Ufukta görünen zafer

Afyon’un yeniden özgürlüğüne kavuşmasının Büyük Taarruz’un seyri açısından çok büyük önemi vardı. Zaferle sonuçlanacak sona adım adım yaklaşılıyordu.

Yayınlanma: 28.08.2017 - 05:22
Abone Ol google-news

28 Ağustos günü öğleye doğru Başkumandanlık karargâhı Afyon’a geldiğinde şehrin görünümü içler acısıydı: Şehrin önündeki savaş iki gün kesintisiz sürmüştü.

Muhacir Mahallesi ile istasyon ve okul gibi binalar tamamen ateşe verilmiş yanmakta iken, erzak, teçhizat vesaire olduğu gibi durmaktaydı.

Manzara, düşmanın panik ve telaşa düştüğünün resmi gibiydi. Kısa sürede yangınlar söndürüldü, erzak ve değerli malzeme emniyet altına alındı ve şehirde güvenlik tam manasıyla sağlandı.

Afyon’un önemi

Afyon’un yeniden özgürlüğüne kavuşmasının Büyük Taarruz’un seyri açısından da çok büyük önemi vardı. Bu sayede düşman kuvvetleri cephenin kuzeyinde sıkışmışlar, daha da önemlisi Uşak yolundan uzaklaşmışlardı.

En önemli ulaşım ve nakliye aracı olan demiryolu de ellerinden çıkmıştı. Yunan Ordusu’nun Dumlupınar mevkiine çekilmek ve bir anlamda İzmir yolunu kesmek çabası içinde olduğu anlaşılmıştı. Bunun üzerine 1. Ordu bütün kuvvetini Dumlupınar istikametine yöneltmişti.

Anadolu işgalcileri için çember daralıyordu...

Sabahın erken saatlerinde ileri karakolları dolaşan 23. Tümen Kumandanı, Köprülü Deresi’nde yürüyüş kolunda duran bir birlik gördü. Ne var ki söz konusu birliğin dost ya da düşman kuvvetlerinden hangisi olduğu kestirilemiyordu. Gönderilen keşif koluna ateş edildiğinde ise durum anlaşılmıştı. Kısa sürede verilen karşılığın ardından müthiş bir savaş başladı. 31. Alay’ın 3. Tabur’una bağlı bölük kumandanı Yüzbaşı Neşet’in birliği sayılarının azlığına bakmaksızın düşmanın üzerine hızlı bir şekilde inmişti. Yunanlılar dağınık bir halde kuzey taraftaki Resulbaba mevkiine doğru kaçıyordu. Kısa sürede anlaşıldı ki bu birlik 4. Yunan Tümeni idi!

Takip devam ediyor!

Daralan çemberle birlikte cephedeki birliklerin önemli bir bölümü artık takip ve kovalama ile görevliydi. Öyle ki 1. Ordu Karargâhı sabah erken saatlerde Afyon’a, öğleden sonra ise Balmahmut’a intikal ettirilmişti. Ordu orada da çok durmadan Dumlupınar istikametine yönlendirilmişti. Yollar terk edilmiş motorlu araçlar, toplar ve ordunun işine yaracak eşyalardan geçilmiyordu. Birliklerin bir kısmı Afyon içinden geçerek askerî öneme sahip Hamam mevkiine konuşlanırken 11. Tümen gibi bazı birlikler de takip ettikleri düşmanla sıcak temas sağlayıp taarruza devam ediyorlardı. Cephenin genişlemesi, düşmanın düzensiz ve panik içinde çekilişi ile bazı teknik sorunlardan dolayı haberleşmenin kesintiye uğraması yüzünden sık sık emirler güncellenmekteydi.

Son durum

Mustafa Kemal (Atatürk), Fevzi (Çakmak) ve İsmet (İnönü) paşaların ortak görüşü 28 Ağustos 1922 tarihinde yapılan savaşlarda Yunan Ordusu’nun yedi-sekiz tümeninin mağlup edildiği, işgalci ordunun bu haliyle kritik öneme sahip Resulbaba bölgesini bile savunamayacakları yönünde idi. Birliklerden henüz akşam raporu gelmediği halde ordumuzun çekilmekte olan düşmanı sert ve kararlı bir şekilde takip ederek herhangi bir mevkide tutunmasına meydan vermedikleri anlaşılıyordu. Sona yaklaşılıyordu...

İstanbul habersiz

Ankara’dan, resmî tebliğler de dahil olmak üzere, hiçbir haber alamayan İstanbul basını, okuyucularına söylenti ve tahminlerin ötesinde yeni bir haber veremiyordu. Örneğin ordumuzun çoktan taarruza geçtiği, Yunan Ordusu’nun bozulup çekilmeye başladığı, hatta Afyon’un kurtarıldığı saatlerde Tevhid-i Efkâr gazetesi “Milli Ordu”nun taarruza geçtiği haberini yeni yeni veriyordu.

Kocaeli Grubu, Porsuk ve İnhisa r müfrezeleri

Çete savaşının önemli birimlerinden olan grup ve müfrezeler de kendilerine verilen görevleri başarıyla yerine getirmekteydiler. Bunlardan Kocaeli Grubu, bulunduğu mevzide gün boyu ateş ile hem düşmanı meşgul etmiş hem de çıkardığı keşif kollarıyla bilgi toplamıştı. Aynı şekilde Porsuk Müfrezesi de düşmanla sıcak teması korurken bulunduğu bölgedeki düzenli birliklere de destek oluyordu. Müfreze aynı gün 41. Tümen’in emrine girmişti. Yetmiş gönüllüden oluşan İnhisar Müfrezesi Sakarya Nehri’ni güneye doğru birkaç yerden geçerek buradaki köylerle temas kurmuş ve cephedeki son durumu bildirmişti.

Yazı dizisinin birinci bölümü: Destansı mücadele tesadüfle kazanılmadı

Yazı dizisinin ikinci bölümü: Zaferin ilk işareti: Afyon kurtarılıyor


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler