Ezgi’nin öyküsü

15 Haziran 2016 Çarşamba

Son günlerde beni en fazla mutlu eden haber Güneydoğu’nun on hanelik bir mezra köyünden 14 yaşında bir kızın TEOG (Temel Öğrenimden Ortaöğrenime Geçiş) sınavında kazandığı olağanüstü başarı haberiydi.
Haberi okuyunca yaşadığım semtin çocuklarını düşündüm… Sabahın erken saatlerinde izliyorum onları. Şık giysiler içinde, anneleri yanlarında kendilerini alıp okullarına götürecek servis araçlarını bekliyorlar. Derslerinin bitiminde aynı araçlarla evlerine geri dönecekler.
Bu gidiş gelişlerinin dışında onları sokakta görmek olası değil. Bırakın sokakta oynamayı sokağın köşesindeki bakkala bile gitmiyorlar. Birine rastlayıp arka sokağın adını sorsanız alacağınız yanıt mutlaka “bilmiyorum” olacaktır. Bindikleri araçların üzerinde gittikleri okulların adları yazıyor. Tümü de pahalı ama çok pahalı kolejler. Bizim çocukluğumuzda hepimizin gittiği Moda İlkokulu’na (şimdiki adı Moda İlköğretim Okulu) gidiyor olsalar “kendileri gibi olmayan/yaşamayan” yaşıtlarıyla birlikte olacaklar, onlardan çok şey öğrenecekler, biraz olsun yaşanan başka hayatları tanıyabilecekler. Ama hayır! Aileleri bunu istemiyor. Kapıcı çocuklarıyla mı, esnaf çocuklarıyla mı, memur çocuklarıyla mı, emekçi çocuklarıyla mı? Hayır! Kendileri gibileriyle birlikte olsunlar, “konserve çocuklar” olarak yetişsinler isteniyor.

***

Ezgi Beytaş da kendisi gibi çocuklarla bir arada okuyor. O da her pazartesi sabahı taşımalı okul sistemi gereği Muş’un Varto ilçesine bağlı Dağlıca köyünün 10 hanelik Seyit Kamer mezrasından 5 km uzaklıktaki Çaylar köyündeki Yatılı Bölge Ortaokulu’na gidiyor. Cumaları ders bitiminde geri dönüyor. Mezrada beş öğrenci var.
Kış bastırınca yollar aşılamıyor, o zaman babası onu atlı kızakla okuluna götürüp getiriyor.
Ezgi, ileride hekim olmayı düşlüyor. Bunun için de derslerini düzenli çalışıyor. Geri kalan zamanında hayvan güdüyor, ev işlerinde annesine yardımcı oluyor.
14 yıllık yaşamında Muş ilinin dışına hiç çıkmamış. Özellikle amcalarının ve kuzenlerinin yaşadığı İzmir’i merak ediyor, tiyatroya gitmek istiyor.
Bilmem, İzmir’in değerli Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bu yazıyı okur da dört kişilik Beytaş ailesini kentine davet eder mi?
Böyle bir daveti Ezgi de, anne babası ve kendinden bir yaş küçük kız kardeşi Eda da hak etmişler.
Ezgi, TEOG sınavında sorulan 120 sorunun tamamını doğru bilerek Türkiye birincileri arasına girmiş. Bu başarısında okuldaki özverili öğretmenleri kadar ailesinin de payı var.

***

Varsıl semtlerde yaşayan çocuklarımızla mezralarda yaşayan çocuklarımızı hayat karşısında eşitlemek sorumluluğu topluma düşüyor. Mutlaka “bir şeyler” yapmak gerekiyor.
Ezgi’nin en çok matematik ve fen derslerini sevdiğini biliyorum. Ama yine de ona edebiyat ağırlıklı 100 kitaplık bir seçki göndereceğim.
Dilerim ileride de Ezgi’den güzel haberler alırız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları