Yapana değil, yazana ceza

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, 17-25 Aralık fezleke ve soruşturmalarıyla ilgili köşe yazıları ve yazı dizisi nedeniyle bugün yine hâkim karşısına çıktı. Mahkeme, 17-25 Aralık soruşturması haberleri nedeniyle Can Dündar'a 28 bin TL adli para cezası verilmesine karar verdi. Can Dündar karar sonrası, "Gerçeği açıklamak suçsa, işlemeye devam edeceğiz" dedi.

Yayınlanma: 25.04.2016 - 07:12
Abone Ol google-news

YARGILANACAKLARI GÜNÜ BEKLİYORUM

Hakkındaki suçlamalara yargılamaya konu köşe yazıları ve yazı dizisi ile cevap vereceğini kaydeden Can Dündar, “Erdoğan’ın yumuşak karnı”, “Fezlekeleri okumak hakkımız” ve “Erdoğan’ın 25 Aralık dosyası” isimli yazılarını okudu. Dündar ardından, “Bu yazı dizisi haricinde diyecek bir şeyim yok. Görevimiz gereği yazdık. Asıl yargılanması gerekenler biz değil yolsuzluk iddialarına cevap vermesi gerekenler olduğunu düşünüyorum. Ağır hakaret eden iş adamları yargılanmadı. Asıl onların yargılanacağı günü bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın, takipsizlikle sonuçlanan 17-25 Aralık soruşturmalarıyla ilgili köşe yazıları ve yazı dizisi nedeniyle "Gizliliği ihlal" ve "Hakaret" iddiasıyla yargılandığı dava karara bağlandı. "Gizliliği ihlal" suçundan beraatine karar verilen Can Dündar, "Hakaret" suçundan ise 28 bin 650 TL adli para cezasına çarptırıldı.

İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Can Dündar ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada Şikayetçiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ı duruşmada avukatları temsil etti. Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar da duruşmaya izleyici olarak katıldı.

BİREŞTİRME TALEBİNDE BULUNULDU

Hakim Abdurrahman Orkun Dağ, sanık Can Dündar'in avukatları tarafından dosyanın, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden "MİT TIR'larının durdurulmasına yönelik haberler"le ilgili dava dosyasıyla birleştirilmesi talebi bulunduğunu tutanağa geçirdi.

Söz alan şikayetçi Yassen Abdullah A kadı'nın avukatı Yusufhan Güler ise "Bu talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Deliller toplanmıştır. Birleştirmeye muvaffakatimiz yoktur" dedi. Hakim Dağ, mevcut davayla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın tüm taraflarının aynı olmaması gerekçesiyle birleştirme talebini reddetti.
 
ERDOĞAN'IN AVUKATI: SANIĞIN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ

Esas hakkındaki görüşü sorulan Şikayetçi Erdoğan'ın avukatı Hatice Özay, "Şikayetimiz devam etmektedir. Müvekkilime yönelik bilinçli bir bir şekilde, kasten zarar vermek amacıyla hareket edildiğini düşünüyoruz. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.

CAN DÜNDAR: MESLEK HAYATIM BOYUNCA KİMSEYE HAKARET ETMEDİM

"Ben bu davada aslında bir suç olmadığını düşünüyorum" diyen Can Dündar savunmasına söyle devam etti:

Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturmasına ilişkin yazi nedeniyle yargılanıyorum. Bu olay hakkında çok yazılıp çizildi. Meclis araştırmalarına konu edilmiş çok önemli bir dosya. Şikayetçi ise o dönem Başbakandır ve Cumhurbaşkanı adaylığı için adı geçmektedir. Hakkında son derece ciddi iddialar vardır. Halkın, oy vereceği Cumhurbaşkanı adayının hangi soruşturmalarla ne gibi ilgisi olduğu ve suçlandığı yolunda bilme hakkı vardır.

Gazeteci olarak da benim bunu bildirme hakkım vardır. Gazetecilerin önceliklerinden biri kamuoyunu bilinçlendirmek olduğu kanısındayım. Bir gazeteci olarak üzerime düşeni yaptım. Kaldı ki yolsuzluğa ait yazılanları devletin resmi birimleri yazmıştır. Hakkımda iki suçlama olduğunu görüyoruz. Biri resmi evraklardaki gizliliğin ihlalidir.

Ancak bildiğim kadarıyla gizlilik kararı yazıdan sonradır. Diğer suçlama ise hakarettir. Meslek hayatım boyunca kimseye hakaret etmedim.

Yazıda yer alan ve hakaret olduğu bildirilen iddialar şahsıma ait değildir. Bahsi geçen işadamlarının hakaret sözleri var, asıl onlar yargılanmalıdır." İddianamede hangi ifadeleri nedeniyle suçlandığının net olmadığını belirten Dündar, davaya konu yazılarını duruşma salonunda okudu.

"YAZDIKLARIMIN ARKASINDAYIM"

Son sözü sorulan Can Dündar, "Sayın yargıç, yazdıklarım savunmamdır. Yazdıklarımın arkasındayım. Hakaret kastım yoktur. Yazılarımda gerçeklerin ortaya çıkması amaçlanmıştır. Beraatimi istiyorum" dedi.
 
GİZLİLİĞİ İHLAL SUÇUNDAN BERAAT KARARI

Kısa aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Türk Ceza Kanunun (TCK) 285 -1 maddesince düzenlenen "Gizliliği ihlal" suçunun unsurlarının oluşmadığını belirterek, beraatine karar verdi.   

HAKARET SUÇUNDAN 28 BİN  650 TL ADLİ PARA CEZASINA ÇARPTIRILDI

Mahkeme Can Dündar'ı "hakaretten" suçlu buldu. Sanığın suçu işleme şekli, suçun işlendiği zaman, suç konusunun önemini, kast yoğunluğunı dikkate alan mahkeme mağdurlardan ikisinin de kamu görevlisi olduğunu ve suçun nitelikli haliyle birleştiğinin anlaşıldığını belirtti. Aynı suçun birden fazla kişiye birden fazla işlenmiş olmasını arttırım nedeni yapan mahkeme, sanığın gazeteci ve sabıkasız olmasını da indirim nedeni olarak belirledi. Mahkeme, sanığın ekonomik ve sosyal durumunu dikkate alarak 28 bin 650 TL adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme, hükmün kesinleşmesinin ardından paranın 8 ay içinde ödenmesine de kararlaştırdı.  

 "EĞER GERÇEKLERİ YAYINLAMAK SUÇSA BU SUÇU İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Davanın ardından açıklama yapan Can Dündar "17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunda yazdığım iki köşe yazısı ve bir yazı dizisi nedeniyle yargılanıyordum. Burada yazdığımızı iki köşe yazısında hakaret olduğu iddiası mesnetsiz bulunarak beraatle sonuçlandı. Öte yandan yazı dizisine bir ceza verildi. Adli para cezasına çarptırıldık. 28 bin 600 kusur lira. Burada da yazı dizisinde adı geçen kişilere hakaret ettiğimiz iddiasıyla mahkum edildik. Ben bunun Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk dosyası olduğuna inanıyorum. Üstü kapatılmaya çalışılan çok önemli bir dosyadır ve Erdoğan Cumhurbaşkanı olmadan yayınlanmış bir yazı dizisiydi. Ve bu halkın kimi Cumhurbaşkanı seçilecekse onla ilgili bütün gerçekleri öğrenmeye hakkı olduğunu belirtmiştim. Mahkemede bunu tekrarladım. Ve yazı dizisini baştan sona okudum ki; yargıç ve herkes neden bahsedildiğini neyin üstünün örtüldüğünü görsün. Zannediyorum üstünü örtme operasyonunda yeni bir adım atıldı. Asıl yargılanması gerekenler değil, yargılanması gereken suçları deşifre edenler mahkum edildi. Biz eğer gerçekleri yayınlamak suçsa bu suçu işlemeye devam edeceğiz" diye konuştu.

AKIN ATALAY: TEMYİZ EDECEĞİZ

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, yaptığı açıklamada kararın temyiz edileceğini söyledi. Atalay, "Yargıtay'ın doğruları yazmanın suç olmadığını tescil edeceğine inanıyoruz" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler