İnadına Kutlamak…

30 Aralık 2014 Salı

Nermin Abadan’ın yeni yıl partisinde cumartesi günü dostlarla bir araya geldik…
Davetiyenin altını “Davet sahibi: Nermin Abadan-Unat, Tevellüt: hayır, doğum: Evet = 1921”diye imzalamış. Üstüne de şunları yazmış:
“Değerli dostlar, meslektaşlar, en yeni arkadaşlar; 2015’te daha güzel bir yarına bakabilmek için bir araya gelelim dedim. Bu nedenle sizleri evimde ‘zeytindalı+barış+yılbaşı’ kokteyl partisine bekliyorum.
Kıyafet: serbest; zihniyet: alabildiğine hoşgörülü; hedef: daha fazla demokrasi. Not: Geç gelenler için çorba bulunacak!”
Nermin Hoca’nın yaşam dopingi ve enerjisi başlı başına bir hayat dersi….

Yaştır, sağlık sorunudur, şudur, budur; yüreğimizi gülle gibi ağırlaştıran memleket meseleleridir.. demiyor; eşine, dostuna, kendine, sevdiklerine ne pahasına olursa olsun zaman ayırıyor.
Önem verdiği günleri ve kutlamaları asla ihmal etmiyor.
Hiç üşenmiyor. Planlıyor, programlıyor, düzenliyor.
Bu nedenle de her daim ileriye dönük projeleri oluyor.
İnsanı ve umudu hep diri tutan en büyük yaşam sırrı bu olmalı.

Yılbaşı için son dakika planları
Kâbus yılın bitmesine saatler kaldı.

Dostum, asırlık çınar Nermin Abadan’dan aldığım feyzle, yeni yıla girerken olsun “umudu” bizler de diri tutalım, bir parça hafifleyelim istedim…
Bu nedenle yılın son yazısını, “son anın sürpriz yılbaşı planlarına” ayırmayı tercih ettim...
Aslında “yılbaşı baskısını” öteden beri hep kafadan reddedenlerden olageldim…
Ancak yılbaşından başka belki artık her şey çok bastığı için, bu kez “inadına kutlamak” ve kutlamanın -her ne olursa- sonuna dek tadını çıkarmak gerektiğine inanıyorum.
Yılbaşı için şu ana dek hiçbir plan yapmamış olabilirsiniz.
Ama önünüzde 24 saatten fazla zaman var.
Bu kısacık zamanda bile, yılbaşı gecenizi TV önünde pinekleyerek geçirmekten değişik şeyler düşünebilir, örgütleyebilirsiniz.
Akla hemen gelen ilk seçenek; sevgili Nermin Hanım’ın yaptığı gibi tıpkı, “kıyafet serbest, zihniyet alabildiğine hoşgörülü” düsturuyla dostları son anda bir araya getirmek ve kuru fasulye-pilav gibi basit ama lezzetli yemekler, güzel bir şarapla, yeni yıla girmek…
Biraz daha oyuncaklı bir organizasyonla aslında çıtayı yükseltip; özel bir “tema partisi” dahi yaratabilirsiniz.
“Tema partileri” dendiğinde internette ne var ne yok diye şöyle bir göz attım da…
“60’lar - 70’ler nostaljisi” örneğin bayağı hoşuma gitti...
Bunun için yapılması gereken tek şey, konuklardan o dönemi hatırlatan giysiler seçmelerini, kadınların -misal!- dönemin saçlarını yapmalarını/yaptırmalarını istemek. Gece boyu sonra birlikte ‘60’lı-‘70’li yılların Fecri Ebcioğlu “aranjmanlarını”, Beatles müziklerini, San Remo parçalarını, Zeki Müren şarkılarını dinlemek…
Kendi adıma böyle bir partiye seve seve giderdim diye düşündüm.

‘Yolların Başlangıcı’na yolculuk
Son anda şehir, hatta ülke dışına çıkmayı yeğleyenler için hâlâ çeşitli paket turlar, “internet”te “son dakika imkânları” da var.
Lübnan mesela “son anda yurtdışı” gayet cazip bir seçenek.
Beyrut-İstanbul uçakla sadece 1 saat 20 dakika.
Üstelik Türk vatandaşları için vize de istenmiyor.
60’larla, 70’li yılların ilk yarısının yıldızı olan Beyrut gerçekte tam bir nostalji mekânı.
Orada da eminim gerçi artık Dubai usulü bir dolu alışveriş merkezi açılmıştır ama gene de Beyrut’un kordon boyu “Corniche”inde yürüyüp; Akdeniz’i solumak, binbir meze hazırlayan restoranlarında lezzet yolculuğuna çıkmak bile 2015’e, şöyle hafif “yumuşak bir dokunuşla” girmenize yetecektir.
Yanınızda hele Lübnanlı yazar Amin Maalouf’un romanları da varsa, Beyrut’u çok farklı bir duyarlılıkla yaşayabilirsiniz.
“Doğu’dan Uzakta”, “Yolların Başlangıcı”,“Ölümcül Kimlikler” böyle bir seyahatte size eşlik edecek ideal nitelikte kitaplar olurdu...
Maddi olanaklar bu çeşit bir tertibe olanak vermiyorsa, yurtiçinde -dört dörtlük bir tebdili mekân ortamı Kapadokya’mız da var!
Ama yok bu saatten sonra “o da olmaz, çok geç” derseniz...
Eğer İstanbul’daysanız, hiç olmadı yeni yıl sabahı kendinizi bir “Anadolu Kavağı” vapuruna atın.
Martılarla bari gönlünüz havalansın...
Beşiktaş’tan 10.30 sularında kalkan Boğaz vapuru, öğlen yarımda Anadolu Kavağı’nda oluyor.
İstanbul’un ortasında hâlâ köy havasını mucizevi şekilde korumayı başaran Kavak’ta yeni yılı karşılar, şahane bir balık yersiniz.
Sonra Cenevizlilerden kalan kaleye çıkıp Karadeniz’i seyredersiniz, yemeğin ardından sizi getiren vapurla, trafiğe gene hiç karışmadan… Boğaz’ı dolaşa dolaşa şehre dönersiniz.
Umudun gücü ve direncini hiç yitirmemeniz dileğiyle…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları