Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Serin Kıbrıs Notları
Kıbrıs’ta Rumlarla değil iç içe, yan yana yaşayabilmek Magosalı Mehmet Salih gibiler için ölümcül bir kumar, bir tür “Rum ruleti!” (Rum ruleti, Rus ruletinin aksine tek mermi ile değil, dolu tabancaya bir eksik mermi konarak oynanırmış.)
\n***
\nTürklerin Kıbrıs macerası 1571 yılında Sultan II. Selim’in adayı Venediklilerden almasıyla başladı.
\n60 yıl sonra 500. yılı dolacak ki, bu serüven, 1032 kısım tekmili birden bir uluslararası hırs, entrika, yalan dolanla dolu bir macera romanı gibi sürüyor.
\nSürmeye de devam edecek.
\nÇünkü Kıbrıs’ın “Türksüzleştirilmesi”, Batı bakımından Osmanlı defterinin son sayfasının da dürülmesi demek, Anadolu’nun Ege’den Akdeniz’e çepeçevre bir Ortodoks Çemberi’ne alınması demek. (Bu saptama merhum Bülent Ecevit’indir.)
\n***
\nAnadolu Türkleri, Kıbrıs’a nedense hep ikircikli bir ilgiyle, yani bir tür “Ne candan seversin, ne vazgeçersin!” haliyle yaklaşmıştır.
\nBunun son ve en üst perdeden örneğini elbette Başbakan Erdoğan sunmasaydı, Kenan Evren’in “Asmayalım da besleyelim mi?” vecizesi öksüz kalacaktı:
\nTayyip Bey, “Artık yakamızdan düşün sizi yeter besledik!” çıkışının üzerinden bir yıl geçmedi ki önceki gün “3. Kıbrıs Barış Çıkartması” yapıverdi!
\nBiz alıştık, ama yavru vatandakilerin o kadar uyum yeteneği yok.
\n***
\nBatılılar Kıbrıs’ta Türkleri, KKTC tabelası altında bir “devletçilik oyunu” oynuyor gibi görüyor.
\nOysa orada kurulan toplumsal düzen ve yasal işleyiş Türkiye’den birçok açıdan daha sağlıklı, daha başarılı.
\nKıbrıslılar zaten, yeryüzündeki Türkler arasında belki de en yumuşak huylu, en halim selim tabiatta olanlar. Kıbrıs hapishanelerinde kavga, bıçaklama suçundan ya da cinayetten yatan Kıbrıslı yok. Tıpkı, düşünce suçundan yatan kimse olmadığı gibi.
\nAsayişe ilişkin suçları hep Türkiye kökenliler işliyor.
\nTürkiyelilere “Karasakal” diyorlar. Bu deyimi bizdeki “bıyıklı”ya benzer bir anlamda kullanıyorlar. Karasakal’da, bir küçümseme veya gizli bir eleştiriden çok, Türkiyelilerin mevcudiyetinden endişe duyma ve çekinme var...
\nRauf Denktaş’a, bir konuşmamızda “Türkiyeli tipik bir Türk ile Kıbrıslı tipik bir Türk arasındaki en temel ayrılık nedir” diye sormuştuk.
\n“Fazla bir ayrılık yok. Bence benzerlikleri yazsan işin daha kolaydır” demişti.
\nBiz de işin kolayına kaçmış, soruyu Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden Profesör Özay Oral’a yöneltmiştik. Yanıtı şu oldu:
\n“Pek bir fark yoktur. İkisinin de okuma ile başı hoş değildir. İkisi de kahvede oturmayı, kâğıt oynamayı çok sever. Dedikodu etmeye bayılır. Fırsat bulursa içkiyi de sever, kumarı da. Kadercidir. Bir de şiir sever ve şiir yazarlar. Ufacık adada binlerce şairimiz vardır.”
\n(Attilâ İlhan’a göre de Türkiye’deki şairlerin sayısı 6 milyonun üzerindedir.)
\n***
\nKıbrıslılar telefonu “Alo,” yerine “Kim konuşur” diye açarlar.
\nViraja “büküm”; kaportacıya “doğrultmacı”; direksiyona “dümen”; pedala “ayakça”; klaksona “boru”; pencereye “güngiren” der.
\nKolay kızmaz, küfür etmezler. Çok kızınca oturuyorlarsa ayağa kalkarlar.
\nGıprıslılar, örneğin Annan’ın ve Rumların adı geçince yine de eskisi kadar ayağa kalkmıyorlar.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Milletvekili sayısı artacak
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Okyanus kadar derin 4 burç
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?