Devlet adamı

06 Ocak 2018 Cumartesi

Bir zamanlar devlet kesesinden bolca pay elde etmek bir medya kuruluşu, bir de banka sahibi olmak biricik zenginleşme aracıydı.
Eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar’ın da NTV’si ve İnterbank’ı vardı. İnterbank’a el konuldu, dönemin parasıyla 783 trilyonluk zararı halka yüklendi. Cumhuriyet’in kurduğu Etibank’ı da almıştı, batırdı.
Süleyman Demirel’in aile fotoğraflarında yer alan Cavit Çağlar topu topu 10 ay cezaevinde kaldı. Hüküm giydi mi?
Kendisine 1 yıl 9 ay 25 gün hapis ile 208 bin 300 lira para cezası verildi. Bir koşulla:
Hapis cezası, 5 yıl içinde tekrar suç işlenmemesi durumunda düşecekti!
Aynı Cavit Çağlar’a, kasım ayında Kremlin Sarayı’nda “Devlet Nişanı” verilmişti…
Çağlar, ödüle, Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizinin aşılmasına katkı sağladığı için uygun görülmüştü. Çağlar, o kriz sürecine nasıl girdiğini geçen günlerde açıkladı:
“Çok yakın arkadaşım” dediği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile yaptığı bir görüşmede “Hallederiz” demiş; bir “devlet adamı” olarak geçmişte nasıl hallettiyse öyle halletmiş, ödülü de kapmış.
Saray’daki AKP’linin “dik ve milli duruşuna hayran olduğunu” açıklayan Çağlar gibi devlet adamları sayesinde bugün içinde bulunduğumuz duruma geldiğimizi hiç unutmamak gerek.

İran’daki kıvılcım
Trump, demiş ki:
“Yüce İran halkı yıllardır baskı altında. Yemeğe ve özgürlüğe açlar. İnsan haklarının yanı sıra İran’ın zenginliği de yağmalanıyor. Değişim zamanı geldi.”
İran’ın doğal kaynaklarını Arap-Amerikan ve Anglo-Pers petrol şirketleri aracılığıyla yıllarca yağmalamamış gibi.

Petrol karteli Standart Oil şirketinin sahibi Roosvelt ailesinden CIA ajanı Kermit Roosvelt’in kışkırttığı olaylar sonrası, 1950’lerde İran petrollerini millileştiren Başbakan Muhammed Musaddık’ı iktidardan düşürmemiş gibi.
Destekledikleri işbirlikçi şahın zorbalığı yüzünden Humeyni’nin sarıklı yobazlığının İran’ın başına bela edilmesine neden olmamış gibi.
Tarihten gelen derin kültürü ile Ömer Hayyam’ı, minyatür ustası Rıza Abbasi’yi, şahın gizli polisi tarafından Aras Irmağı’nda boğulan yazar Samed Behrengi’yi yetiştirmiş İran halkı, er ya da geç bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşacaktır.
Ülkede yaşanan olaylar, bunun kıvılcımıdır.

Ayaktakımı
Gezi Direnişi’ndeki dünyayı kavrama ve anlatmada çok yüksek yeteneği olan gençleri “çapulcu” diye niteleyenler, şimdi hiçbir değeri, kültürü ve bilinci olmayan ayaktakımını örgütleyip Mussolini’nin “Kara Gömleklileri”, Hitler’in “Fırtına Bölükleri” gibi silahlı ve ayrıcalıklı hale getirme peşindeler.
Çünkü kuvvetler ayrılığı sona erdi. Yasama KHK, yürütme Saray, yargı parti demek artık.

Durma!
Değerli araştırmacı Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu, “Ülkü Dergisi ve Kemalist Toplum”u irdelediği kitabında, Halkevlerinin “Halkevinden Halka” adlı broşürden bir alıntı ile Cumhuriyetçilerin “devrimcilik” ilkesini nasıl algıladıklarını örnekler:
“Türkiye, yaptığı devrimleri kökünden yapar. Kökünden halleder. Biz deriz ki: Durma düşersin.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları