Tenisi Seviyorum!

29 Ekim 2012 Pazartesi

\n

Sevdim ben bu tenis işini! Cuma günüBasket Yorumda söz verdiğim gibi basketbolda ve futbolda Annemizin ligi maçlarını izlemek yerine, cumartesi günü kadın tenisinin yıldızlarını yarıfinalde seyretmek üzere Sinan Erdemde yerimi aldım. Oh be! İyi ki gelmişim. Her şey o kadar güzeldi, o kadar organizeydi ki gurur duydum. Tribünleri dolduran seyirciler o kadar uygardılar ki ülkemin geleceği için umutlarım yeşerdi...

\n

Ah! Sorun yok muydu? Elbette vardı. 12 bin kişinin olduğu yerde birkaç densiz çıkmaz mıydı? Elbette çıkardı. Örneğin tribüne kaçan topu binlerce gözün önünde iç etmeye çalışan görgüsüzler bana battı. Ama... Araştırdım. Sordum soruşturdum. Bu kadar fire her ülkede oluyormuş. Hatta bazıları gelenekselmiş. Neyse! Biz biraz fazla hassas düşünüyor olabiliriz... Ama... Tüm dünyada geleneksel olsa bile, eski bir sporcu olarak, büyük sarı toplarla imza için maç bitimine yakın ön sıralara giden çocuklara taktım ben. Olur mu ya? Maç bitmeden racon kesilir mi hiç? Setlerde 1-0 geri, oyunlarda 4-1 geri olsa bile son top oynanmadan maçlar bitmez. Ben oyuncu olsam çok hırslanırdım ama... Öyle dediler... Her yerde böyleymiş. Eh! Ne yapalım? Dünya tenis kurallarını değiştirmek bize düşmez...Gelelim güzelliklere. Çizgi hakemlerimiz ve top toplayıcı küçüklerimiz o kadar başarılıydılar ki sanki ülkemizde bu düzeyde onlarca turnuva yapılıyormuş gibi geldi bize. Meğer o ufaklıklar aylarca çalışmışlar bugünler için. Hakemlerimiz ise zaten deneyimli imişler. Her yıl onlarca turnuva yapılırmış ülkemizde. Ayrıca... Yurtdışına da gidermiş bizim hakemlerimiz. Cahilliğime verin. Kutluyorum hepsini... Bu organizasyon ülkemizde tenisin patlamasına neden olabilir. Biz, bir basketbol adamı olarak küçüklerin basketbolcu olmalarını isteriz ama... Bugün... Haydi kızlar tenise!

\n

Cumartesi salona gittim ama finalleri TVden izledim. Neden mi? Çünkü kimse kusura bakmasın, bazı sporlar TVden daha iyi algılanabiliyor. Detaya girmeyeceğim. Bir gün paylaşırız bu konuyu. Bence... En iyisi... Bir gün tribünlerde olup ertesi günü TV başında full konsantrasyon maç izlemek. Tamam! Pekâlâ... Yanılıyor olabilirim ama... TVde (de) çok güzel tenis maçları...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk! 11 Mayıs 2020
Mücbir sebep! 24 Mart 2020
Ergin-Larkin 18 Mayıs 2019

Günün Köşe Yazıları