Duble Sabri Bey!

19 Aralık 2014 Cuma

Basketbol apartmanımızın 20 yıllık yöneticisi Sabri Bey (Turgay Demirel) sonunda muradına erdi: FIBA Avrupa apartmanına zıpladı! Şimdi o artık hem Avrupa’nın hem de bizim apartmanın (aslında yönetmenlik gereği yakamızdan düşmesi beklenirken) Sabri Bey’i oldu. Gözümüz aydın!
Sabri Bey’in adını aldığı televizyondaki Bizimkiler dizisi çoktan bitti ama bizimkinin Sabri Bey’lik tutkusu katlanarak sürüyor. Anımsayalım: O dizide binbir dalavere ile yönetici seçilen Sabri Bey seçimlerden hemen sonra apartmanın sahibi gibi davranmaya başlıyordu. Bizim basketbol apartmanında da aynı şey yıllarca tekrarlandı: Seçim önceleri kuzu gibi olan Turgay Demirel, seçim sonralarında başımıza patron kesiliyordu. Görevinin basketbol apartmanının merdivenlerini temiz tutmak olduğunu unutup yıllarını kat maliklerine (kulüp başkanları vs.) ayar vermekle geçiriyordu. Bu böylece sürüp gitti..
Kabahat yalnızca Turgay’da mıydı? Yok hayır! Aynen o dizideki gibi, apartmanda yaşayanlar “Aman keyfimiz kaçmasın, bize yapılan servisler (düdük müdük) aksamasın” diye düşünerek Sabri Bey’e boyun eğip koyun olunca; bizim Sabri’ye de 20 yıl boyunca, zevkle, onları güdüp durmak kaldı...
Basketbol ailesi çok tutsa da Turgay kardeşim benim taktığım bu ismi ve bu benzetmeyi hiç sevmez. “Lütfen” diye haber yollar, “Bana Sabri Bey demesin...” İyi, tamam da... O da biraz kendine çekidüzen versin. Coştukça coşuyor bizimki: Apartmanın kasasını kendi kasası gibi kullanıp yasalara aykırı olarak yüz binlerce liralık avanslar dağıtmış. İhalesiz alımlar yapmış. Bu konuları raporlayan denetçileri genel kurulda konuşturmamış falan filan... Şimdi rapor bakanlığa sunulmuş. Bakalım sonu nereye varacak?
Neyse! O şimdi FIBA Başkanı! Fazla üzmeyelim başkanımızı ama lütfen o da şu sorularımıza yanıt versin. Soru bir: “Turgay! FIBA mevzuatında çok açıkça belirtilmesine karşın; yani... oraya seçildikten sonra Türkiye’deki federasyon başkanlığından istifa etmen gerekirken, neden yapıştın koltuğa? Görev aşkından mı, Sabri Bey sendromundan mı, yoksa daha başka işler mi var bu işin içinde?”
Ve soru iki: “FIBA Başkanlığı da beleş (fahri) bir görev. Üstelik oralarda bazı şeyler buradaki gibi yürümüyor. Baksana: 2014 Brezilya Dünya Kupası öncesinde FIFA İcra Kurulu üyelerine verilen hediyeleri bile sorguluyor adamlar. Sana ise ‘Yirmi yıldır ne yedin, ne içtin, neyle geçindin?’ diye soran olmadı bu ülkede? Orada ne yapacaksın? Neyle geçineceksin?”
Ah be dostum! Keşke bu işler profesyonel olsaydı ve sen de 20 yıl boyunca 7/24 çalışmalarının karşılığını alabilseydin. Hem haddini bilirdin hem de böyle sorulara muhatap olmazdın… Yazık! Çok yazık…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk! 11 Mayıs 2020
Mücbir sebep! 24 Mart 2020
Ergin-Larkin 18 Mayıs 2019

Günün Köşe Yazıları