‘AFEDERSİNİZ ETEK GİYMİŞLER...’

08 Mart 2015 Pazar

Bizim “Afedersiniz etek giymişler!” eylemi, dünya kadın hareketinin yeni kodu ve yükselen değeri oldu.
“8 Mart” bağlamında İtalya’da örneğin Repubblica gazetesi, “bir”den verdiği Türkiye’nin “etek giyen erkekler” eylemine gönderme yapıyor ve bu renkli eylemi, BM’nin son cinsiyet eşitliği kampanyasına çarpıcı bir örnek diye sunuyordu.
Eylem, böylece Türkiye sınırlarını aşan çapta etkisini göstermiş oldu.
“Etek giyen erkekler”in uluslararası düzeyde özendirici etkinlik olarak gösterilmesinin nedeni; BM’nin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele adına başlattığı “HeForShe” seferberliğine somut örnek olması...
Türkçeye “Kadınlar İçin Erkekler” diye tercüme edebileceğimiz “HeForShe” atılımı; kadın hakları için artık sadece kadınların değil, erkeklerin de seferber olmasını öngörüyor.
Şimdiye değin yasalar, kotalar gibi daha çok kurallar, kurumlar üzerinden götürülen “cinsiyet eşitsizliği” mücadelesini BM, bu sayede üst düzeye taşıyarak bir “zihniyet değişikliği kalkışması”na dönüştürüyor.
Kadın-erkek arasında cinsler eşitliğini sağlayacak dönüşümün ancak “zihniyet değişikliğinden” geçeceği öngörüsünden hareketle bundan böyle erkeklerin de kadınların yanında aktif mücadeleye katılmaları için sahaya inmeleri çağrısında bulunuyor.
Bu bağlamda Repubblica işte “Türkiye’deki son eylemin de gösterdiği gibi feminizm böylece kabuk değiştiriyor ve artık erkeklerden başlıyor” saptamasını yapıyor.
BM’nin ilgi yaratan “toplumsal cinsiyet eşitliği için dayanışma hareketi”nin yüzü, Harry Potter filmlerinin yıldızı Emma Watson!
Watson BM’de yaptığı bir konuşmayla tetiklediği “dayanışma hareketi” için; “Bu, BM’nin bu türdeki ilk kampanyasıdır” diyor ve “cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kadınların insan hakları mücadelesine erkeklerin de dört koldan destek vermesini” istiyor.
“Sözüm size erkekler! Cinsiyet eşitsizliği, salt kadınların değil sizin de sorununuz!” değerlendirmesini yaparak “cinsiyet eşitliğini dert etmeyen adamın, kendisinin de özgürleşemeyeceğini” söylüyor. Fikir güzel!
Mücadelede önceliğin “zihniyet değişikliğine” verilmesi elbette elzem.
Ama bu yaman bir çelişki barındırıyor. Zira “zihniyet değişikliği mücadelesine” duyarlı çevreler, bilfiil zaten bu değişikliği yapmış olan çevreler.
Türkiye’de “etek giyen erkekler” eylemi buna birebir örnek...
Taksim-Tünel çevresi eylemine katılan erkeklere baktığınızda, hepsinin belli düzey kentsoylu erkekler olduğunu görüyorsunuz...
Uluslararası düzeyde ilgi gösterenler de gene aynı şekilde, kadın-erkek eşitliği konusunda zihinsel devrimini tamamlamış kesimler.
İtalya’da gösteriye örneğin iki tam sayfa ayıran Repubblica’nın (24 Şubat) verdiği yeri -heyhat!- hiçbir Türk gazetesi vermedi.
“Aşmış” yorumlarıyla ilgi çeken “sözlük”lerde de gene “gizli ibnelik barındıran erkekleri sokağa döken yürüyüş” kıvamında cinsiyetçi yorumların yaygınlığı dikkat çekmekteydi...
Akabinde derhal Cumhurbaşkanımızın “Erkeğim diyor, ne erkeği ya! Erkek pantolonla dolaşır, sen niye etekle dolaşıyor-sun?” yorumu geldi.
Diyeceğim o ki; “zihniyet değişikliği” mücadelesi, deveyi iğne deliğinden geçirmekten zor!
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav, durumu çok net özetliyor:
“Bu kadar çaba sarfediyoruz Sonra çıkıp konuşuyorlar ve her ey dağılıyor! ‘Çok afedersiniz etek giymişler’ deniyor.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları