Kin davası iktidarda

28 Kasım 2015 Cumartesi

Necip Fazıl Kısakürek, 1975’te Milli Türk Talebe Birliği’nin düzenlediği “Milli Gençlik Gecesi”nde “Gençliğe Hitabe” adı altında bir metin okur. Metnin, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ne karşılık yazıldığı çok bellidir.
Cumhuriyet dönemini “İşgâl ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedî helâke (ölüme, yok edilmeye) mahkûmiyet” diye tanımlayan Kısakürek, nasıl bir gençlik istendiğini de şöyle dile getirmişti:
“Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...
Halka değil, Hakk’a inanan; meclisinin duvarında ‘Hâkimiyet Hakk’ındır’ düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakk’a kölelikte bilen bir gençlik...”
“Kininin davacısı” olarak yetişen MTTB gençliği bugün Türkiye’yi yönetmektedir.
Geçmişte MTTB’nin üyesi olan Ahmet Davutoğlu Başbakan’dır. MTTB Tesisler Müdür Yardımcılığı ve Kültür Müdürlüğü yapmış olan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı’dır. Erdoğan’ın “ağabey” diye hitap ettiği, 1967-69 arasında MTTB Başkanı olan İsmail Kahraman da geçen hafta TBMM başkanı seçilmiştir.
İsmail Kahraman’ın başkanı olduğu dönemde MTTB’nin en önemli iki eylemi olmuştur. Birincisi, 27 Temmuz 1967’de Ayasofya’da topluca namaz kılınmasıdır.
Aynı kadrolar, 1967’de adli yılın açılış konuşmasında, “Türkiye’de bir İslâm Devleti ve hilâfet rejimi kurmak, Türk milletini dini esaslara dayanan bir hukuk düzenine sokmak isteyenlerin, birtakım hurafeleri dini esaslar gibi göstermeye kalkan ve bu suretle halkı uyuşturan kökü dışarıdaki yurt düşmanlarının daima hüsrana uğrayacaklarını” belirten Yargıtay Başkanı İmran Öktem’e yayımladıkları bildiri ile karşı çıkarlar. Öktem’in bu konuşmasından dolayı 1969’da cenaze namazının kılınması önlenmeye çalışılır.
İkinci eylem; Kanlı Pazar ile sonuçlanmıştır. ABD 6. filosunun İstanbul limanına gelmesine karşı çıkan bağımsızlıkçı gençlerin 16 Şubat 1969’da gerçekleştirdikleri miting, Komünizmle Mücadele Derneği ve MTTB yandaşlarınca basılır. İki genç ölür. Yüzlerce kişi yaralanır.
Dün kinlerinin davası ile yetişenlerin, bugün hilafete doğru emin adımlarla ilerledikleri kesin.

Uçak düşürmenin sonuçları
Rus uçağının düşürülmesinin sonuçlarına ilişkin emekli Büyükelçi Onur Öymen ile yaptığımız küçük söyleşiden notlar:
? Orası Suriye’den yönelen tehditlere karşı çok hassas bir bölge olmuş. Bir uçağımız düşürülmüş. Angajman (karşılık verme) kurallarını daha sıkı hale getirmişiz. Biz de karşılık vermişiz.
? Ruslar da, askeri açıdan hassas bölgenin üstünde uçtuğu gerekçesiyle bir Güney Kore uçağını düşürmüş, 200’ün üzerinde sivil öldürmüştü. Buna benzer olaylar hatırlatılabilir Rusya’ya.
? Yapılacak iş, iki tarafın askeri yetkililerini bir araya getirip gerçekten ne olduğunu ortaya çıkarmaktır. Dengeli gitmek ve bunalımı yumuşatmak, soğutmak gerek.
? Ruslar, Türkiye’ye ekonomik olarak zarar verecekler. Burada önemli olan, NATO ülkelerinin Rusya’nın yaratacağı zarara karşı Türkiye ile yeterince dayanışma içine girip girmeyecekleridir.
Örneğin, ABD, Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşması imzalıyor. Gümrük Birliği uyarınca, bu anlaşmanın Türkiye için de geçerli olması gerek. Kaderimize küsüp oturacağımıza, bu istekleri dillendirmemiz gerekiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları