Tarihi Kanuni’den başlatırsak…

07 Mayıs 2016 Cumartesi

Saray’daki demiş ki: “Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum. Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp eski Türk tarihinden Cumhuriyet’e atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de devletimizin de hasmıdır.”
Dediğini yapalım, tarihimizi son 600 yıl üzerinden, “cihan hükümdarı” dedikleri Kanuni Sultan Süleyman’dan (1494-1566) başlatalım:
Kanuni, yaşamının büyük bir bölümünü seferlerde harcarken çağdaşları arasında yer alan Martin Luther, “Tanrı ile kul arasına, kilise dahil kimsenin giremeyeceği”ni savunarak reformu gerçekleştiriyor; Erasmus, ana teması kötülüklere karşı savaşım olan yapıtı “Deliliğe Övgü” ile Papa’yı yeriyordu.
Yine Kanuni’nin yaşadığı dönemde; Leonardo da Vinci, Mikelanj, Cervantes, Machiavelli, Montaigne, Rafael; bilim ve sanatın doruğa ulaştığı Rönesans dönemini açıyor, insancı dünya görüşü ile aydınlanmanın öncülüğünü gerçekleştiriyorlardı.
Gutenberg, Kanuni doğmadan yaklaşık 50 yıl önce matbaayı bulmuş, İncil’i basmıştı bile.
Osmanlı’da İbrahim Müteferrika, Gutenberg’den 300 yıl sonra, Kanuni’den de 160 yıl sonra matbaayı açabilmiş, o matbaada 17 kitap basıldıktan sonra yaklaşık 50 yıl yeni bir kitap yayımlanamamıştı. Oysa Batı’da, 15. yüzyılda 30 bini aşkın kitap okura ulaşmıştı.
Michelangelo’nun görkemli Davut yontusunu yaptığı günlerde, yani yine Kanuni döneminde, Osmanlı “yazar”ları şu sorulara yanıt arıyorlardı:
“Firavun, Tanrı’ya inanmış mı, inanmamış mı? Hızır Aleyhisselam yaşıyor mu, yaşamıyor mu? Ruh gövdenin neresindedir? Cehennemde ceza görecek olan ruh mu gövde mi?”
Tıpkı bugün gibi!
Atatürk ve devrimci kadro, 1919’da başlattığı bağımsızlık savaşını kazanıp Cumhuriyeti kurduğunda, toplumun büyük çoğunluğu “ümmi”, yani “kör cahil”di!
Saray’ın “medeniyet” diye ta- nımladığı dönemin sonucuydu bu...
Tarihi oradan başlatmak isteyenin bence yetkesini artırarak sürdürmesi için “kör cahilliğe” geri dönmemiz gerekiyor. Abuk sabuk fetvalarla, Ensar Vakfı’yla, TÜRGEV’le, imam hatiplerle…

Çelenk ödülü
Halit Çelenk Hukuk Ödülü, Türk Sosyal Bilimler Derneği “Genç Sosyal Bilimciler” ödülünü de kazanan Cangül Örnek’in “Türkiye’nin Soğuk Savaş Düşünce Hayatı - Anti Komünizm ve Amerikan Etkisi” kitabına verildi. Kitap, akademik çevrelerin ve basın-yayın kuruluşlarının soğuk savaş döneminde nasıl bir Amerikan hayranlığı yaratma çabası içinde olduklarını kanıtlaması açısından dikkat çekici bulunuyor.

Yeni kabine
Eli kulağında, yeni kabine açıklanır yakında:
Enerji Bakanlığı’nda staj yaptırılan damat Berat Albayrak, başbakan.
Berat Albayrak’ın Turkuvaz Medya Grubu’nun CEO’su ağabeyi Serhat Albayrak, başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü.
Berat Albayrak’ın, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi eşi Esra Albayrak, Gümrük ve Tekel Bakanı.
Sümeyye Erdoğan, babasının gezilerinden sorumlu Dışişleri Bakanı.
İnsansız hava aracı geliştirmiş olan müstakbel damat Selçuk Bayraktar, Ulaştırma Bakanı.
Enkaz kaldırıcı Emine Erdoğan, İmar ve İskân Bakanı.
Oğulcuk Bilal Erdoğan, hiç kuşkusuz, Hazine Bakanı.
Bilal Erdoğan’ın, TÜRGEV’e bağlı okullar zinciri “Özel Palet Montessori”nin şubelerinden sorumlu kayınvalidesi Reyhan Uzuner, Milli Eğitim Bakanı.
Ağabeyi ile birlikte kurduğu şirket dönemin parasıyla 1 trilyona devredilmiş olan kardeş Mustafa Erdoğan, Ticaret Bakanı.
Gemicik sahibi oğul Ahmet Burak Erdoğan, Denizcilik Bakanı.
Diğer bakanlara gelince… Onların işini Saray üstlenir zaten. Ayrıca atama yapmaya gerek yok.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları