Ramazan Şerefine mi Kul Hakkı Alkol Yasasına Meze Yapıldı?

05 Temmuz 2013 Cuma

Gezi Parkı’nın gazı, biberi, tozu-toprağı arasında alkol yasası yürürlüğe sokuldu.
Başbakan, bu yasayı
“rahmani” niyetlerle çıkardığını açıklayıp durdu.
Ama yasa
“şeytanilikler” ile dolu.
Başbakan’ın elbette beş vakit nutuk atmaktan, önüne konulan camları kıraat etmekten yasaları incelemeye vakti yok.
Ama onun adına alkol yasasını hazırlayanlar içine yerleştirdikleri
“geçici madde ve gerekçe ile takviyeli 1. maddesi” marifetiyle cebine adeta esrar koymuşlar, korsan CD koymuşlar...
Çevresini saranlar, her yasanın ve her icraatın tek yetkilisi ve yegâne sorumlusu olarak sadece Başbakan’ın görüldüğünün rahatlığı ve güveni içindeler.
Her yasanın içine her icraata her türlü pisliği, avatantacılığı karıştırabiliyorlar.
Biliyorlar ki sonunda hesabı verecek, okka altına gidecek Başbakan olacak.
Alkol yasası bunun son örneği.
Yasa çıkartma yolu ile Başbakan’ın hesap vermekten, örneğin Sayıştay denetiminden nasıl kaçırıldığının..
İlk imzacısı sıfatıyla ona, nasıl keyfi ve kişiye özel düzenlemelerle yaptırıldığının yeni bir belgesi.

\n

Dikkat tehlikeli madde!..

\n

Alkol yasağı yasası diye bilinen, 6487 No’lu ve 29.5.2013 tarihli torba (daha doğrusu çorba) yasada adı dahil her tür hile-hurda iç içe:
“Bazı kanunlar ile 375 sayılı kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması hakkında kanun”un...
1. maddesi içine nedense, bir de
“geçici 4. madde” yerleştirilmiş!
İyi mi?
O madde şöyle:
“Kefalet Sandığı yönetim kurulu başkan ve üyelerine 25.6.2009 tarihli ve 5917 sayılı kanunla bu kanunun 1. maddesinde yapılan değişiklikten önceki düzenlemelere göre yapılan ödemeler nedeniyle bu kişiler ve sorumlular hakkında borç çıkarılmaz ve çıkarılmış olan borç tutarlarının tahsilinden vazgeçilerek borç takibi işlemine son verilir.” (!!!.)
Bir yasanın içinde
“borç” ve “tahsil işlemi” ve “takibine son verme” gibi sözler yerleştirilmişse...
Siz bilin ki birilerinin cebine halkın paraları akıtılıyor.
Nitekim yasanın gerekçesi bunun açık ikrarıdır:
(Gerekçe Md. 1):
“2489 sayılı Kefalet Sandığı Kanunu’nun 1. maddesinde 25.6.2009 tarih ve 5917 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki dönemler için, 2489 sayılı kanunun 1’inci maddesi ile bu kanuna dayanılarak çıkarılan Kefalet Sandığı Nizamnamesi’nin 1, 2 ve 3’üncü maddelerine göre sandığın yönetimi ile görevli ve sorumlu olan yönetim kurulu başkan ve üyelerine; fiilen yerine getirdikleri bu hizmetleri ve üstlendikleri yönetim sorumluluğu karşılığı olarak ödenen aylık ücretlerin, ‘Yüksek Planlama Kurulu’nun Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının yönetim kurulu başkan ve üyeler için tespit ettiği ücretler esas (emsal) alınarak ödenmesi ve bunun (hukuki) dayanağının olmaması nedeniyle Sayıştay kararları uyarınca çıkarılan borçların, anayasanın 18’inci maddesindeki amir hükmü de dikkate alınarak kaldırılması ve başlatılan takip işlemlerinden vazgeçilmesi amaçlanmıştır’” deniliyor.
Bu kadar göstere göstere,
“kişiye göre yasa” ancak ve nasipse, sürecin sonunda bir de Apo için yapılacaktır!
Muhalefete gelince...
Yasayı Anayasa Mahkemesi’ne falan götürmesin.
Yasa ebediyyen yürürlükte kalsın.
Ki, hukuk fakültelerinde kişiye
“özel kanun örneği” diye yüz kızartıcı bir ders olarak okutulsun.
Haram diye, alkol için yasa çıkartan bir iktidarın yasaya kul hakkını nasıl meze yaptığı hiç unutulmasın!

\n

Diyanet’e Soru...

\n

Bir taş ile birkaç kuş vurmak büyük beceri.

\n

“Sizi alkolden koruyorum” diye kuşa baktırarak hukuku çiğnemek ve kamu alacaklarını yok saymak ise daha yüksek bir marifet.
Sayıştay denetim raporlarının yok sayılması ise alkol yasasının öteki mezeleri.
Yasa çıkartma yolu ile İslamiyetin en büyük günah saydığı kul hakkını yemek, yedirmek ve yok saymak ise bu iktidarın en son ve en değişik kazığı...
Ama bu kazık kime?
Laik hukuk devletine mi?..
Yoksa İslamiyete mi?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları