Sürekli Desteklenen Aday

08 Kasım 2014 Cumartesi

Ömer Faruk Eminağaoğlu, YARSAV Başkanı olduğu dönemde, AKP’nin Pensilvanya cemaati ile kol kola laik, demokratik, hukuk devletini diz çöktürme harekâtına karşı büyük bir mücadele içine girmişti. AKP iktidarı, Eminağaoğlu ve arkadaşlarını soruşturmalarla kıskaca almak için her türlü oyuna başvuruyordu.
İşte o günlerde YARSAV’ın başkanlığına Emine Ülker Tarhan aday oldu. Ömer Faruk Eminağaoğlu, kurulması için büyük çaba gösterdiği, etkin bir mücadele yürüttüğü YARSAV’dan uzaklaştırıldı.
Tarhan, YARSAV başkanı olduktan sonra hukukun üstünlüğünü savunan yargıç ve savcıların örgütünde kararlı mücadeleyi sürdürme yerine, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen öneri üzerine TBMM’de milletvekili olmayı seçti.
Milletvekili olur olmaz adı, Meclis Başkanvekilliği için geçti. Olmadı, Grup Başkanvekilliği’ne getirildi. Bu görevde etkin olamaması, yalnızca “Meclis deneyimsizliği”ne yoruldu. Hep başarılı ve yetkin olduğu varsayıldı, belli bir kamuoyunda. Genel başkan adaylığı için de, cumhurbaşkanı adaylığı için de uygun görüldü.
CHP’den ayrılınca da, bu kez adı yeni bir parti oluşumu için geçiyor...
Tarhan’ı sürekli destekleyenler, hangi başarısı, pırıltılı çıkışı ya da tutumu nedeniyle desteklediklerini gerçekten tam olarak biliyorlar mı?

Uyumlu Parti
CHP’nin Antalya kampından:
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün “bizim Tansu Çiller’imiz” diye tanımladığı yeni Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, CHP’nin “kapitalizmle uyumlu” bir parti olmasını önerdi.
Kemal Kılıçdaroğlu ise, milletvekillerinden işsizlerin kahvesine işçi kıyafeti ile gitmelerini istedi. Kamptan çıkan özet: Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, ilke ve öğretide küresel anamalcı, kıyafette emekçi olacak.

Terbiye
Kafede sigara içenleri görmüş, “Kapalı yerde sigara içiyor, göstere göstere terbiyesizler” demiş ve eklemiş:
“Beni görüyor, hâlâ içmeye devam ediyor.”
Terbiyesizlik; kapalı yerde sigara içilmesi değil, karşısında içilmesi!
Öyle ya; onu her gören toparlanacak, ayağa kalkacak, yerlere kadar eğilecek, saygıda kusur etmeyecek.
Ne de olsa, herkesi terbiye etmeyi kendine görev edinmiş sultan, kullarını şereflendiriyor.  

Katliama Giden Yol
Bu köşeden, Çanakkale ve Balıkesir illerini kapsayan bir plan ile AKP’nin bölgeyi hallaç pamuğu gibi atacağını duyurmuştuk.
Okurumuz Ahmet Rıza Gökçe, bir küçük not göndermiş:
“Çanakkale’deki bir katliam da Küçükkuyu beldesine bağlı Küçükçetmi köyünün 200 metre altından geçecek olan duble yol ile gerçekleşecek. Yol, bir derenin tam üzerinden geçecek ve binlerce zeytin, çam ve meşe yok edilecek, geyiklerin, tavşanların, sincapların yuvaları darmadağın olacak.”

Çelişkiler Artıyor
İki önemli itirafa tanıklık ettik geçen günlerde:
Birincisi, AKP iktidarının istemi üzerine “kırmızı kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne, Pensilvanya cemaatinin “illegal iç ve dış yapılanma” tanımıyla “tehdit” olarak girmesi için hazırlıklara başlanmasıydı.
İkincisi, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, Güneydoğu’da terör baskısının arttığını, terör örgütünün kentlere inmeye, egemen olmaya başladıklarını söylemesiydi.
AKP; iktidara geldiğinden bu yana, 1923 Devrimi ile kurulmuş Cumhuriyeti çürütüp başkalaştırmak; sonuçta da tam bağımlı, piyasasever, etnikçi, cemaatçi bir İslam federasyonuna dönüştürme amacına ulaşmak için işbirliği içinde olduğu iki doğal ittifakı (ümmetçi cemaatçilik ve kavimci bölücülük) ile kapışma noktasına gelmiş bulunuyor.
Bu ittifak; Türkiye’nin çok kan yitirmesine neden oldu. Bürokrasi işlemez, demokrasi çalışmaz, ulusal birlik uyuşmaz duruma düşürüldü. Ulusal ordu işlevsizleştirildi, dış politika tümüyle dünya egemenlerinin kurgusuna bırakıldı. Özetle Türkiye yaralı ve yorgun düşürüldü.
Ama... İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın geçen hafta Anıtkabir özel defterine yazdığı gibi; “Hiç kimsenin gücü Atatürk’ü milletimizin kolektif hafıza ve bilincinden, kalbinden söküp atmaya, unutturmaya, Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Türk milleti, Cumhuriyetine, vatanına sahip çıkmaktadır, çıkacaktır.”
Asıl çözüm Cumhuriyetçilerde. Cumhuriyetçiler kaybetmiş gibi görünseler de eninde sonunda kazanacaklar. Çünkü onların gücü, kuruluşun kökünden ve sahiciliğinden geliyor.

Sorular-Yanıtlar
IŞİD’i kim besledi? Suudi Arabistan, Katar...
Kim istedi de beslendi?
Suriye’deki Esad rejimini yıkmak için ABD. Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan Kürt bölgesini Kobani’de bozduğu için şimdi IŞİD’e kim karşı çıkıyor? Yine ABD.
Aynı ABD, yarattığı IŞİD’e karşı bugün kimi kullanıyor? ABD işgali sonrası Irak’ta kurulan mandater Kürt aşiret devletinin peşmergelerini.
Onlara kim aracılık ediyor? Baştan aşağıya AKP’nin tüm aktörleri...
Sınırımızdaki kanlı boğazlaşmaların özeti budur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları