İlkelleşme

16 Aralık 2008 Salı

Emin Özdemir, yeni çıkan kitabı İnsan Yüreğine Yolculukta ilkelleşmeyi anlatırken yaşamın her alanında görebileceğimiz kişiliklerden söz ediyor:

Kimi kişiler vardır, başkalarına kendi varoluşlarının üstünlüğünü duyumsatma yönelimiyle yüklüdür; öyle ki kendi seslerinden daha güçlü bir ses istemezler çevrelerinde. Sıradan, ortalama biri olmaya katlanamazlar. Hangi ortamda olursa olsunlar, ilk sırada olmayı kendileri için bir hakmış gibi görürler. Böyle olmadı mı anlatılmaz bir huzursuzluk duyarlar, önemsenmemekten kaynaklanan bir sıkıntı, yakıcı bir acı çöker içlerine. Zamanla bu acı ve sıkıntı, ister istemez bir dürtüye, vahşi bir güce dönüşür.

İlerleyen satırlarda iktidar hırsına da değiniyor Emin Özdemir:

Varlığını iktidar tutkusu kuşatmış kişi ne yapar, nasıl bir tutum içindedir? Gizli ya da açıktan her yolu dener, her şeye başvurabilir. Tutkunun itici gücüyle yönlenir, yönlendirilir. Kendisini engelleyecek hiçbir değer, hiçbir kural tanımaz. Güven yitimine uğramıştır; bu yüzden kuşkuyla bakar çevresine. İnsanlardan nefret eden bir hali vardır. Bu nefretin özünde onların da aynı tutkuyla yüklü olduğu, kendisiyle yarıştığı saplantısı yatar.

İlkelleşme yine ve yeniden kuşatırken dünyayı, uygarlığın, dayanışma ve kardeşliğin gözü bağlanıyor. Kurşuna dizilmek üzere...

Tevfik Fikret Günleri

Bilim ve Ütopya Dergisi güzel bir iş yapıyor, yeni Abdülhamit dönemi özlemlerine karşı Tevfik Fikret aydınlığı için bu hafta ve gelecek hafta Ankara, İstanbul ve İzmirde çalıştaylar düzenliyor.

Derginin Genel Yayın Yönetmeni Gani Bayer, Neden Tevfik Fikret?ve Neden şimdi?diyecek olanlara birkaç anımsatmayla karşılık veriyor:

Cehaletin, gecenin yıkıcısıyız, ilme hizmet ederiz, diyen; en âciz, en bahtsız milletin kadınlığı cehâlete kardeş eden olduğunu söyleyen Tevfik Fikret, zorbalığa karşı başı dik durmanın dünü ve bugünüdür, Atatürkün dilinden düşürmediği Ferdadır, yarınkurulacak olan güzel dünyanın sözcüsüdür.

Türk aydınlarının hukuk tanımaz bir şekilde zindanlara atıldığı, Atatürk dönemi tarih kitaplarında savunulan evrim teorisinin günümüzde internet sitelerinin kapatılmasına gerekçe gösterildiği, yöneticilerin protesto edilmesi kaygısı ile halkın şehit cenazelerine katılımının engellendiği bir dönemi yaşıyoruz. Abdülhamit olma özlemi içinde olanlar, bir taraftan da kömür çuvalları ile vatandaşlık bilincini yok etmeye çalışıyor. Aydınlanmadan yana yurtsever kuvvetlerin susturulmaya çalışıldığı bir dönemde vatandaşlık bilincinin diriltilmesi, halkın kendi hayatı ve toplum hayatı üzerindeki kurucu görevinin hatırlatılması için Tevfik Fikret aydınlığına ve kararlılığına ihtiyacımız var.

İyi Belediyecilik

Ürgüpte başarılı bir belediyecilik örneği veren Bekir Ödemişe sorduk:

Yerel yönetimlerde başarı için nasıl bir kişilik gerekir?

Ödemişe göre, belediye başkanı iki anlamda klasikbir insan olmamalı:

Geldiğinde bildik hizmetleri yürüten değil, yeniyi üreten bir yerel önder olmalı. İkincisi, samimi olmalı:

Belediye başkanı dersine çalışmış, ödevini yapmış, hizmet edecek tüm birikime sahip olacak. Bunlar, olmazsa olmaz koşullardan. Belediyenin ismini kazıdığınızda altından insan çıkar. Belediyecilik, bir mühendislik tasarımı gibi gözükse de, insan içindir. Başkanın halkla ilişkilerinin güvenilir ve sıcak olması gerekir. Gecenin yarısında bir hastayı ziyaret edebilecek içtenliğe sahip olması şart örneğin. İyi belediyecilik için; iyi çalışacaksın, toplumla ilişkilerini iyi düzenleyeceksin.

Halkla ilişkiler dediğin, çöp arabasına fotoğrafını yapıştırmakla olmuyor anlayacağınız...

Yüksel Işık da Aday

Yazar, eski Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı Yüksel Işık da, Ankara Çankayadan aday olduğunu açıkladı:

Ortak akıl ile yönetmek için adayım. Dünyanın her yerinde, otoriter geleneksel yönetim, yerini, yetkisini ve bilgisini çalışanlarıyla paylaşan, onları üstlendikleri iş süreçlerinde özerkleştiren, her küçük iş için bile ortak akıltakımları oluşturarak, çalışanlarının aktif olarak rol almasını sağlayan modern yönetim anlayışına bıraktığı da dikkate alınırsa, bu açılıma Çankayadan başlamanın zamanı gelmiştir.

Düzeltme

İddia edildiği gibi, Can Dündar Mustafasını düzeltebilir mi?

Yani, yalnızca Türkiyenin değil, dünyanın saygıyla andığı, UNESCOnun 1979 yılında 156 ülkenin imzasıyla yayımlanan bildirisinde yer aldığı gibi uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, emperyalizme karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen eşsiz devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk yapabilir mi?

Yapamaz.

Çünkü, niyet o niyet değil.

Düşünün:

Atılmak üzere buruşturulmuş kâğıt tekrar eski haline getirilebilir mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları