapmayı göze alamayacağını da belirtiyorlar.

Türkiye Duşanbe ve Osaka zirvelerine katılmıştı. Pekin’de açıkça Çin’e yakın durmuş, “Kuşak ve Yol” projesinde işbirliği vurgusunu yapmıştı. Ankara bu noktalarda olumlu adımlar atarak milli çıkarlara dayalı yolda yürümüştür.

Ancak dünkü “Olayların Ardındaki Gerçek” sütunlarında açıkça belirtildiği gibi, Erdoğan Ortadoğu’da hâlâ “İhvancı ve Müslüman Kardeşler” yolunda olduğunu altını çizerek vurguluyor. Bu durum, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına ters sonuçlar doğurmaktadır.

<haber-yatay:1483538>


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler