Meğer neyin eşbaşkanlığıymış ?

29 Aralık 2016 Perşembe

Fırat Kalkanı operasyonu sürerken iktidar medyadan rahatsız. Nitekim Türk askerlerinin IŞİD tarafından diri diri yakıldığını gösterdiği iddia edilen görüntülerin sosyal medyada yayımlanması üzerine, sorulan soruları “Bu konuda teyit edilmiş bilgi yok” diye yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, basına gözdağı vermeyi de unutmamış:
- Medyadaki bazı arkadaşlar da ayaklarını denk alsın!
İktidarın rahatsızlığı yalnızca basınla değil, Cumhurbaşkanı, koalisyon güçlerinden de şikâyetçi. Tayyip Bey daha da ileri giderek, koalisyon güçlerinin teröre destek verdiğini ileri sürüyor.
El Bab’da IŞİD’i dört bir yandan kuşatmış olduğumuzu, buna karşılık koalisyon güçlerinin, başlangıçta teröre karşı birlikte mücadele sözü vermiş olmalarına karşın şimdi DEAŞ da dahil olmak üzere YPG-PYD’yi desteklediklerini, bunların hepsini resimleriyle, fotoğraflarıyla, video kayıtlarıyla belgeleyecek durumda olduklarını söyleyen Tayyip Bey’i savaş alanından gelen bilgilerin IŞİD ile olanları kısmen, PYD-YPG ile ilgili olanları ise tamamen doğruluyor.
IŞİD’in TSK’nin etkin saldırılarıyla sıkıştırıldığı dönemde, koalisyon güçlerinin terör örgütüne yönelik hava saldırıları, insansız hava araçları uçuşları durdurulmuş, böylece IŞİD’in, bütün güçlerini TSK’ye karşı yoğunlaştırılması sağlanmıştır.

***

“Koalisyon güçleri”nden muradın, ABD olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım.
ABD, IŞİD’e dolaylı da olsa destek verdiğini inkâr ediyor. Ama PYD-YPG’yi kolladığını yadsımıyor.
Saygı Öztürk’ün Sözcü’deki köşesinde dün yazdığına göre, Türkiye Fırat Kalkanı Harekâtı’na başlarken İncirlik’te yapılan generaller toplantısında Amerikalı komutan, masaya Türkiye sınırının 20 kilometre güneyinden bir hat çizilmiş olan bir haritayı koyarak Türk generallerine şu uyarıyı yapmış:
- Bu çizilen hattın daha güneyine inilmesi doğru değil, bu durumda size İHA’larımız ve uçaklarımızla hava desteği veremeyiz.
ABD bölgede PYD-YPG’nin koridor oluşturmasını desteklediğini hiçbir zaman gizlemedi.
Washington’ın isteği, Türkiye’nin, IŞİD’in yok edilmesinden doğacak boşluğu PYD-YPG tarafından doldurulmasını seyretmesi, Rakka’da Türkiye’nin IŞİD karşısında tek başına savaşarak alanı temizlemesi, sonra da buraya PYD’nin yerleşmesine razı olmasıdır.
Kürt kartı ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) projelerinin vazgeçilmezidir. Şimdi PKK’nin uzantısı PYD örneğinde bu gerçek bir kez daha gözler önüne serilmiş.
BOP’un eşbaşkanlığının gerçekte ne anlam taşıdığı da bu vesileyle bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Her neyse, bütün bunlar eski defterleri karıştırmak ve BOP eşbaşkanının bugün içinde debelendiğimiz bataktaki sorumluluğunu anımsatmak için değil, ama içinde bulunduğumuz ortamda, asıl ayağını denk alması gerekenin Ankara olduğunu göstermek için anlatılıyor.

***

TSK’nin Suriye’de bugünkü varlığı, sorunlu, riskli ama önemli noktalarda dikkatli davranılması kaydıyla zorunludur.
Bu durumda dikkat edilmesi gereken hususların başında, ancak Ankara - Tahran - Moskova işbirliği neticesinde gerçekleştirilen bu operasyonun, anti-Esadcı, Amerikancı, ihvancı bir politika ile başarıya ulaşamayacağının artık kavranması ve yeni Suriye ve Ortadoğu politikasının bu gerçekler ışığında oluşturulması gelmektedir.
Türkiye’nin müttefiği olduğunu ileri süren ABD’nin, AB’nin de karşı olmadığı Suriye ve Ortadoğu politikası Türkiye’nin birliği ve toprak bütünlüğüyle çelişmektedir.
Bu durumda, Türkiye hem IŞİD hem de PYD-YPG’ye karşı harekâtını sürdürmek zorundadır.
Bu operasyonun çok yüksek maliyetli ve riskli olduğunu, aynı zamanda da Ankara’nın bölgedeki yeni ittifakı sayesinde gerçekleştirildiğini unutmamak gerekir.
Evet, Ankara, Suriye’de ayağını denk almak, hedeflerini doğru belirlemek, yeni durumun gereklerini yerine getirmek zorundadır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları