Metin Uca: Bedelini ödemeye hazırım

“Çok net ve rahat biçimde ”Hayır” diyeceğim ve bunun bedelini ödemeye de hazırım.”

Yayınlanma: 29.03.2017 - 12:11
Abone Ol google-news

Ünlü Televizyoncu Metin Uca, “Hayır’ demek artık bir zorunluluk” diyor.

Metin Uca, Birgün için kaleme yazıda şöyle diyor:

“Hayır” demek artık bir zorunluluk, bir gereklilik, bir sorumluluktur. Çünkü bu kez bir parti tercihi veya parlamento için bir oylama yapılmıyor. Bu kez büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz. Amerika başta olmak üzere bütün emperyalist sistemin dayattığı, denetimsiz, yarı diktatoryal bir başkanlık sistemi girişimi söz konusu. Böyle bir ortamda, tüm yurtseverler için elbette “Hayır” demek büyük bir zorunluluk.

Kendi adıma ben bu yetkinin yalnızca şu an görevde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil, hiç kimseye verilmemesi gerektiğini düşündüğüm için “Hayır” diyorum. Bu yetkiyi eline geçirecek kişinin, güç sarhoşluğuyla yaratacağı kaosun, ülkenin var olan sorunlarını daha da tetikleyeceğine, artıracağına inanıyorum. Bu nedenle “Hayır” diyorum.

En önemli ‘Hayır’ nedenlerimden birisi; parlamentonun, hükümeti denetleme yetkisinin tamamen devre dışı kalıyor olması. 50 yeni milletvekilinin ortaya çıkaracağı savurganlığın ve aynı zamanda seçim rüşvetinin oluşturacağı tehlikeyi de göz ardı etmemek gerekiyor. Ama bütün bunların ötesinde bugüne kadar verilen hiçbir sözün tutulmadığı, tüm kritik oylamalarda söylenilen yalanların aynısının tekrarlandığını görünce, yaklaşan tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlayabiliyorum.

Benim için önemli olan Türkiye’de çoğulcu parlamenter sistemin devamlılığıdır. Bugün var olduğu söylenen sorunların tamamı, parlamenter sistemdeki uygulamalardan kaynaklanan hatalardır. Ancak başkanlık sisteminin düzgün uygulandığı tüm ülkelerde bu sistemi denetleyen, çok köklü bir hukuk sistemi ve çok köklü bir parlamento yapılanması var. Bize sunulan sistemde parlamentoyu başkan olacak kişi oluşturacak ve bu kişinin oluşturduğu parlamentonun, başkanı denetleyeceği veya görevden alabileceği iddiası bana gülünç geliyor.

‘Hayır’ın tüm toplumsal kesimlerde giderek ağırlık kazandığını görüyorum ve ben ‘Hayır’ın fark atacağını düşünüyorum. Hayır’ın en önemli özelliklerinden birisi de, ‘Hayır’ı savunan insanların tek bir çizgide olmayıp, farklı görüşte olmaları. Bu son derece normal, çünkü “Evet” diyenlerin de tamamı aynı görüşte değil.

Yaratılmak ve geri tepen en önemli tuhaflık, “Hayır” demenin vatan hainliğiyle eşdeğer bir sözcük haline getirilmek istenmesi. Eğer bu bir demokratik hak ise ve seçim için tercih listesine konulduysa; neden o zaman düşmanlık, neden o zaman oyunbozanlık, neden o zaman vatan hainliğiyle eşdeğer bir sözcük haline dönüştürülsün. Bunu iddia edenlerin yurtseverliğini sorgulamak benim haddim değil, ancak kendi karanlık sistemlerinin devamı ve o kötü oyunun sürmesi için kullanılabilecek her türlü basit propaganda yöntemini kullandılar.

Yurtdışındaki ülkeleri Nazi olmakla suçlarken, yurtiçinde Nazi’den beter davranışlar sergiliyorlar. “Hayır” diyenlere çıkardıkları engeller ortada. “Evet” diyenler ise pek çok kanal onlardan yana olduğu için yaklaşık 10 katı güç oluşturmuş durumda. Buna rağmen kullandıkları tek argüman ise “Hayır” diyenleri düşman ilan etmeye yönelik. ‘Hayır’cılar terörist ve vatan haini demekten başka hiçbir şey üretemiyorlar. Çünkü bu değişikliğin savunulacak bir tarafı yok ve kendileri de göz göre göre yalan söylemeye başladılar.

Nereye daha çok afiş asarsanız ve ‘Evet’ yazısını gösterirseniz onun geri dönüşünün ‘Evet’lerin artışı biçimde olacağını zannediyorlar. “Yalan ne kadar büyükse, kandırması o kadar kolay olur” sözü Goebbels’e aittir. O günkü propaganda teknikleriyle Goebbels’in bile başaramadığını, bugünkü basit, ilkel, şoven duygulara yönelmiş ‘Evet’ propagandasının başarabileceğini zannetmiyorum.

Ben umut doluyum. Hiçbir zaman kaybedeceğimizi düşünmedim. Evet de çıksa Hayır da çıksa, başta MHP’yi ve HDP’yi parlamento dışına itecek bir erken baskın seçimle önümüze çıkacaklarını biliyorum. ‘Hayır’ çıkarsa MHP’nin içindeki muhaliflerin güçlenmesi söz konusu olabilir. Ancak ‘Evet’ çıkarsa MHP tarih olacaktır. MHP seçmeninin bunu gördüğünü de biliyorum.

Bütün bunlara baktığımız zaman zor bir süreç bizi bekliyor. MHP’nin başındaki kişi kendisinin de anlayamadığı, tabanının da anlayamadığı bir tutarsızlık içerisinde Türkiye’yi ‘Evet’ veya ‘Hayır’ ikilemine sürükledi. Nasıl bir açmaz buna sürükledi Bahçeli’yi ve böylesine tuhaf bir noktaya getirdi Türkiye’yi anlamakta güçlük çekiyorum. Çok net ve rahat biçimde ”Hayır” diyeceğim ve bunun bedelini ödemeye de hazırım.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler