Bursa Muhalif sitesinin editörü gazeteci Ozan Kaplanoğlu 4 Mayıs’ta evinden gözaltına alınmış, ardından “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile tutuklanmıştı. Kaplanoğlu’nun yargılandığı davanın ilk duruşması dün (2 Ağustos) Bursa Adliyesi’nde görüldü. Bursa Cezaevi’nden “yer yok” denilerek Denizli Cezaevi’ne sevk edilen Kaplanoğlu duruşmaya “araç yok” denilerek getirilmedi. Duruşmaya SEGBİS ile katılan Kaplanoğlu tahliye edildi.

Duruşma öncesi Bursa muhalefeti adliye önünde basın açıklaması yaptı. Bursa Demokrasi Güçleri adına konuşan Kaplanoğlu’nun avukatlarından Umut Beyaz adalet talebini yineledi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Tevfik Kızılkaya ve DİSK Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş, Kaplanoğlu nezdinde tüm gazeteciler için özgürlük taleplerini aktardı. Halkevleri MYK üyesi Av. Sercan Aran “Hayır” dediği için tutuklanan üyeleri Kaplanoğlu özgürlüğüne kavuşana kadar mücadele edeceklerini belirtti. Basın açıklamasına CHP Bursa Milletvekilleri Ceyhun İrgil ve Orhan Sarıbal da katıldı.

İddianamede Halkevleri’nin terör örgütü olarak gösterilmesi ve kendisinin de üyesi olduğunun belirtilmesine yanıt veren Kaplanoğlu “Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri, Liseli Genç Umut terör örgütü olarak değerlendiriliyor. Bu kurumlar yıllardır sol siyaset içerisinde anılan ve yasal kurumlardır. Öyle ki Halkevleri’nin kamuya yararlı bir dernek olduğu tescillidir. Birazdan avukatlarım bunun belgesini sunacaktır” dedi.

Mahir Çayan’ın Toplu Yazılar kitabının “Terör örgütü propagandası” suçlamasına delil olarak sunulmasına ise Kaplanoğlu “Bu kitap tüm kitapçılarda ve internette açık satışı olan bir kitaptır” yanıtını verdi.

Kaplanoğlu katıldığı anma etkinliklerinin delil olarak sunulmasına ise “Ben solcuyum, tabi ki anmalara katılacağım. Tabi ki, iktidara, ‘Seni yıkacağım’ diyeceğim. Bundan da onur duyarım”, “68 Kuşağının neferleri bizim için onurdur. Onların katledildiği darağacı müzelerde sergilenirken, onları anmak mı suç oldu?” dedi.

Kaplanoğlu’nun savunmasının ardından avukatların beyanlarına geçildi.

Kaplanoğlu’nun avukatları iddianamede geçen “fezleke ekinde sunulmuştur” ifadelerine dikkat çekerek, “savcı, iddianame polis fezlekelerinin kopyala yapıştır, aynısıdır. Öyle ki kontrol okuması bile yapılmamıştır. Yazım hataları bile aynıdır” denildi. 

Avukatlar savunmalarında farklı mahkeme kararlarının tahrif edilerek sanık aleyhine dosya oluşturulduğunu belirtti. Halkevleri’nin iddianame de “terör örgütü” olarak geçmesi ile ilgili bölümde Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya yararlı dernek statüsünden çıkarıldığının yazdığı ancak Danıştay’ın ilgili kararı iptal ettiğinin yazılmadığı belirtildi.

Av. Sercan Aran “Bu fezlekeyi hazırlayan kolluk güçleri görevi kötüye kullanmak suçunu işlemişlerdir. Toplanan deliller hukuka aykırıdır” dedi.

Av. Baran Kaya, Kaplanoğlu’nun tutuklanmasında delil olarak sunulan “kaplanoglu.net” adresi için “Müvekkilimin tutukluluğuna sebep bir ihbar üzerinedir. İhbar gerekçesi de bir internet linkidir. Bu link yalnızca müvekkilimin kişisel şifresiyle girebildiği ve kamuya açık olmayan bir linktir. Nasıl oluyor da kolluğun böyle bir linkten haberi oluyor ve link içindeki bilgilere ulaşabiliyor” dedi. 

Av. Özgür Özcan savunmasında, “Yasa tutuklu ile hükümlüyü ayırır. Öyle ki tutuklular için ayrıca tutukevi kurulması gerektiği belirtilmişken aksine müvekkilimiz yüksek güvenlikli bir cezaevinde ve tecrit koşullarında tutulmaktadır. Son bir aydır tek başına bir hücrede tutulmakta, avukat görüşleri kısıtlanmakta, gazete, kitap, mektup vb. araçlara ulaşımı engellenmektedir. Bu sebeple tutukluluğun devamı başlı başına bir cezalandırmaya dönüşecektir, bu sebeple tahliyesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Avukat savunmalarının ardından mütalaa veren Savcı Kaplanoğlu’nun adli kontrol ile tahliyesini talep etti. Aranın ardından karar veren mahkeme, Kaplanoğlu hakkında yurt dışına çıkış yasağı koyarak tahliyesine karar verdi. (Sendika.org)

Olmayan örgütün propagandası