Twitter Mwitter, Erdoğan’ın Cesur Yeni Türkiyesi

22 Mart 2014 Cumartesi

AKP’nin daha doğrusu Erdoğan’ın olay reklam filminin şokunu daha henüz üzerimden atamadım. Filmin önce internette kısa bir kesitini izledim.
İnsanların bir mahşer yerine koştururcasına birbirlerinin omuzları üzerine tırmanıp direğe sarıldıkları an tam…
Kamera zaman zaman direkten uzaklaşıyor ve kalabalık birtakım varlıkların karıncalar gibi tek bir merkeze akışı kuşbakışı yukardan çekimle görüntüleniyor.
Aslında karınca da değil “bunlar termit!” diyorsunuz.
Termitler biliyorsunuz karıncaya benzer ama karıncadan farklı olarak birbirlerine hep yapışıkmışçasına bir arada yaşıyan kolonilerle yol alırlar ve minik cüsselerine rağmen devasa kulelere benzeyen tepeler, yuvalar kurarlar.
Aa!” dedim reklamı görünce; “Bu tam bir termit tepesi olmuş!
Kanım dondu...

Termit tepesi gibi
En altta kalanları, coşku ve gurur içinde kendilerine basamak yapan binlerce insan tepeye dönüşecek bir kuleye tırmanıyor!
Zirveye varanların silmesi bu arada bir erkek kalabalığı oluyor.
Arada bazı kadın figürleri de var ve yer yer seçiliyorlar ama onlar ancak belli belirsiz.
Baskın öğe, kuleye zaferle çıkan erkekler!
Geri planda bu sırada bir “erkek ses”- “Başbakanın sesi”- İstiklal Marşı’nı şiir olarak okuyor.
Bu meyanda İstiklal Marşı yalnızca bir eril kişinin, başbakanın tekelindeymiş gibisine bir izlenim doğuyor.
Reklamın sonunda kırmızı bayrak fonu üzerinde “Millet eğilmez Türkiye yenilmez” sözleriyle zaten başbakanın devasa portresi gözüküyor.
Her türlü özgün birey niteliğini yitiren ve sonunda ezici bir termit kolonisine dönüşen “millet”, başbakanla topyekûn eşitlenmiş, özdeşleşmiş oluyor!
Ağır şartlandırma ve yönlendirmeyle bireyi yekten silen, yok eden Aldous Huxley’nin ünlü kurgubilim romanı Cesur Yeni Dünya’sı gibi adeta bu da Erdoğan’ın “Cesur Yeni Türkiyesi” olmuş!
Bir reklam, kendisini, “millet iradesi”nin topyekûn ifadesi şeklinde gören bir liderin toplum vizyonunu bundan iyi anlatamazdı diye düşündüm.
Erdoğan’ın “Cesur Yeni Türkiyesi”ndeki bizler, o reklamdaki küçük “termit”leriz işte.
Dişi “termit”ler olarak kadınlar hele en alt basamaklarda gıkımız çıkmadan dizileceğiz; omuzlarımız üzerinden erkekler tepelere tırmanacak ve en üst, en tepede “Cesur Yeni Türkiye”nin rakipsiz lideri Recep Tayyip Erdoğan olacak!

Özgürlük mözgürlük…
Bu reklamın şokunu üzerimden atmaya çalışırken tam “Twitter yasağı” geldi.
Türkiye, Çin’den sonra dünyada “Twitter”ı yasaklayan ikinci olmuş.
Hiç şaşırmadım.
Yanı başımızdaki dinci İran’da bile geçen yıl “Twitter yasakları” kalktı.
İran’ı dünyaya açmayı kendilerine görev bilen reformcu yeni Cumhurbaşkanı Ruhani ile ülkenin beğenilen yeni Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, yönetime geleli beri “Twitter” ve “Facebook” açılımını birlikte, kendilerine bayrak edindi.
Bizde ise “liderin” “Türkiye vizyonu” bir “termit tepesi” olunca böyle her şey bir andan diğerine yasaklanabilir oluyor.
Uluslararası camia öyle der, böyle der hiç beni ilgilendirmiyor. Bunun özgürlükle mözgürlükle alakası yok. Ülkemin güvenliği söz konusu” diye bakın artık “lider” dünyaya da meydan okuyor! Ve kendisini giderek neredeyse bir başka termit topluluğu olarak gördüğü, uluslararası camia üzerinde de konuşlandırıyor.
Neyin “mözgürlük” neyin “özgürlük” olduğunu yalnız o biliyor ve o tanımlıyor.
Ülke güvenliği” gene haşa onun şaşmayan takdirine kalıyor.
Alo Fatih”, “Alo Mustafa”dan sonra “Alo Twitter” moduna da bağlanan bu ulu takdir dışına çıkıldığında; “ülke güvenliği”, tehlikeye atılmış sayılıyor ve “ülkeye fitne sokulduğu” varsayılıyor!
Liderin “millet iradesi” ile özdeşleştirilen iradesine karşı çıkan “ülke güvenliğini tehdit” gibi akla gelebilecek en ağır suçla artık suçlanıyor.
Dünyanın her yerinde böylelerine konulan teşhis bellidir.
Yetmez ama evet”çiler bile sonunda uyandı!
Erdoğan kendi diktasının peşinde” diyerek baksanıza Hasan Cemal kıyamam bağırıyor: “Kendi tek adamlığının peşinde. Demokrasi onun kitabında yazmıyor. Özgürlük yazmıyor. Hukukun üstünlüğü yazmıyor. Yargı bağımsızlığı yazmıyor. Kuvvetler ayrılığı yazmıyor. Özgür medya yazmıyor!”diye döne döne yakınıyor.”
Geç oldu, temiz oldu Hasan!
Sende ampul yanana dek bizler böcek olduk.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları