Türkiye ‘ifade özgürlüğü’ dedi

İP lideri Perinçek ile İsviçre arasındaki ‘Ermeni soykırımı iddialarının inkârının suç sayılmasına’ ilişkin AİHM’de görülen davada Türkiye ilginç bir savunma yaptı. Ankara’nın avukatı, Türkiye’nin kaybettiği iki davadaki kararlara gönderme yaparak “Bazı görüşler, diğer tarafı incitebilir. Ama demokratik toplum tartışmalı fikirler karşısında hoşgörü gerektirir” dedi.

Yayınlanma: 29.01.2015 - 05:47
Abone Ol google-news

İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, İsviçre’de yaptığı “Ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır” açıklamalarıyla 2005’te başlayan ve Türkiye ile Ermenistan’ın da müdahil olduğu davada Türkiye, ilginç bir savunma yaptı. Türkiye’nin avukatı Stefan Talmon, AİHM’nin Türkiye’yi daha önce mahkûm ettiği iki karara atıfta bulunarak “Bu konularda bir tarafın belirttiği görüşler, diğer tarafı incitebilir. Ama demokratik bir toplum bu tür tartışmalı fikirler karşısında hoşgörü ve geniş fikirlilik gerektirir” dedi.

Mahkemenin, 2013’te Perinçek hakkında verdiği ifade özgürlüğü nedeniyle beraat kararını, İsviçre’nin temyize götürmesi üzerine taraflar savunmalarını yeniden yaptı. Büyük Daire’deki duruşmada, Perinçek ve İsviçre’nin yanı sıra Türkiye ve Ermenistan da müdahil olduğu için görüş bildirdi. İşte bu görüşler sırasında Türkiye, resmi olarak bazı görüşlerin karşı tarafı incitse de söylenebilme özgürlüğünü savundu. Avukat Talmon’ın duruşmada savunduğu görüşler, Charlie Hebdo saldırısında
aykırı görüşlere bayrak açan hükümetin tutumundan oldukça farklıydı. Talmon, Türkiye’nin AİHM’de kaybettiği Güçlü ve Cox davalarına işaret ederek şunları söyledi:

“Ermeniler davacının bazı açıklamalarını, saygısız, rahatsız edici veya üzüntü verici bulabilir, bu anlaşılabilir olsa da bu açıklamalar tek başına ırkçı bir ayrımcılığın varlığını veya insanlık onurunun ihlalini belirleyemez ve ifade özgürlüğünün sınırlarını oluşturamaz. Bu sınırlar söz konusu grubun hassasiyetlerine göre belirlenmez, objektif genel standartlarla belirlenir.”

Talmon, mahkemenin 1915 öncesine dair “saygısız ve saldırgan açıklamaları” daha önce ele aldığını ve Cox- Türkiye davasının örnek oluşturduğunu da belirterek “bu konularda bir tarafın belirttiği görüşler, diğer tarafı incitebilir. Ama demokratik bir toplum bu tür tartışmalı fikirler karşısında hoşgörü ve geniş fikirlilik gerektirir” dedi.

Talmon, Güçlü-Türkiye davasını da anımsatarak “Mahkeme bir konuşmanın incitici, şoke edici ya da endişelendirici sonuç ve cümleler içermesinin bu fikirlerin ifade özgürlüğü niteliğini kaybetmeyeceği” hükmünü verdiğini anımsattı. 4 tarafın dinlendiği tarafların dile getirdiği görüşler ve savunmalar ise şöyleydi:

 

‘Şoke eden görüşleri de korumalısınız’

Perinçek duruşmada Ermenileri hiçbir zaman aşağılamadığını savundu:

“Ermenilerin acılarını her zaman paylaştım. Ermenileri değil, büyük milletleri sorumlu tuttuk. AİHM, ifade özgürlüğünü güvence altına alan kararıyla nefret söylemini mahkûm etmiş olacaktır. Bu konuşmayı Almanya ve Fransa’da da yaptım ama böyle bir yaptırım ile karşılaşmadım. Talat Paşa hiçbir zaman suçlu bulunmadı.” Perinçek’in avukatları da Türkiye ile benzer bir savunma yaptı.

“Müvekkilim 1915’teki suçları asla inkâr etmedi. Ancak ifade özgürlüğü, genel kabul görmüş olguların yanı sıra şoke eden, şaşırtan görüşleri de kapsamalı. Konvansiyonun 19’uncu maddesi, popüler olmayan görüşmeleri de korumaktadır.”

 

Amal Clooney: Dink ailesi bunu iyi bilir

Ermenistan’ı davada savunan aktrist George Clooney’in eşi Amal Clooney, Türkiye’nin ifade özgürlüğü konusundaki kayıtlarını kanıt olarak gösterirken şunları söyledi: “Vatandaşlarının çıkarı için, suç gerektiren konuşmaların ileri gitmesini önlemek Ermenistan’ın sorumluluğundadır. Hrant Dink ailesi de bunu iyi bilir.

Clooney AİHM’nin 2013’teki Perinçek lehine kararının “çok büyük bir hata barındırdığını, Ermeni halkının yüzyıl önce maruz kaldığı soykırımın gerçekliğine şüphe gölgesi düşürdüğünü” söyledi. Türkiye’yi de çifte standartla suçlayıp “Türkiye’nin ifade özgürlüğü sicilinin ne kadar rezil olduğunu bu mahkeme gayet iyi bilir” dedi.

Ermenilerin diğer avukatı Geoffrey Robertson ise AİHS’nin 10’ncu maddesi için “Je suis Charlie” demektir derken Talat Paşa’nın Osmanlı mahkemelerinde mahkûm edildiğini savundu. Avukat, Ermenilere yapılanlarla Yahudilere yapılanların aynı olduğunu savundu.

 

Sadece 9 dava var

İsviçre’nin avukatı Frank Schürmann ise İsviçre Federal Mahkemesi’nin verdiği kararı savunurken ilginç bir kanıt gösterdi. Nefret suçlarıyla ilgili ceza yasasında yer alan hükmün gerekliliğini savunan avukat, ceza yasası sonucunda ülkesinde sadece 9 dava görüldüğünü ve bunlardan 1 tanesinde kişinin suçlu bulunduğunu belirtti:

“Kamu önünde ırkçı ayrımcılık yapmak insanlığa karşı bir suçtur. Yasanın uygulanması da ifade özgürlüğünün gereğidir. Bu yasa bir referandum sonucunda kabul edilmiştir. Burada temel olan kişilerin incinmesidir. Ve bu sözlerle kişilerin korunan hakları zedelenmiştir. Bu konuda bir birlik olmaması önemli değildir. Cezalandırılan, nefret ve ayrımcı konuşmadır. Tarihi tartışma ancak açık fikirlilikle olur ama Perinçek birçok defa görüşlerini değiştirmeyeceğini söyledi. 2006 yılında Lozan’daki konuşması Perinçek’in motivasyonunu da gösteriyor. Konuşmasında uluslararası bir yalan olduğunu söyledi ve mahkûm edilmek için yeniden İsviçre’ye geldi.”

 

Bağış ve Baykal yan yana

Dava duruşmasına AKPM’nin “kış oturumu”na katılan Türk milletvekilleri de TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in isteği üzerine katıldı. Salonda hakkında Meclis soruşturması açılan eski AB Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış da hazır bulundu. AKPM üyesi olan Eski CHP lideri Deniz Baykal
da duruşmayı Bağış’la yan yana izledi. Mahkemeye katılan Bağış, bunun nedenini bakanlık yaptığı dönemde İsviçre’de “Soykırım yoktur” sözlerini anımsatarak açıkladı. Davayı salonda izleyenler
arasında CHP’den Gülsün Bilgehan, Haluk Koç, ressam Bedri Baykam’ın da isimler izledi. Perinçek ise adına duruşmaya “Talat Paşa komitesi” dediği 200 kişilik kalabalık bir grupla geldi. Komite üyelerinin salona girerken üzerinde “Talat paşa” yazan kimlik kartlarını  atkıları kullanmaması dikkat çekti.

 Gözler Clooney’deydi

* Amal Clooney, korumalar eşliğinde salona girdi ve basının gösterdiği yoğun ilginin ardından yine korumaları ile salondan ayrıldı. Clooney sadece 8 dakika konuştu ve ifade özgürlüğü yerine savunmasını “1915 soykırımdır”a inandırmaya çalıştı.

* Romanyalı hâkim ise Clooney’in savunması üzerine, “soykırım” kanıtlarını sordu.

* Davada Ermenilerin izleyici locasını özellikle Avrupa’daki gençlerin doldurduğu gözlendi.

* Dava sırasında mahkeme önünde Türk ve Atatürk bayrakları dalgalandı. Küçük bir grup olan Ermeniler ise halay çekmeyi tercih etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler